Vay Canına
Forum Üyesi
Buhranlar Anaforu
İnsanın çok şeylerden daha değersiz hale geldiği bir dünyada yaşıyoruz. Bilhassa, ebedi varoluşa inanmayan ve cennet hayatını dünyada yaşamak isteyen bir insan için bu durum sıkıntı, buhran, bunalım ve endişelerin temel kaynağıdır. Fert, kendini insan olarak tanımaya başladığı andan itibaren, bir yandan mes’ud olmak için çalışıp çabalarken, diğer yandan toplumda silik bir hayat yaşayacağı ve zamanın acımasız dişlileri arasında ezilip gideceği korku ve endişesi içinde çırpınmaktadır. Bu korku ve endişe ise insanı ya ilaç ve alkol alışkanlığına sevkederek herşeye boş veren, vurdumduymaz bir duruma sokmakta veya herşeyden müteessir olan, hassas bir insan haline getirmektedir.
Nitekim, ABD’de Ruh Sağlığı Milli Enstitüsünün yaptığı çalışmalardan elde edilen neticeler, “anksiyete” olarak isimlendirilen bu durumun, bu ülkede kadınlar için bir numaralı sağlık problemi olduğunu göstermiştir. (Anksiyete; korku, endişe, sıkıntı içindeki bir kişinin durumunu ifade eder). Erkeklerde ise alkol ve ilaç alışkanlığından sonra ikinci sırayı almaktadır. Fakat birçok araştırma, alkol ve teskin edici ilaçların sıkıntı, endişe ve korkuların maskelenmesi için kullanıldığını ortaya koymuştur. Yani temelde yatan sebep yine “anksiyete” dir.
Araştırma ve müşahede neticelerinden anlaşılıyor ki, bugün dıştan çok debdebeli ve haşmetli görünmesine rağmen bir çok toplum fert fert ve topyekün bir buhran içinde yüzmektedir.
Mevzuya biraz açıklık getirmesi için, gerçek hayattan seçilen şu üç insanın içinde bulunduğu ruh haletini düşünün:
— 32 yaşındaki bir avukat. Bu avukat kendi uğraşmalarının, çalışmalarının ailesini geçindirebilecek kadar para getireceğinden şüphelenmektedir. Ayrıca başarılarının birgün sona ereceği, kabiliyetlerinin söneceği ve artık kimsenin kendisine güvenmeyeceği korku ve endişesi içindedir. Daima sinirli ve kızgın oluşunun sebebi de çılgınlığa kadar giden bu korku ve endişelerdir.
İnsanın çok şeylerden daha değersiz hale geldiği bir dünyada yaşıyoruz. Bilhassa, ebedi varoluşa inanmayan ve cennet hayatını dünyada yaşamak isteyen bir insan için bu durum sıkıntı, buhran, bunalım ve endişelerin temel kaynağıdır. Fert, kendini insan olarak tanımaya başladığı andan itibaren, bir yandan mes’ud olmak için çalışıp çabalarken, diğer yandan toplumda silik bir hayat yaşayacağı ve zamanın acımasız dişlileri arasında ezilip gideceği korku ve endişesi içinde çırpınmaktadır. Bu korku ve endişe ise insanı ya ilaç ve alkol alışkanlığına sevkederek herşeye boş veren, vurdumduymaz bir duruma sokmakta veya herşeyden müteessir olan, hassas bir insan haline getirmektedir.
Nitekim, ABD’de Ruh Sağlığı Milli Enstitüsünün yaptığı çalışmalardan elde edilen neticeler, “anksiyete” olarak isimlendirilen bu durumun, bu ülkede kadınlar için bir numaralı sağlık problemi olduğunu göstermiştir. (Anksiyete; korku, endişe, sıkıntı içindeki bir kişinin durumunu ifade eder). Erkeklerde ise alkol ve ilaç alışkanlığından sonra ikinci sırayı almaktadır. Fakat birçok araştırma, alkol ve teskin edici ilaçların sıkıntı, endişe ve korkuların maskelenmesi için kullanıldığını ortaya koymuştur. Yani temelde yatan sebep yine “anksiyete” dir.
Araştırma ve müşahede neticelerinden anlaşılıyor ki, bugün dıştan çok debdebeli ve haşmetli görünmesine rağmen bir çok toplum fert fert ve topyekün bir buhran içinde yüzmektedir.
Mevzuya biraz açıklık getirmesi için, gerçek hayattan seçilen şu üç insanın içinde bulunduğu ruh haletini düşünün:
— 32 yaşındaki bir avukat. Bu avukat kendi uğraşmalarının, çalışmalarının ailesini geçindirebilecek kadar para getireceğinden şüphelenmektedir. Ayrıca başarılarının birgün sona ereceği, kabiliyetlerinin söneceği ve artık kimsenin kendisine güvenmeyeceği korku ve endişesi içindedir. Daima sinirli ve kızgın oluşunun sebebi de çılgınlığa kadar giden bu korku ve endişelerdir.