Mircx
Forum Üyesi
- Katılım
- 12 Ara 2022
- Mesajlar
- 3,403
- Puanları
- 0
Bu ziyaret, aslında Rusya ile Ukrayna Savaşı'nın ve bunun ötesinde Rusya ile Batı arasındaki çatışmanın dini yönünün olduğunu da gösteriyor. Ukraynalılar'ın büyük kısmı, Ruslar gibi, Hristiyanlığın Ortodoksluk mezhebine mensup. Ancak Ukrayna'daki Ortodokslar, başlıca iki cemaate bölünmüş durumda. Ortodoks cemaatin büyük kısmı, Moskova Patrikhanesi'nin (Rus Ortodoks Kilisesi'nin) Ukrayna koluna mensup. Daha az bir bölümüyse, Fener Patrikhanesi'nin himayesindeki kilise teşkilatına bağlı. Sovyetler Birliği'nin 1991 yılında dağılmasının ardından, millyietçi çizgideki rahipler, ayrı kilise teşkilatları kurmuştu. Ancak bu kiliseler, Fener tarafından tanınmamıştı. Feener Patriği, 2018 yılında, Ukrayna'nın Moskova Patrikhanesi'nin değil, kendisinin dini alanına girdiğini ilan etti ve önceden Moskova'dan ayrılmış olan Ukraynalı milliyetçi rahipleri kendi himayesinde bir kilise teşkilatında topladı. Bu olay, Moskova Patrikhanesi ile Fener Patrikhanesi'nin ilişkilerinin tamamen kopmasına ve Ortodoks dünyasındaki ilk bölünmeye neden olmuştu. Katolik dünyasında papanın Katolikler üzerinde iktidarının olduğunun kabul edilmesine karşılık, Ortodoks dünyasında, Fener Patriği, sadece, "eşitler arasında birinci" olarak kabul ediliyor. Yani, diğer Ortodoks kiliseleri, Fener'in onursal liderliğini kabul etmekle birlikte, onu gerçek anlamda lider olarak kabul etmez. Fener Patrikhanesi ile en fazla çatışmaya giren kurum ise, eskiden beri, Moskova Patrikhanesi idi. Bunun önemli bir nedeni, Moskova Patrikhanesi'inn yüz milyondan fazla kişilik bir cemaatle, dünyadaki en kalabalık Ortodoks kilisei olmasıdır. Ancak, Fener'le Moskova arasındaki çatışmanın, çok önemli bir siyasi boyutu da bulunuyor: 1940'lı yılların ortalarından beridir ABD, Doğu Avrupa ülkelerindeki Ortodoks nüfusu kendi etkisi altına alma konusunda Fener Patrikhanesi ile işbirliği yaparken, Kremlin yönetimi, bu konuda Moskova Patrikhanesi'ni kullanıyor. Yani, iki büyük güç arasındaki mücadele, dini alana da yansıyor. ABD, Fener Patrikhanesi'nden bu konuda daha fazla yararlanabilmek için, patriğin Türk vatandaşı olma şartının kaldırılmasını istiyor. Türkiye ise, buna mesafeli yaklaşıyor. Ukrayna, bu savaşta da görüldüğü üzere, Rusya ile ABD arasındaki çatışmanın en önemli alanını oluşturuyor. Ukrayna'nın Rusya ve açısından hem jeopolitik, hem de milli ve dini önemi var. Zira, Ruslar, tarihteki ilk başkentlerinin Kiev olduğunu savunuyor ve Rus Ortodoksları'nın hac merkezi olarak gördüğü Peçersk Manastırı, Kiev'de bulunuyor. 2018'de Fener Patrikhanesi Ukrayna'yı kendi alanında ilan edip burada kendisine bağlı br kilise teşkilatı kurunca, bunu ilk olarak, ABD yönetimi tebrik etmişti. Rusya yönetimiyse, bunları bir ABD komplosu olarak nitelendiriyordu. Ukrayna'da Batı yanlısı çevreler, eskiden beri, ülkdeki Ortodoks cemaati Moskova'dan ayırıp Fener'e bağlama çabası içindeydi. Geçen yılın şubat ayında Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasından sonraysa, Ukrayna'da Rusya'yla bağlantılı herşey, düşman olarak görülmeye başladı. Moskova Patrikhanesi'nin Ukrayna kolu, bu şartlarda, Moskova'yla ilişkisini kestiğini açıkladı. Ancak Ukrayna yönetimi, Moskova Patrikhanesi'nin Ukrayna kolunun Moskova'dan ayrılma kararının samimi olmadığını savunuyor. Bu cemaate ait olan bazı kiliseler, Fener'in Ukrayna'daki cemaatine devrediliyor. Son olarak, Rus Ortodoksları'nın hac merkezi olarak gördüğü Kiev Peçersk Manastırı'na Ukrayna yönetimi, aşamalı olarak el koymaya başladı. Burasının Fener'e devredileceği söyleniyor. Ancak bazı uzmanlar, Ukrayna'daki Ortodoks cemaatin tamamnının savaş şartlarında Fener Patrikhanesi'ne bağlanmasının, ülkede gerginliklere yol açabileceğini söylüyor. Gelişmeler, bölgedeki siyasi ve askeri gerilimin dini alanda da etkisini sürdüreceğini gösteriyor. Konuları ayrıntılı öğrenmek isteyenlere, ikinci baskısını yapmış olan "Rusya Batı Çatışmasında Fener Rum Patrikhanesi" adlı kitabımı tavsiye ederim.