Akşam yazarlarından Alen Markaryan'ın köşe yazısı
Beşiktaş armasının futbol takımından ibaret olmadığını hepimizin biliyor olmasından mütevellit direkt mevzuya gireceğim...
Tabii ki bir çok branş var ama bir şeyi çözüme kavuşturmak istiyorsak sırayla gideceğiz... Ana hatlarıyla ve öncelikle Basketbol, voleybol ve hentbolu ele alacağım...
İçinde olduğu sorunları da tartışmayacağım Zaten her şey ortada!!!
Ben çözüm odaklıyım ve diyorum ki Bu üç branş ayrı ayrı kendi içinde başkanını seçsin...
Bir olağanüstü kongreye ve tüzük değişikliğine bakar... Camiada kim ne kadar görelim? Kim ben varım diyor bakalım?
Belirle ay ve günü, adaylar projelerini açıklasın ve seçim olsun... Aynı gün üç başkan da seçilsin...
Hesapları ayrı, yönetimleri ayrı olsun... Her sene sonunda hesap kesilsin... Artısı kulübe kalsın eksiyi cebinden tamamlasın.
En azından basketboldan gelen basketbola gider! Voleybol, hentbol ha keza...
Bu seçilen başkanlar direkt yönetim kurulu üyesi olmakla beraber yalnızca kulübün başkanına hesap verebilir pozisyonda olsunlar...
Şubelerinde başarılı olanlar için ileride başkanlık yolu açılır ve camia çok çeşitliliğe döner...
Beşiktaş kulübü olarak üstlendiğimiz misyon itibariyle bütün spor branşlarında bu ülkeye hizmet etme sorumluluğumuz vardır. Bu eski tertip yönetimden atamalarla şube yönetilmez Yönetilemez, yönetilemiyor!?
Bırakın insanlar sorumluluk alsın... Çalışsınlar... Olursa alkışlarız olmazsa teşekkür ederiz...
Ama en azından deneriz...
Yönetime açık mektubumdur...
BAŞKA BİR 3. AÇIKLAMASI YOK BU İŞİN...
Geçen gün sosyal medyada haber sitelerini dolaşıyorum. Kayseri Spor Kulübü'nün bildirisine denk geldim.
"Şenol Güneş'in futbolcumuz Onur Bulut'un transferiyle ilgili açıklamalarını şaşkınlıkla öğrenmiş bulunuyoruz" diye başlamışlar.
Açıklama sorunludur, federasyon, hukuk, ceza diye de bitirmişler... Baktım Şenol Hoca ne demiş diye, Onur Bulut'u beğenirim gelmesini isterim demiş...
Bu... Hepsi bu...
Bu açıklamadan sonra Kayseri'nin Beşiktaş'la maçı olur, anlarım... Futbolcuyu ayartma gibi bir düşüncemiz olur anlarım... Lakin bunların hiç biri vuku bulmamışken bu yaptığınızdan hiçbir şey anlamam...
Bence Şenol Hoca değil, böyle safhane bir övgüyü resmiyete dökerek siz ayıp ettiniz... Ya futbolcu gitmek istiyor tutamıyorsunuz, ya da Beşiktaş'a veya Şenol Hoca'ya sataşmak hoşunuza gidiyor!
Başka bir üçüncü açıklaması yok bu işin...
GEZEGENDE NELER OLUYOR?
Bu son pazar, dünya, güneş, ay üçlüsünün bilmediğimiz bir çarpışması ya da esrarengiz bir dönemeci falan mı vardı da gezegenimizin her yerinde sportif alanda acayip acayip olaylar meydana geldi?!
Latifeyle beraber böyle bir şey olabilir mi diye içten içe düşünürken Sabahın 6 buçuğunda bizim ufaklığın sırt ağrısından dolayı ağlayarak annesini aramasından başlayan hareketlilik, Spartak Moskova-Zenit maçında ki meydan dövüşüyle devam etti.
İngiliz ve Gali'li taraftarların sokaklarda yumruklaşmasıyla tırmandı. Fas'ın Belçika'yı yenmesinden sonra Brüksel sokaklarının karışmasıyla ayyuka çıktı.
Ve Göztepe-Altay maçında ki olaylarla son buldu...
Tek tesellimiz can kaybının olmaması... Lakin geldiğimiz nokta baya üzücü. Sebep-sonuç muhabbetine girmeyeceğim.
Zira düzelmesi için çok çaba sarf ettim hala da ediyorum. Lakin dünya futbolunu yönetenlerin büyük hataları ve o hataların ülke federasyonlarına yansımasının, başlıca nedenler olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
ÇÖZÜM ÇOK BASİT
Kurallar uygulansa yeter...
Ahbap/çavuş ve ikili ilişkilerden doğan hatalı ve yanlı kararlar maalesef insanların, özelikle genç neslin algısını fena hırpalıyor...
Doğru, gözümüzün önündeyken yanlışın tercih edilmesi, ciddi hasar yaratıyor beyinde...
Söyleyeceğim şu ki; vicdan, tecrübe, bilgi ve adaletle hareket edin yeter...
Vallahi yeter!
Billahi yeter!
