Küresel tahminler, halihazırda küresel işgücünün %38’ini oluşturan Z ve Y kuşaklarının 2030’a kadar işgücünden %58 pay alacağını gösterirken, işverenlerin de yeni yönetim stratejileri belirlemeleri kaçınılmaz hâle geldi. Z jenerasyonun işyerinde yönetilmek değil, koçluk görmek istediklerini dile getiren Master Certified Coach Fatih Elibol, konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaştı.
Küresel işgücü, yeni bir dönüşüm dalgasının eşiğinde. Y ve Z kuşakları her geçen yıl küresel ekonominin daha aktif oyuncularına dönüşürken, özellikle Z kuşağı, kendine has özellikleriyle önceki kuşaklardan ayrışıyor.
Bu durum, yönetim ve insan kaynakları stratejilerini de doğrudan etkiliyor. Zira küresel danışmanlık şirketi PwC’nin referans verdiği araştırmalar, Z ve Y kuşaklarının hâlihazırda küresel işgücünün %38’ini oluşturduğunu, bu rakamın 2030’a kadar %58’e kadar çıkabileceğini öngörüyor.
Salgın, savaş, küresel ekonomik daralma, artan yaşamsal maliyetler, iklim değişikliği gibi birbirini izleyen krizlerle büyüyen, interneti doğuştan itibaren öğrenmeye başlayan Z kuşağı, işverenlerden ne bekliyor? Uluslararası Koçluk Federasyonu tarafından Master Certified Coach olarak akredite edilen, Gelecek Bugün Başlar derneğini kuran ve aynı isimde bir kitaba da sahip olan MCC Fatih Elibol, konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaştı. AKILLI İŞVERENLER Z KUŞAĞINI NASIL ELDE TUTABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR Temelde 1997 ila 2012 yılları arasında doğan kuşağı tanımlayan Z kuşağı, dijitali önceki kuşaklardan daha iyi bilen, geleceğine ilişkin daha düşünceli, iklim krizi gibi toplumsal ve küresel konuları önemseyen, ters gittiğini düşündüğü trendleri tersini çevirmek için harekete geçen bir kuşak olarak tanımlanıyor. Durum böyle olunca, Z kuşağının işyerinden, iş hayatından, iş-yaşam dengesinden ve işverenlerinden beklentileri de önceki kuşaklardan farklılaşıyor. Pew Araştırma Merkezi'nin 32 bini aşkın Z kuşağı çalışanla gerçekleştirdiği bir araştırma, Z jenerasyonunun işverenlerinden beklentilerine ışık tutuyor. Z KUŞAĞI ÇEŞİTLİ VE KAPSAYICI BİR İŞYERİ İSTİYOR Küreselleşmeye bağlı olarak değişen göç algısı ve çok uluslu şirketlerin çeşitlilik odaklı işe alım politikaları, Z jenerasyonunun işyerinde bugüne dek görülen en çeşitli ve kapsayıcı işgücü grubu olduğunu gösteriyor. Bu noktada Z kuşağının liderlik ekibinde temsilinin sağlanması, önceki kuşaklara mensup işgücünün kapsayıcılık, çeşitlilik, eşitlik (DEI) gibi kavramlarla tanıştırılması, X kuşağının yeni kuşaklarla nasıl birlikte çalışabileceğini çözebilmesi için yönlendirilmesi gerekiyor. Z KUŞAĞI YAŞANABİLİR VE ADİL ÜCRETLER BEKLİYOR
Küresel pandemiyi izleyen ekonomik daralma döneminde iş hayatına atılan ve artan yaşam maliyetlerinden doğrudan etkilenen, özellikle büyükşehirlerde yaşayan Z kuşağı, hak ettiği adil maaşlarla ve yan haklarla ücretlendirilmek istiyor. Araştırmaya göre Z kuşağı çalışanlarının %69’u adil ücret aldıklarını söylerken, bu rakamın diğer kuşaklardan 7 puan aşağıda olduğu görülüyor. Bu noktada nitelikli işgücünü şirketlerine çekmek ve tutmak isteyen işverenlerin Z kuşağının birey olarak yaşadığı zorlukları öngörmesi ve çalışanlarının maddi refahını ilk günden itibaren desteklemesi bekleniyor. Z KUŞAĞI KOÇLUK İSTİYOR Z kuşağı aynı zamanda diğer kuşaklardan, işyerinin psikolojik ve duygusal açıdan “sağlıklı” olduğunu hissetme isteğiyle ayrışıyor. Amerikan Psikoloji Derneği tarafından “en stresli nesil” olarak tanımlanan Z kuşağı, bir yanda dünyayı belirsizliğe sürükleyen siyasi istikrarsızlıklar, iklim değişikliği, bireysel silahlanma, savaş gibi krizlere karşı proaktif davranmaya çalışırken, diğer yandan gelişim yolculuğunu sürdürüyor. Tükenmişlik hissi yaşama olasılığı bu açıdan daha fazla olan Z kuşağı, talimatlarla, yıkıcı bir anlayışla, toksik olarak tabir edilebilecek bir hiyerarşiyle yönetilmektense, yöneticilerinden duygusal olarak destek görmek bekliyor. Bu noktada yönetici koçluğu, performans koçluğu gibi tekniklerin önemi de artıyor.
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.