Almanya her anlamda federatif, her anlamda çoğulcu ve her anlamda dikey değil yatay örgütlenmiş durumda. Tam anlamıyla bir burjuva toplumu. Açık toplumdan bahsediyoruz. Nasıl mı? Anlatayım.
***
Zengin bir Alman bayan, bir burjuva, ``Zenginlerden daha fazla vergi alınsın!`` diye bir aksiyon başlattı. Hatta, bazı zengin aileler gönüllü olarak daha fazla vergi ödemek istiyorlar iyi mi?..
VW Holding tam 14 araba markası içeriyor. Arkasında İki Alman aile var. İki büyük burjuva aile. BMW`nin kuruluşunda ve halen arkasında Quandt Ailesi var. BOSCH firması da öyle...
***
Almanya sanayileşmeye İngiltere ve Fransa gibi tam zamanında başlamış ve bu işi çok iyi tamamlamış.
Aristokrasinin önüne geçen burjuvazi ``Mülkiyet yükümlülüktür/sorumluluktur!`` (Eigentum verpflichtet!) ilkesinin hakkını veriyor. Yatırım yapıyor, istihdam yaratıyor... Ar-Ge`ye, inovasyona ve eğitime büyük yatırımlar yapıyor.
Almanya`da altyapı sağlam. Üretim katma değeri yüksek mallardan oluşuyor. Almanya, ihracaatta sık sık dünya birincisi oluyor. Ülkedeki birikim, mal varlığı tam 7 katrilyondan fazla.
Almanya`da her yıl 400 milyar Avro değerinde miras devrediliyor. `Miras generasyonu`ndan bahsediliyor... Miras devralırken ödenen vergi makul. Bunun da çok kaçamak yolları var tabii ki... Varlık vergisi formalite olarak, kağıt üstünde var; fakat uygulanmıyor.
Nüfusun %1`i ülkedeki varlıkların %40`ına sahip.
***
Corona Pandemisi esnasında, yani son iki yılda bankaların çoğu karlarını ikiye katladı,
Bu dönemde BASF, Siemens, Bosch, Porsche, Mercedes-Benz, VW vb. büyük firmalar tarihlerinin en büyük karını elde ettiler...
***
Federal Hükümet elbette ki bazı tebdirlerle toplumun gazını aldı. Öğrencilere 300 Avro yardım yapıldı. Emeklilelere de bir defalığına 300 Avro ödendi. Hatta içinde bulunduğumuz ayın gaz ve elektrik hesapları devlet tarafından üstlenildi. Bu arada, çok iyi karlar yapan firmalar, çalışanlarına duruma göre ve yılda bir defa olmak kaydıyla 4.000; 5.000; 6.000 Avro ikramiye/pirim ödediler...
***
Bütün bunları yeterli bulmayan bir burjuva kadın çıktı ortaya ve itiraz etti. Daha 30 yaşında ve Viyana`da Alman Dili ve Edebiyatı okuyor, 95 yaşında ölen akrabasından milyonlarca miras kaldı bu hümanist kıza, Marlene ENGELHORN`a. Bu vicdan sahibi kızın ataları 1865 yılında BASF`I kurmuşlar. Miras oradan kaynaklanıyor. Bir başka vicdan sahibi zengin genç erkek de bu kadını destekleyerek bir inisiyatif oluşturdular 2021 yılı yazında. Bu genç adam bir Almam-Yunan kırması ve kimya-eczacılık sektöründe büyük kuruluşlara sahip...
Bu iki genç insan yanlarına başkalarını da alarak 62 kişiden oluşan ``Millionares for Humanity`` inisiyatifini başlattılar geçen yıl. Kampanya halen sürüyor ve katılanlar oluyor...
Bu inisiyatif, zengin Almanların, milyonerlerin ve milyarderlerin daha fazla vergi ödemesini talep ediyor ve kendileri gönüllü olarak daha fazla vergi ödemek istiyorlar.
Örneğin milyonlarca mirasa sahip olan Marlene ENGELHORN mal varlığının %90`nını vergi olarak devlete ödemek istiyor.
Antonis SCHWARZ da devlete daha fazla vergi ödemek istiyor.
