49 yıllık minibüsüyle nostaljiyi sokaklara taşıyor

Kocaeli'de Pala Dayı olarak bilinen Hasan Durukan, 49 yıllık minibüsüyle nostaljiyi sokaklara taşıyor. Durukan, 1976 model minibüsüyle babasından miras kalan klasik araç tutkusunu ve çocukluk hayalini yaşatıyor.


Kocaeli'nin Derince ilçesinde bisiklet tamirciliği yapan Hasan Durukan, bakım ve onarımını elleriyle yaptığı 1976 model minibüsüyle babasından miras kalan klasik araç tutkusunu ve çocukluk hayalini yaşatıyor.

Yaklaşık 40 yıldır bisiklet tamirciliği yapan 55 yaşındaki Durukan, çocuk yaşta babasından miras kalan klasik araç sevgisini sürdürüyor.

Yıllar içinde satın aldığı klasik araçların bakımını ve onarımını kendi imkanlarıyla yapan Durukan, onları yeniden yollara çıkarıyor.

Bıyığının uzunluğundan dolayı çevrede "Pala Dayı" olarak da bilinen Durukan'ın 5 yıl önce satın alarak baştan aşağı yenilediği 1976 model minibüsü ve onarım süreci devam eden 1972 model otomobili bulunuyor.

Hasan Durukan, 15 yaşından beri bisiklet tamirciliği yaptığını, klasik araç sevdasının da babasından kalma miras olduğunu söyledi.

Klasik araçların tamirini babasının yanında izleyerek öğrendiğini anlatan Durukan, klasik araçlara adeta aşık olduğunu, 1968 model minibüsünü yakın zamanda sattığını aktardı.

Durukan, şu anki aracına da çok fazla talibin olduğunu, ölene kadar satmayı düşünmediğini belirterek, aracı aldığında genel bakım onarıma soktuğunu, rengini de değiştiğini kaydetti.

ğluna da 1972 model otomobil aldığından bahseden Durukan, "Otomobilin boyasını komple kazıdım, kendim yeniden boyayacağım. Kurban Bayramı'nda oğlumun düğünü var, ona yetiştirmeyi düşünüyoruz. İki araca da çok para harcadım, hala daha devam ediyorum. Harcadığım para gözüme gelmiyor. Bunlar bebek gibi, bakım ve ilgi istiyor. Bunları yormayacaksın nazik davranacaksın." diye konuştu.

Durukan, klasik araçların tamiri için usta bulamadığını, kendisinin hem iş yerinde çalıştığını hem de araçları tamir ettiğini anlattı.

Tek hobisinin klasik araçlarla uğraşmak olduğunu anlatan Durukan, "Aşkla yapıyorum, yorulmuyorum. Araçta ya Ferdi Tayfur'un ya da Neşet Ertaş'ın kasetlerini dinlerim. Yolda durdurup fotoğraf çektirmek isteyenler oluyor. Karşı şeritten geçen araçlar mutlaka korna çalıyor. Bu mahallede beni tanımayan yoktur, tanımayanlar da bu araç sayesinde beni tanıdı. Aracın camından, çerçevesine kadar her şeyini yeniden yaptım." ifadelerini kullandı.

Durukan, aracın renginin özel olarak tasarlandığını belirterek, "Rengini ben seçtim, sempatik bir renk olsun istedim. Babamın arabası da sarıydı, o yüzden de biraz bu renge tutkum var. Araçla Eskişehir, Düzce, Tekirdağ'a gittik, sorun yaşamadık. Bu araçla Almanya'ya gitsen sorun yaşamazsın." dedi.