Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerine bir kaç ay kala Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) yeni üyeler atandı. Baktığımızda yeni üyelerin tamamının Saray'a yakın isimlerden oluştuğu görülüyor. İnsanın aklına ister istemez, bir dostumun tabiriyle, yeniden seçim mühendisliği mi yapılıyor, sorusu geliyor.
Şimdi bakalım Anadolu Ajansı'nın YSK'daki seçimlerle ilgili haberine. Aynen aktarıyorum:
"Yargıtay kontenjanından YSK üyeliğine seçilen Kurul Başkanı Muharrem Akkaya, Cengiz Topaktaş ve Kürşat Hamurcu'yla Danıştay kontenjanından seçilen Başkanvekili Erhan Çiftçi ve Yunus Aykın'ın görev sürelerinin dolması nedeniyle beş yeni üyenin belirlenmesi için Yargıtay ve Danıştay'da seçimler yapıldı.
"Danıştay'da geçen hafta iki üyenin belirlenmesi için yapılan seçim sonucunda üyeler Ali Çopur'la İsmail Kalender YSK'nın yeni üyeleri olmuştuı.Yargıtay'da ise üç üyenin belirlenmesi için yapılan seçimlerin önceki tyrlarında Yargıtay üyeleri Feyzi Eroğlu'yla Talip Bakır YSK üyeliğine seçilmişti. Buradaki seçimin 19. Turunda 12. Hukuk Dairesi üyesi Serdar Mutta 187 oy alarak Yargıtay'dan YSK üyeliğine seçilen üçüncü isim oldu. "
Gelişmelerin bundan sonrası çok ilginç. Yeni üyeler için yemin töreni yapılıyor. Bunun ardından görev süreleri devam eden Ahmet Yener, Mahmut Akgün, Ekrem Özübek, Orhan Usta, Ali Ürker ve Battal Öğüt'le yeni seçilen beş üye arasında YSK Başkanlığı için seçime gidiliyor. Vee, Sayıştay Başkanı Metin Yener'in kardeşi Ahmet Yener yeni başkan olarak seçiliyor.
Şimdi bakalım Ahmet Yener'in biyografisine... Kendisi Milli Görüş kökenli olarak tanınıyor. 3 Nisan 1966 Beypazarı doğumlu. Ankara İmam Hatip Lisesi'ni bitirmiş. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1989'da mezun olmuş. Mesleğe Ankara hakim adayı olarak başlamış. Sırasıyla Baykan, Yığlıca, Sivrihisar, Osmaniye ve Kırıkkale'de hakimlik yapmış.
Yargıtay kontenjanından en son seçilen isim Serdar Mutta bir süre Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Genel Sekreter Yardımcılığı yapmış. O da Milli Görüş kökenli olarak biliniyor. Ne kadar araştırma yaptıysam da Mutta'nın açık biyografisine ulaşamadım.
Bu son YSK kompozisyonu, üyelerinin tamamı Saray'a yakın isimlerden oluştuğuna göre Yüksek Saray Kurulu ismini hak ediyor bence. YSK'nın son marifetine 2019'da İstanbul yerel seçimlerinde tanık olmuştuk. YSK, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın (İBB) 88 bin oy farkıyla Ekrem İmamoğlu tarafından kazanılmasının ardından sadece büyük şehir için yapılan itirazları kabul etmiş ve o seçimlerde dört oy pusuları kullanılmış olmasına rağmen sadece büyük şehir seçimini yenileme kararı almıştı. Ama heyhat, yenilenen seçimlerde İmamoğlu oylarını katlayarak İBB Başkanı seçilmişti.
Biraz daha gerilere gidelim 2017'de Anayasa değişikliği, referandumda yüzde 52 oyla kabul edilmiş, muhalefet mühürsüz oyların YSK tarafından geçerli sayılması üstüne ciddi itirazlarda bulunmuş, ancak devreye Cumhurbaşkanı Erdoğan girerek, "Atı alan Üsküdar'ı geçti," sözleriyle itirazcıları sarakaya almıştı.
Daha yakın bir tarihte, Haziran 2018'de düzenlenen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de şaibe iddiaları ortaya atılmış, ancak o zamanki YSK Başkanı Sadi Güven seçim sonuçlarını cansiparane biçimde savunmuştu. Üstelik o sıradaki YSK'nın yapısında muhalif sayılabilecek bir kaç üye vardı.
Başka ilginç bir olay da 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde yaşanmıştı. Ankara Büyükşehir seçimlerinde oylar Melih Gökçek'in aleyhine düşmeye başlayınca elektrikler kesilmiş, "Seçim sonuçlarında elektrikleri keserek hile yaptılar," diyenlere zamanın Enerji Bakanı Taner Yıldız şöyle cevap vermişti:"Trafoya kedi girdi. Bu yeni bir şey değil." Trafoya kedi girip elektriklerin kesilmesini o dönemdeki YSK da gayet olağan bir durum olarak görmüştü.
Bütün bunları hatırlattıktan sonra eklemek istediğim bir kaç söz var. Dilerim bu yeni YSK 1946 seçimlerinde CHP iktidarının "açık oy gizli tasnif" skandalı benzeri bir skandala imza atmaz. Bunu yaparsa da altından kalkamayacağı ağırlıkta bir suç işlemiş olur. Bakalım, göreceğiz.
