İnsan kimi zaman yaşadığı zorluklar nedeniyle dayanma gücünün kalmadığını, pes etmesi gerektiğini düşünebilir. Olayların hep aleyhine gerçekleştiğini, haksızlığa uğradığını sanabilir. Oysa insan biraz bile derinlemesine düşündüğünde, bulunduğu durumun içinden çıkılamayacak kadar da zor ve karmaşık olmadığını görecektir. Ancak elbette bunu Kuran'a dayanarak yapmalıdır.
Kişi Kuran'ı samimi olarak okuyup uygulamaya çalıştığında görecektir ki, Allah başımıza gelen her olayı bir hayır ve hikmetle yaratmış olup, dayanma gücümüzün çerçevesinde var etmektedir. Rabbimiz her kulunu farklı fıtratlarda yaratmıştır; kimi hemen sinirlenmeye, kimi sabırsız olmaya, kimi korkuya açık... yaratılmıştır. Bu yüzden her birimizin imtihanı farklıdır. Allah herkes için özel, olumsuzmuş gibi görünen olaylar yaratmaktadır. Ancak hepsi bütününde Allah'a yönelmemiz, daha olgun birer insan olup cennete ehil olmamız için var edilmektedir. Müslümanca düşünen bir insan için aslında tüm bu sıkıntılar birer güzelliktir. Kişi bunun farkına vardığında sıkıntılar fırsata dönüşerek, tevekkül edildiğinde ecir vesilesi olacaktır.
De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51)
Rabbimiz her kuluna kendi şah damarından daha yakındır. Bu yüzden her bireyin nasıl bir imtihandan geçmesi gerektiğini, nelerinin eksik olduğunu, neye ne kadar dayanabileceğini bilendir. İnsan en umutsuz kaldığı anda bilmelidir ki, aslında bu kişinin dayanabileceği bir zorluktur. Ancak kişi bu imtihanı talihsizlik olarak değerlendirip, olayların kendiliğinden geliştiğini sanırsa, işin içinden çıkmayacağını sanıp bunalıma girebilir. Ancak samimi bir Müslüman gözüyle bakarsa bu sıkıntı gibi görünen olaylar, değil kişiyi yormak, gücüne güç katmasına ve olgunlaşmasına vesile olur.
İnsanların büyük bir bölümünün zorluk anlarında sıkıntıya düşmelerinin bir nedeni de imtihan ortamında olduğumuzu unutup, sadece sebepleri baz alarak yaşamalarıdır. Oysa başımıza gelen herhangi bir olay tüm ayrıntılarıyla Allah tarafından var edilmektedir. Yani kişiler, olaylar, nesneler veya şartlar Allah tarafından yaratılmaktadır. Örneğin işinde başarılı olmak isteyen bir kişi, sadece sebeplere bakarak hareket eder ve herşeyin kendiliğinden gerçekleştiğini sanırsa,en küçük başarısızlığında yılgınlığa kapılıp, olayları, kişileri ve kendini suçlayabilir, bundan dolayı depresyona girebilir.Oysa hepsi Allah tarafından bir hikmetle yaratılmıştır. Böyle bir durumda akılcı düşünen bir Müslümanın yapması gereken, sebeplere Allah rızası için, Allah'ı untumadan sarılarak çaba göstermesi ve sonucu her ne olursa olsun hayır görmesidir.
İnsanların imtihanlar karşısında sabırsızlığının bir nedeni de şükredici olmamalarıdır. Kişi başına bir olay geldiğinde kendine dışarıdan bakabilmeli, hep olumsuzlukları düşünmek yerine Allah'ın yarattığı hikmetleri görmeye çalışıp, sahip olduklarına şükredebilmelidir. Unutulmamalıdır ki, şu an yeryüzünde bir parça ekmeğe muhtaç, temiz su kaynaklarından mahrum, her gün bombaların altında yaşam savaşı veren milyonlarca insan bulunmaktadır. Onların yaşadıkları ile kendi sıkıntılarımızı kıyas ettiğimizde aradaki fark net görülecektir. Bu yüzden insan şükretmeyi unutmamalı, ölümün her an kendini bulabileceğini sürekli tefekkür etmelidir.
Hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz; elimizde hakkı söylemekte olan bir kitap vardır ve onlar hiçbir haksızlığa uğratılmazlar. (Müminun Suresi, 62)
Kişi Kuran'ı samimi olarak okuyup uygulamaya çalıştığında görecektir ki, Allah başımıza gelen her olayı bir hayır ve hikmetle yaratmış olup, dayanma gücümüzün çerçevesinde var etmektedir. Rabbimiz her kulunu farklı fıtratlarda yaratmıştır; kimi hemen sinirlenmeye, kimi sabırsız olmaya, kimi korkuya açık... yaratılmıştır. Bu yüzden her birimizin imtihanı farklıdır. Allah herkes için özel, olumsuzmuş gibi görünen olaylar yaratmaktadır. Ancak hepsi bütününde Allah'a yönelmemiz, daha olgun birer insan olup cennete ehil olmamız için var edilmektedir. Müslümanca düşünen bir insan için aslında tüm bu sıkıntılar birer güzelliktir. Kişi bunun farkına vardığında sıkıntılar fırsata dönüşerek, tevekkül edildiğinde ecir vesilesi olacaktır.
De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51)
Rabbimiz her kuluna kendi şah damarından daha yakındır. Bu yüzden her bireyin nasıl bir imtihandan geçmesi gerektiğini, nelerinin eksik olduğunu, neye ne kadar dayanabileceğini bilendir. İnsan en umutsuz kaldığı anda bilmelidir ki, aslında bu kişinin dayanabileceği bir zorluktur. Ancak kişi bu imtihanı talihsizlik olarak değerlendirip, olayların kendiliğinden geliştiğini sanırsa, işin içinden çıkmayacağını sanıp bunalıma girebilir. Ancak samimi bir Müslüman gözüyle bakarsa bu sıkıntı gibi görünen olaylar, değil kişiyi yormak, gücüne güç katmasına ve olgunlaşmasına vesile olur.
İnsanların büyük bir bölümünün zorluk anlarında sıkıntıya düşmelerinin bir nedeni de imtihan ortamında olduğumuzu unutup, sadece sebepleri baz alarak yaşamalarıdır. Oysa başımıza gelen herhangi bir olay tüm ayrıntılarıyla Allah tarafından var edilmektedir. Yani kişiler, olaylar, nesneler veya şartlar Allah tarafından yaratılmaktadır. Örneğin işinde başarılı olmak isteyen bir kişi, sadece sebeplere bakarak hareket eder ve herşeyin kendiliğinden gerçekleştiğini sanırsa,en küçük başarısızlığında yılgınlığa kapılıp, olayları, kişileri ve kendini suçlayabilir, bundan dolayı depresyona girebilir.Oysa hepsi Allah tarafından bir hikmetle yaratılmıştır. Böyle bir durumda akılcı düşünen bir Müslümanın yapması gereken, sebeplere Allah rızası için, Allah'ı untumadan sarılarak çaba göstermesi ve sonucu her ne olursa olsun hayır görmesidir.
İnsanların imtihanlar karşısında sabırsızlığının bir nedeni de şükredici olmamalarıdır. Kişi başına bir olay geldiğinde kendine dışarıdan bakabilmeli, hep olumsuzlukları düşünmek yerine Allah'ın yarattığı hikmetleri görmeye çalışıp, sahip olduklarına şükredebilmelidir. Unutulmamalıdır ki, şu an yeryüzünde bir parça ekmeğe muhtaç, temiz su kaynaklarından mahrum, her gün bombaların altında yaşam savaşı veren milyonlarca insan bulunmaktadır. Onların yaşadıkları ile kendi sıkıntılarımızı kıyas ettiğimizde aradaki fark net görülecektir. Bu yüzden insan şükretmeyi unutmamalı, ölümün her an kendini bulabileceğini sürekli tefekkür etmelidir.
Hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz; elimizde hakkı söylemekte olan bir kitap vardır ve onlar hiçbir haksızlığa uğratılmazlar. (Müminun Suresi, 62)