1985 yılında çekilen Back To The Future 2. filminde çılgın Profesör Emmett Brown, Marty Mcfly'nın uyarısına ''Yol mu? Gittiğimiz yerde yola ihtiyacımız yok!'' Diyerek efsanevi replikle gelecekte yola ihtiyacın olmayacağını kurgulamıştı. 1985 yılında 2015 yılını anlatan film tam olarak günümüzü yansıtmasa da gelecekte ki yaşamda uçan arabaların kullanılacağını ve insanların yürümek haricinde yola ihtiyacı olmayacağını anlatıyordu.
Evet! Dünyada uçan arabaların birçok başarılı denemeleri gerçekleştiriliyor. Geçen yıl içerisinde Slovakya'da AirCar adındaki uçan araba 2 dakika 15 saniye içerisinde otomobilden uçağa dönüşerek iki şehir arasında seyahatini başarıyla tamamladı. Türkiye'nin de uçan araba konusunda çalışmaları var. Cezeri isimli uçan araba Eylül 2020 tarihinde ilk uçuş deneyimini başarıyla tamamladı. Tam anlamıyla yollara çıkmasının ise 10-15 yılı bulacağı düşünülüyor.
En nihayetinde otomotiv ve havacılık mühendisliğinin yegâne hedefi ağırlığın azaltılması, güvenli uçuş, verimlilik ve uzun müddet havada kalacak şekilde bir uçan araba üretebilme. Geçmişten bugüne teknolojinin gelişimine baktığımızda ise her geçen gün bilimkurgu filmlerinde gördüğümüz icatların daha iyisini normal hayatımızda kullanıyoruz.
Gelecekte herkes pilot
Fütüristlerin tahminlerine göre 2050 yılında uçan arabalara ve taksilere binmek mümkün olabilecek. Pilot lisansı alanların seyahat edebildiği bir hayat ütopik bir düşüncenin ötesinde görünüyor. Yapay zekayla donatılmış araçlar sayesinde havada süzülmek daha güvenli ve otomatik pilot sayesinde daha kolay bir hale gelecek
Trafik sorunu ortadan kalkıyor.
Bütün metropollerin korkulu rüyası olan trafik sorunu uçan arabaların sayesinde ortadan kalkacak sadece trafik mi? Mesafelerinde azalacağı uzağın eskisi gibi uzak olmayacağı bir dünyaya doğru gidiyoruz. Düşünsenize bugün İstanbul'da toplu taşıma kullanarak 1 saat yol gittiğiniz işinize gün gelecek şehir dışında ikamet etseniz bile uçan arabanızla aynı sürede gidebileceksiniz.
Ama yol yaptı...
Biz uçan arabalardan bahsededuralım. Milletimizin tek derdi fiyatların uçmaması... Birileri için zaten Ekonominin, hukukun ve adaletin pek bir önemi yok çünkü kaymak gibi duble yollarımız var!
Yenilenebilir enerjinin, teknolojinin, güneş enerjisinin, standart insan beyniyle aynı hızda çalışan bilgisayarların, nanoteknolojinin, 3D Baskı ve İnovasyonun hiçbir değeri yok. Çünkü yol ve beton daha önemli!
Bu ülkenin sanayicisi ''30 yılda sanayiden kazandığım paranın daha fazlasını 3 yılda inşaattan kazandım.'' diyorsa bir yerde yanlış yapılıyor demektir. Üretim ekonomisinden ziyade beton ekonomisiyle balon yaratarak müteahhit zengin eden bir ülkenin 2050 yılında gelişmiş ekonomiler arasına girmesi mümkün görünmemektedir.
Yahu bu ülkede Devlet Planlama Teşkilatı kapatıldı! 2011 yılında 50 yıllık kuruma kilit vurdular!
Yani demek ki devletin plana ve programa ihtiyacı yok! Siyasetçinin ihtiyacı var ve siyasetçinin tek planı iktidarda kalmak! Biz iktidarda kalalım günü kurtaralım benden sonrası tufan.
Geleceğe odaklanmaya ihtiyacımız var!
Bu ülkenin en önemli meselesi devletin ve milletin geleceği
Bir siyasetçinin geleceği, Türkiye'nin geleceğinden daha önemli olmamalı! Türkiye'nin kısa ve uzun vadeli planları olmalı ve bu planlara hangi hükümet ve iktidar gelirse gelsin sadık kalmalıdır. Türkiye gelecekte nerede olacak? 10 yıllık, 50 yıllık ve 100 yıllık planlarınız ne? 2050 yılında İstanbul ne olacak? Bu soruların bir cevapları ve cevapların planlı uygulamaları olmalı! Türkiye'nin yüksek teknoloji içeren ürün üretecek fabrika ve tesislere ihtiyacı varken yabancılara toprağını satıp döviz kazanmaya çalışarak bölgenizde güçlü devlet olamazsınız! Gelecek için gerçekçi ve doğru plan ve programlara ihtiyacımız var. Gelecek bakanlığımı kurulur yoksa Devlet Planlama Teşkilatı yeniden mi kurulur bunu bilemeyiz ama bu ülkenin geleceğe dair plan oluşturacak vizyon sahibi bir kuruma ihtiyacı var!