Alen MARKARYAN / Akşam
Beşiktaş armasının futbol takımından ibaret olmadığını hepimizin biliyor olmasından mütevellit direkt mevzuya gireceğim...
Tabii ki bir çok branş var ama bir şeyi çözüme kavuşturmak istiyorsak sırayla gideceğiz... Ana hatlarıyla ve öncelikle Basketbol, voleybol ve hentbolu ele alacağım...
İçinde olduğu sorunları da tartışmayacağım Zaten her şey ortada!!!
Ben çözüm odaklıyım ve diyorum ki Bu üç branş ayrı ayrı kendi içinde başkanını seçsin...
Bir olağanüstü kongreye ve tüzük değişikliğine bakar... Camiada kim ne kadar görelim? Kim ben varım diyor bakalım?
Belirle ay ve günü, adaylar projelerini açıklasın ve seçim olsun... Aynı gün üç başkan da seçilsin...
Hesapları ayrı, yönetimleri ayrı olsun... Her sene sonunda hesap kesilsin... Artısı kulübe kalsın eksiyi cebinden tamamlasın.
En azından basketboldan gelen basketbola gider! Voleybol, hentbol ha keza...
Bu seçilen başkanlar direkt yönetim kurulu üyesi olmakla beraber yalnızca kulübün başkanına hesap verebilir pozisyonda olsunlar...
Şubelerinde başarılı olanlar için ileride başkanlık yolu açılır ve camia çok çeşitliliğe döner...
Beşiktaş kulübü olarak üstlendiğimiz misyon itibariyle bütün spor branşlarında bu ülkeye hizmet etme sorumluluğumuz vardır. Bu eski tertip yönetimden atamalarla şube yönetilmez Yönetilemez, yönetilemiyor!?
Bırakın insanlar sorumluluk alsın... Çalışsınlar... Olursa alkışlarız olmazsa teşekkür ederiz...
Ama en azından deneriz...
Yönetime açık mektubumdur...
BAŞKA BİR 3. AÇIKLAMASI YOK BU İŞİN...
Geçen gün sosyal medyada haber sitelerini dolaşıyorum. Kayseri Spor Kulübü'nün bildirisine denk geldim.
"Şenol Güneş'in futbolcumuz Onur Bulut'un transferiyle ilgili açıklamalarını şaşkınlıkla öğrenmiş bulunuyoruz" diye başlamışlar.
Açıklama sorunludur, federasyon, hukuk, ceza diye de bitirmişler... Baktım Şenol Hoca ne demiş diye, Onur Bulut'u beğenirim gelmesini isterim demiş...
Bu... Hepsi bu...
Bu açıklamadan sonra Kayseri'nin Beşiktaş'la maçı olur, anlarım... Futbolcuyu ayartma gibi bir düşüncemiz olur anlarım... Lakin bunların hiç biri vuku bulmamışken bu yaptığınızdan hiçbir şey anlamam...
Bence Şenol Hoca değil, böyle safhane bir övgüyü resmiyete dökerek siz ayıp ettiniz... Ya futbolcu gitmek istiyor tutamıyorsunuz, ya da Beşiktaş'a veya Şenol Hoca'ya sataşmak hoşunuza gidiyor!
Başka bir üçüncü açıklaması yok bu işin...
GEZEGENDE NELER OLUYOR?
Bu son pazar, dünya, güneş, ay üçlüsünün bilmediğimiz bir çarpışması ya da esrarengiz bir dönemeci falan mı vardı da gezegenimizin her yerinde sportif alanda acayip acayip olaylar meydana geldi?!
Latifeyle beraber böyle bir şey olabilir mi diye içten içe düşünürken Sabahın 6 buçuğunda bizim ufaklığın sırt ağrısından dolayı ağlayarak annesini aramasından başlayan hareketlilik, Spartak Moskova-Zenit maçında ki meydan dövüşüyle devam etti.
İngiliz ve Gali'li taraftarların sokaklarda yumruklaşmasıyla tırmandı. Fas'ın Belçika'yı yenmesinden sonra Brüksel sokaklarının karışmasıyla ayyuka çıktı.
Ve Göztepe-Altay maçında ki olaylarla son buldu...
Tek tesellimiz can kaybının olmaması... Lakin geldiğimiz nokta baya üzücü. Sebep-sonuç muhabbetine girmeyeceğim.
Zira düzelmesi için çok çaba sarf ettim hala da ediyorum. Lakin dünya futbolunu yönetenlerin büyük hataları ve o hataların ülke federasyonlarına yansımasının, başlıca nedenler olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
ÇÖZÜM ÇOK BASİT
Kurallar uygulansa yeter...
Ahbap/çavuş ve ikili ilişkilerden doğan hatalı ve yanlı kararlar maalesef insanların, özelikle genç neslin algısını fena hırpalıyor...
Doğru, gözümüzün önündeyken yanlışın tercih edilmesi, ciddi hasar yaratıyor beyinde...
Söyleyeceğim şu ki; vicdan, tecrübe, bilgi ve adaletle hareket edin yeter...
Vallahi yeter!
Billahi yeter!
Alen MARKARYAN / Akşam