Böylece, toplumda zaten var olan eşitsizliğin, eğitim alanındaki şans eşitsizliğinin, demokrasiyi tehlikeli bir şekilde tehdit eden güç odaklanmasının (bu gücün ekonomik yollarla belli ellerde toplanmasının) önüne geçilebileceğini dile getiriyor ve bunun için zenginlerin daha fazla vergi vermesini ve hatta zengin ailelerden varlık vergisi alınmasını talep ediyorlar. (#Taxmenow die Iniative für Steuergerechtigkeit)
Bu işin vakıflar vb. yollarla çözülemeyeceğini vurgulayarak, devletin vergi alıp dağıtımın ve hizmetin de devlet eliyle yapılmasının önemine dikkat çekiyorlar. Yani kamuculuğu dile getiriyorlar. Anlaşılan o ki, bu gençler VAKIF yoluyla hangi numaraların çevrildiğini çok iyi anlamışlar...
Marlene ENGELHORN şöyle diyor: Ben çok zengin birisi olarak doğdum. Ama, günün birinde çok zengin birisi olarak ölmem gerekmez.
Bu gençler, hani şu yaşlıların beğenmediği, apolitik bulduğu gençler, sanki Max WEBER`e gönderme yaparak bizlere yol gösteriyor, adeta ders veriyorlar... Neredesiniz ey burjuvalar, aristokratlar, zenginler, vicdan sahibi zengin müslümanlar? Geldiyseniz masaya üç kere vurun. Vurun da biz de duyalım. (Yoksa siz hala Max WEBER`in ``Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu``nu mu okuyorsunuz? Bitirince, bir zahmet bu büyük sosyoloğun `` Meslek Olarak Politika``sını da okuyun)
***
Bu olanlar Türkiye`de ki burjuvaziye ve vicdan sahibi zengin ve inançlı insanlara örnek olur mu dersiniz?
***
Okuyucularıma sağlık, mutluluk ve başarılar dolu bir YENİ YIL dilerim. Her şey gönlünüzce olsun.
YENİ YIL`ın başta Türkiye`de ve Almanya`da olmak üzere tüm Dünya`da barışa, dostluğa, sevgiye, huzura, dayanışmaya ve paylaşıma vesile olması en büyük arzumdur.
***
Zengin bir Alman bayan, bir burjuva, ``Zenginlerden daha fazla vergi alınsın!`` diye bir aksiyon başlattı. Hatta, bazı zengin aileler gönüllü olarak daha fazla vergi ödemek istiyorlar iyi mi?..
VW Holding tam 14 araba markası içeriyor. Arkasında İki Alman aile var. İki büyük burjuva aile. BMW`nin kuruluşunda ve halen arkasında Quandt Ailesi var. BOSCH firması da öyle...
***
Almanya sanayileşmeye İngiltere ve Fransa gibi tam zamanında başlamış ve bu işi çok iyi tamamlamış.
Aristokrasinin önüne geçen burjuvazi ``Mülkiyet yükümlülüktür/sorumluluktur!`` (Eigentum verpflichtet!) ilkesinin hakkını veriyor. Yatırım yapıyor, istihdam yaratıyor... Ar-Ge`ye, inovasyona ve eğitime büyük yatırımlar yapıyor.
Almanya`da altyapı sağlam. Üretim katma değeri yüksek mallardan oluşuyor. Almanya, ihracaatta sık sık dünya birincisi oluyor. Ülkedeki birikim, mal varlığı tam 7 katrilyondan fazla.
Almanya`da her yıl 400 milyar Avro değerinde miras devrediliyor. `Miras generasyonu`ndan bahsediliyor... Miras devralırken ödenen vergi makul. Bunun da çok kaçamak yolları var tabii ki... Varlık vergisi formalite olarak, kağıt üstünde var; fakat uygulanmıyor.
Nüfusun %1`i ülkedeki varlıkların %40`ına sahip.
***
Corona Pandemisi esnasında, yani son iki yılda bankaların çoğu karlarını ikiye katladı,
Bu dönemde BASF, Siemens, Bosch, Porsche, Mercedes-Benz, VW vb. büyük firmalar tarihlerinin en büyük karını elde ettiler...