Evet! Dünyada uçan arabaların birçok başarılı denemeleri gerçekleştiriliyor. Geçen yıl içerisinde Slovakya'da AirCar adındaki uçan araba 2 dakika 15 saniye içerisinde otomobilden uçağa dönüşerek iki şehir arasında seyahatini başarıyla tamamladı. Türkiye'nin de uçan araba konusunda çalışmaları var. Cezeri isimli uçan araba Eylül 2020 tarihinde ilk uçuş deneyimini başarıyla tamamladı. Tam anlamıyla yollara çıkmasının ise 10-15 yılı bulacağı düşünülüyor.
En nihayetinde otomotiv ve havacılık mühendisliğinin yegâne hedefi ağırlığın azaltılması, güvenli uçuş, verimlilik ve uzun müddet havada kalacak şekilde bir uçan araba üretebilme. Geçmişten bugüne teknolojinin gelişimine baktığımızda ise her geçen gün bilimkurgu filmlerinde gördüğümüz icatların daha iyisini normal hayatımızda kullanıyoruz.
Gelecekte herkes pilot
Fütüristlerin tahminlerine göre 2050 yılında uçan arabalara ve taksilere binmek mümkün olabilecek. Pilot lisansı alanların seyahat edebildiği bir hayat ütopik bir düşüncenin ötesinde görünüyor. Yapay zekayla donatılmış araçlar sayesinde havada süzülmek daha güvenli ve otomatik pilot sayesinde daha kolay bir hale gelecek
Trafik sorunu ortadan kalkıyor.
Bütün metropollerin korkulu rüyası olan trafik sorunu uçan arabaların sayesinde ortadan kalkacak sadece trafik mi? Mesafelerinde azalacağı uzağın eskisi gibi uzak olmayacağı bir dünyaya doğru gidiyoruz. Düşünsenize bugün İstanbul'da toplu taşıma kullanarak 1 saat yol gittiğiniz işinize gün gelecek şehir dışında ikamet etseniz bile uçan arabanızla aynı sürede gidebileceksiniz.
Ama yol yaptı...
Biz uçan arabalardan bahsededuralım. Milletimizin tek derdi fiyatların uçmaması... Birileri için zaten Ekonominin, hukukun ve adaletin pek bir önemi yok çünkü kaymak gibi duble yollarımız var!
Yenilenebilir enerjinin, teknolojinin, güneş enerjisinin, standart insan beyniyle aynı hızda çalışan bilgisayarların, nanoteknolojinin, 3D Baskı ve İnovasyonun hiçbir değeri yok. Çünkü yol ve beton daha önemli!
Bu ülkenin sanayicisi ''30 yılda sanayiden kazandığım paranın daha fazlasını 3 yılda inşaattan kazandım.'' diyorsa bir yerde yanlış yapılıyor demektir. Üretim ekonomisinden ziyade beton ekonomisiyle balon yaratarak müteahhit zengin eden bir ülkenin 2050 yılında gelişmiş ekonomiler arasına girmesi mümkün görünmemektedir.
Yahu bu ülkede Devlet Planlama Teşkilatı kapatıldı! 2011 yılında 50 yıllık kuruma kilit vurdular!
Yani demek ki devletin plana ve programa ihtiyacı yok! Siyasetçinin ihtiyacı var ve siyasetçinin tek planı iktidarda kalmak! Biz iktidarda kalalım günü kurtaralım benden sonrası tufan.
Geleceğe odaklanmaya ihtiyacımız var!
Bu ülkenin en önemli meselesi devletin ve milletin geleceği
Bir siyasetçinin geleceği, Türkiye'nin geleceğinden daha önemli olmamalı! Türkiye'nin kısa ve uzun vadeli planları olmalı ve bu planlara hangi hükümet ve iktidar gelirse gelsin sadık kalmalıdır. Türkiye gelecekte nerede olacak? 10 yıllık, 50 yıllık ve 100 yıllık planlarınız ne? 2050 yılında İstanbul ne olacak? Bu soruların bir cevapları ve cevapların planlı uygulamaları olmalı! Türkiye'nin yüksek teknoloji içeren ürün üretecek fabrika ve tesislere ihtiyacı varken yabancılara toprağını satıp döviz kazanmaya çalışarak bölgenizde güçlü devlet olamazsınız! Gelecek için gerçekçi ve doğru plan ve programlara ihtiyacımız var. Gelecek bakanlığımı kurulur yoksa Devlet Planlama Teşkilatı yeniden mi kurulur bunu bilemeyiz ama bu ülkenin geleceğe dair plan oluşturacak vizyon sahibi bir kuruma ihtiyacı var!