haberler
Forum Üyesi
Psikolojiye Giriş: Sigmund Freud'un Psikoanalitik Kuramında Id (Alt Benlik) Nedir?
İd, haz ilkesine göre hareket eder. Freud, kimliği bedensel ihtiyaç ve isteklerin, duygusal dürtülerin ve arzuların, özellikle saldırganlığın ve cinsel dürtünün bilinçdışı kaynağı olarak ele alır. Kimliği "kişiliğimizin karanlık, erişilmez kısmı" olarak tanımlar. İd'in anlaşılması, rüyaların ve nevrotik semptomların analizi ile sınırlıdır ve yalnızca ego ile karşıtlığı açısından tanımlanabilir. Örgütü ve kolektif iradesi yoktur: yalnızca haz ilkesine uygun olarak dürtülerin tatmini ile ilgilenir. Akıldan ve sıradan bilinçli yaşamın varsayımlarından habersizdir: zıt dürtüler yan yana, birbirini iptal etmeden var olur. İd'de olumsuzlama ile karşılaştırılabilecek hiçbir şey yoktur. İd'de zaman fikrine tekabül eden hiçbir şey yoktur. İd, değer yargısı tanımaz: iyi ve kötü, ahlak yoktur. Boşalma peşinde koşan içgüdüsel kateksler. Bize göre, id'de olan tek şey budur. İd, gelişimsel olarak egodan önce gelir. İd, doğumda mevcut olan, somatik organizasyonun doğasında bulunan ve yalnızca haz ilkesi tarafından yönetilen temel içgüdüsel dürtülerden oluşur. Psişik aygıt, farklılaşmamış bir id olarak başlar ve bunun bir kısmı daha sonra yapılandırılmış bir egoya, gerçeklik ilkesini hesaba katan bir benlik kavramına dönüşür. Freud, id'i Libidonun Büyük Rezervuarı olarak tanımlar, genellikle doğası gereği cinsel olarak algılanan arzu enerjisi, sürekli olarak yaşamın yenilenmesini isteyen yaşam içgüdüleri. Daha sonra, organik yaşamı cansız duruma geri götürmeyi amaçlayan bir ölüm dürtüsü de öne sürdü. Freud'a göre, ölüm içgüdüsü, saldırganlık yoluyla dış dünyaya ve diğer organizmalara yönelik bir yıkım içgüdüsü olarak kendini -muhtemelen kısmen de olsa- ifade ediyor gibi görünmektedir. İd tüm içgüdüsel dürtüleri içerdiğinden, eros ya da yaşam içgüdülerinin yanı sıra yıkıcı içgüdü de id'in bir parçası olarak kabul edilir.
KAYNAK: PSİKOLOJİ TARİHİ
(İNGİLİZCEDEN TÜRKÇEYE ÇEVRİLMİŞTİR.)