***
Federal Hükümet elbette ki bazı tebdirlerle toplumun gazını aldı. Öğrencilere 300 Avro yardım yapıldı. Emeklilelere de bir defalığına 300 Avro ödendi. Hatta içinde bulunduğumuz ayın gaz ve elektrik hesapları devlet tarafından üstlenildi. Bu arada, çok iyi karlar yapan firmalar, çalışanlarına duruma göre ve yılda bir defa olmak kaydıyla 4.000; 5.000; 6.000 Avro ikramiye/pirim ödediler...
***
Bütün bunları yeterli bulmayan bir burjuva kadın çıktı ortaya ve itiraz etti. Daha 30 yaşında ve Viyana`da Alman Dili ve Edebiyatı okuyor, 95 yaşında ölen akrabasından milyonlarca miras kaldı bu hümanist kıza, Marlene ENGELHORN`a. Bu vicdan sahibi kızın ataları 1865 yılında BASF`I kurmuşlar. Miras oradan kaynaklanıyor. Bir başka vicdan sahibi zengin genç erkek de bu kadını destekleyerek bir inisiyatif oluşturdular 2021 yılı yazında. Bu genç adam bir Almam-Yunan kırması ve kimya-eczacılık sektöründe büyük kuruluşlara sahip...
Bu iki genç insan yanlarına başkalarını da alarak 62 kişiden oluşan ``Millionares for Humanity`` inisiyatifini başlattılar geçen yıl. Kampanya halen sürüyor ve katılanlar oluyor...
Bu inisiyatif, zengin Almanların, milyonerlerin ve milyarderlerin daha fazla vergi ödemesini talep ediyor ve kendileri gönüllü olarak daha fazla vergi ödemek istiyorlar.
Örneğin milyonlarca mirasa sahip olan Marlene ENGELHORN mal varlığının %90`nını vergi olarak devlete ödemek istiyor.
Antonis SCHWARZ da devlete daha fazla vergi ödemek istiyor.
Böylece, toplumda zaten var olan eşitsizliğin, eğitim alanındaki şans eşitsizliğinin, demokrasiyi tehlikeli bir şekilde tehdit eden güç odaklanmasının (bu gücün ekonomik yollarla belli ellerde toplanmasının) önüne geçilebileceğini dile getiriyor ve bunun için zenginlerin daha fazla vergi vermesini ve hatta zengin ailelerden varlık vergisi alınmasını talep ediyorlar. (#Taxmenow die Iniative für Steuergerechtigkeit)
Bu işin vakıflar vb. yollarla çözülemeyeceğini vurgulayarak, devletin vergi alıp dağıtımın ve hizmetin de devlet eliyle yapılmasının önemine dikkat çekiyorlar. Yani kamuculuğu dile getiriyorlar. Anlaşılan o ki, bu gençler VAKIF yoluyla hangi numaraların çevrildiğini çok iyi anlamışlar...
Marlene ENGELHORN şöyle diyor: Ben çok zengin birisi olarak doğdum. Ama, günün birinde çok zengin birisi olarak ölmem gerekmez.
Bu gençler, hani şu yaşlıların beğenmediği, apolitik bulduğu gençler, sanki Max WEBER`e gönderme yaparak bizlere yol gösteriyor, adeta ders veriyorlar... Neredesiniz ey burjuvalar, aristokratlar, zenginler, vicdan sahibi zengin müslümanlar? Geldiyseniz masaya üç kere vurun. Vurun da biz de duyalım. (Yoksa siz hala Max WEBER`in ``Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu``nu mu okuyorsunuz? Bitirince, bir zahmet bu büyük sosyoloğun `` Meslek Olarak Politika``sını da okuyun)
***
Bu olanlar Türkiye`de ki burjuvaziye ve vicdan sahibi zengin ve inançlı insanlara örnek olur mu dersiniz?
***
Okuyucularıma sağlık, mutluluk ve başarılar dolu bir YENİ YIL dilerim. Her şey gönlünüzce olsun.
YENİ YIL`ın başta Türkiye`de ve Almanya`da olmak üzere tüm Dünya`da barışa, dostluğa, sevgiye, huzura, dayanışmaya ve paylaşıma vesile olması en büyük arzumdur.