Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Gülengül Altınsay'ın köşe yazısı
Fenerbahçe Başkanvekili Erol Bilecik takım çok iyi pozisyonda olmasına rağmen çıkıp "Kimsenin gücü bizi aşağıya çekmeye yetmez" açıklaması yapıyor. Çünkü futboldan anlayan herkes itiraf etmese de bilir ki bizim futbolumuzda saha dışı etkenler her an her şeyi yapabilir.
Bilecik de bugün için değil yarın için korkuyor zaten. Ya bir şeyler değişirse diye.
Öyle ya bizim ligde kiminin net penaltıları görülmez, kimine VAR'dan uydurma penaltı gelir, kiminin uçan tekmeleri görülmez, kiminin yaptığı normal pres bile faul olur. Engelsiz, emeğinin karşılığını almak bile lükstür bu ülkede.
SEÇİLMİŞLER
Şu 10 haftanın maçlarını objektif bir şekilde incelediğimizde net görülen bir şey var ki o da şampiyonluk mücadelesi veren Beşiktaş ve Galatasaray'ın yanlış hakem kararlarıyla puan kaybettikleri. Ve ne tesadüf ki oynattıkları futbolla eleştirilen iki teknik direktör de Ismael ve Okan Buruk. Çünkü koşullara bakmadan sadece alınan sonuçlara göre değerlendirme yapan bir medyamız var. F.Bahçe maçında da Trabzon maçında da daha iyi oynayan taraf Beşiktaş değil miydi mesela? Ama kimse oynanan futbola bakmadı ve "Kendi sahanda galip geleceksin" eleştirisi yaptı sadece.
Üstelik Beşiktaş uzun vadeli bir yapılanmanın içinde, oluşturulan kadro da bir sezonluk değil. Çok iyi kontratlarla müthiş transferler yapılmış. Genç yerli oyuncular alınmış ve hemen takıma adapte edilmiş. Ve Beşiktaş çoğu kez sahaya 7-8 yeni oyuncuyla çıkmış. Bu arada Dele Alli ve Redmond'un antrenman eksiği var. Savunmanın lideri Saiss sakat. Stoperler sürekli değişiyor.
Bunlar önemli mazeretler. Fakat Ismael'in oyunun iyileştirilmesi için alması gereken önlemler de yok değil. Mesela Weghorst'un ilerideki yalnızlığına son verilebilir. Dele Alli en kariyerli futbolcu olmasına rağmen madem şu an etkisiz kendisine daha kısa süreler verilebilir.
Evet her şeyin eleştirilecek bir noktası elbette vardır. Ama eleştiriler artılarıyla eksileriyle birlikte yapılmalı. Bir takım eksiklere takılıp inat ederseniz bunun adı objektif eleştiri olmaz. Baksanıza Ismael'in şu kısa sürede yaptığı transferleri ve takımı getirdiği nokta yabancı bir takımda olsa methiye düzecek olan bazı medya mensupları iş Ismael'e gelince hemen üç ayda mükemmellik bekliyor. Hatta tüm komplekslerini, kıskançlıklarını bu vesileyle kusanlar da var.
Bunlar maalesef hep var, belli ki olmaya devam edecek. O zaman Beşiktaş'ın yapması gereken bu yıkıcı eleştiri bombardımanına boyun eğmemek olmalı.
Direnmeye devam.
Gülengül ALTINSAY / Cumhuriyet
Fenerbahçe Başkanvekili Erol Bilecik takım çok iyi pozisyonda olmasına rağmen çıkıp "Kimsenin gücü bizi aşağıya çekmeye yetmez" açıklaması yapıyor. Çünkü futboldan anlayan herkes itiraf etmese de bilir ki bizim futbolumuzda saha dışı etkenler her an her şeyi yapabilir.
Bilecik de bugün için değil yarın için korkuyor zaten. Ya bir şeyler değişirse diye.
Öyle ya bizim ligde kiminin net penaltıları görülmez, kimine VAR'dan uydurma penaltı gelir, kiminin uçan tekmeleri görülmez, kiminin yaptığı normal pres bile faul olur. Engelsiz, emeğinin karşılığını almak bile lükstür bu ülkede.
SEÇİLMİŞLER
Şu 10 haftanın maçlarını objektif bir şekilde incelediğimizde net görülen bir şey var ki o da şampiyonluk mücadelesi veren Beşiktaş ve Galatasaray'ın yanlış hakem kararlarıyla puan kaybettikleri. Ve ne tesadüf ki oynattıkları futbolla eleştirilen iki teknik direktör de Ismael ve Okan Buruk. Çünkü koşullara bakmadan sadece alınan sonuçlara göre değerlendirme yapan bir medyamız var. F.Bahçe maçında da Trabzon maçında da daha iyi oynayan taraf Beşiktaş değil miydi mesela? Ama kimse oynanan futbola bakmadı ve "Kendi sahanda galip geleceksin" eleştirisi yaptı sadece.
Üstelik Beşiktaş uzun vadeli bir yapılanmanın içinde, oluşturulan kadro da bir sezonluk değil. Çok iyi kontratlarla müthiş transferler yapılmış. Genç yerli oyuncular alınmış ve hemen takıma adapte edilmiş. Ve Beşiktaş çoğu kez sahaya 7-8 yeni oyuncuyla çıkmış. Bu arada Dele Alli ve Redmond'un antrenman eksiği var. Savunmanın lideri Saiss sakat. Stoperler sürekli değişiyor.
Bunlar önemli mazeretler. Fakat Ismael'in oyunun iyileştirilmesi için alması gereken önlemler de yok değil. Mesela Weghorst'un ilerideki yalnızlığına son verilebilir. Dele Alli en kariyerli futbolcu olmasına rağmen madem şu an etkisiz kendisine daha kısa süreler verilebilir.
Evet her şeyin eleştirilecek bir noktası elbette vardır. Ama eleştiriler artılarıyla eksileriyle birlikte yapılmalı. Bir takım eksiklere takılıp inat ederseniz bunun adı objektif eleştiri olmaz. Baksanıza Ismael'in şu kısa sürede yaptığı transferleri ve takımı getirdiği nokta yabancı bir takımda olsa methiye düzecek olan bazı medya mensupları iş Ismael'e gelince hemen üç ayda mükemmellik bekliyor. Hatta tüm komplekslerini, kıskançlıklarını bu vesileyle kusanlar da var.
Bunlar maalesef hep var, belli ki olmaya devam edecek. O zaman Beşiktaş'ın yapması gereken bu yıkıcı eleştiri bombardımanına boyun eğmemek olmalı.
Direnmeye devam.
Gülengül ALTINSAY / Cumhuriyet