Şimdi bakalım Anadolu Ajansı'nın YSK'daki seçimlerle ilgili haberine. Aynen aktarıyorum:
"Yargıtay kontenjanından YSK üyeliğine seçilen Kurul Başkanı Muharrem Akkaya, Cengiz Topaktaş ve Kürşat Hamurcu'yla Danıştay kontenjanından seçilen Başkanvekili Erhan Çiftçi ve Yunus Aykın'ın görev sürelerinin dolması nedeniyle beş yeni üyenin belirlenmesi için Yargıtay ve Danıştay'da seçimler yapıldı.
"Danıştay'da geçen hafta iki üyenin belirlenmesi için yapılan seçim sonucunda üyeler Ali Çopur'la İsmail Kalender YSK'nın yeni üyeleri olmuştuı.Yargıtay'da ise üç üyenin belirlenmesi için yapılan seçimlerin önceki tyrlarında Yargıtay üyeleri Feyzi Eroğlu'yla Talip Bakır YSK üyeliğine seçilmişti. Buradaki seçimin 19. Turunda 12. Hukuk Dairesi üyesi Serdar Mutta 187 oy alarak Yargıtay'dan YSK üyeliğine seçilen üçüncü isim oldu. "
Gelişmelerin bundan sonrası çok ilginç. Yeni üyeler için yemin töreni yapılıyor. Bunun ardından görev süreleri devam eden Ahmet Yener, Mahmut Akgün, Ekrem Özübek, Orhan Usta, Ali Ürker ve Battal Öğüt'le yeni seçilen beş üye arasında YSK Başkanlığı için seçime gidiliyor. Vee, Sayıştay Başkanı Metin Yener'in kardeşi Ahmet Yener yeni başkan olarak seçiliyor.
Şimdi bakalım Ahmet Yener'in biyografisine... Kendisi Milli Görüş kökenli olarak tanınıyor. 3 Nisan 1966 Beypazarı doğumlu. Ankara İmam Hatip Lisesi'ni bitirmiş. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1989'da mezun olmuş. Mesleğe Ankara hakim adayı olarak başlamış. Sırasıyla Baykan, Yığlıca, Sivrihisar, Osmaniye ve Kırıkkale'de hakimlik yapmış.
Yargıtay kontenjanından en son seçilen isim Serdar Mutta bir süre Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Genel Sekreter Yardımcılığı yapmış. O da Milli Görüş kökenli olarak biliniyor. Ne kadar araştırma yaptıysam da Mutta'nın açık biyografisine ulaşamadım.
Bu son YSK kompozisyonu, üyelerinin tamamı Saray'a yakın isimlerden oluştuğuna göre Yüksek Saray Kurulu ismini hak ediyor bence. YSK'nın son marifetine 2019'da İstanbul yerel seçimlerinde tanık olmuştuk. YSK, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın (İBB) 88 bin oy farkıyla Ekrem İmamoğlu tarafından kazanılmasının ardından sadece büyük şehir için yapılan itirazları kabul etmiş ve o seçimlerde dört oy pusuları kullanılmış olmasına rağmen sadece büyük şehir seçimini yenileme kararı almıştı. Ama heyhat, yenilenen seçimlerde İmamoğlu oylarını katlayarak İBB Başkanı seçilmişti.
Biraz daha gerilere gidelim 2017'de Anayasa değişikliği, referandumda yüzde 52 oyla kabul edilmiş, muhalefet mühürsüz oyların YSK tarafından geçerli sayılması üstüne ciddi itirazlarda bulunmuş, ancak devreye Cumhurbaşkanı Erdoğan girerek, "Atı alan Üsküdar'ı geçti," sözleriyle itirazcıları sarakaya almıştı.
Daha yakın bir tarihte, Haziran 2018'de düzenlenen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de şaibe iddiaları ortaya atılmış, ancak o zamanki YSK Başkanı Sadi Güven seçim sonuçlarını cansiparane biçimde savunmuştu. Üstelik o sıradaki YSK'nın yapısında muhalif sayılabilecek bir kaç üye vardı.
Başka ilginç bir olay da 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde yaşanmıştı. Ankara Büyükşehir seçimlerinde oylar Melih Gökçek'in aleyhine düşmeye başlayınca elektrikler kesilmiş, "Seçim sonuçlarında elektrikleri keserek hile yaptılar," diyenlere zamanın Enerji Bakanı Taner Yıldız şöyle cevap vermişti:"Trafoya kedi girdi. Bu yeni bir şey değil." Trafoya kedi girip elektriklerin kesilmesini o dönemdeki YSK da gayet olağan bir durum olarak görmüştü.
Bütün bunları hatırlattıktan sonra eklemek istediğim bir kaç söz var. Dilerim bu yeni YSK 1946 seçimlerinde CHP iktidarının "açık oy gizli tasnif" skandalı benzeri bir skandala imza atmaz. Bunu yaparsa da altından kalkamayacağı ağırlıkta bir suç işlemiş olur. Bakalım, göreceğiz.