Eğer hafızam beni yanıltmıyorsa, 1980li yıllarda ``Yeşilmişik`` şarkısı Türkiye`de bayağı yaygındı. Almanya`da ise Yeşiller Partisi bayağı aktuel... Yıldızı parladıkça parlıyor, parlatıldıkça parlatılıyor...
Olacak gibi değil. Bir politik parti nasıl olur da bu kadar değişir, değişebilir, dönüşür? Demek ki oluyormuş.
***
1979 yılında Almanya`nın Karlsruhe şehrinde şaşalı bir şekilde kurulan bu çevreci, barışçıl ve antimilitarist parti üç gruptan oluşuyordu. Çevreci ve barışçı kanat, sosyalistler ve komünistler ve de Maocular.
En hızlıları bu son gruptu. Bunlardan birisi halen Avrupa Parlementosu`nda ve şimdilerde her gün Çin`e küfretmekle meşgul. Ukrayna`daki savaşa daha çok silah gönderilmesi için uğraş veriyor. En ağır silahların gönderilmesini talep ediyor Yeşiller...
***
Önceleri, 1970`li yıllarda şehir meclislerine giren yeşil politikacılar gerçekten de çevre sorunlarını dile getiriyor, çözüm önerileri sunuyor ve giderekten halkın özellikle de gençlerin taktirini kazanıyordu.
***
12/13 Ocak 1980 yılında Karlsruhe`de çevreci, barışcı ve sol grupların bir araya gelmesiyle parti kuruldu. Davet edilmeme rağmen ben katılmadım. SPD`ye, Willy BRANDT`a sadık kalmak istedim. İlk genel başkan Petra KELLY Amerikalı bir anne ve Alman bir babadan doğma çevreci, barışcı ve açık yürekli bir genç kadındı. Bir hatası vardı yalnız. NATO`ya karşı tavır koyan emekli bir Alman general ile birlikte yaşıyordu. İşte bu affedilir gibi değildi. Yürüyüşlerde birlikte en önde yürüyorlar ve silahsızlanma için, barış ve çevre sorunlarının çözümü için mücadele ediyorlardı... Her ne hikmetse, birkaç sene sonra, bu iki barışcı insan evlerinde ölü bulundu. İntihar etmişlerdi... Her ne hikmetse, Almanya`da politik arenada, arada bir birileri intihar ediyor...
***
Yeşil bir parti olarak kurulan Die Grünen (Yeşiller Partisi) iki Almanya`nın birleşmesinden sonra, doğu eyaletlerindeki çevreci gruplarla birleşerek ``Bündnis 90/Die Grünen`` (Birlik 90/ Yeşiller Partisi) adını aldı, zamanla evrildi ve yeşilimsi oldu. Federal hükümetlerde yer ala ala değişip dönüşerek yeşilimtrak oldu.
Yolları açık ola.
***
Almanya`da partiler logolarındaki renklere göre adlandırılıyor. Örneğin SPD (Almanya Sosyaldemokrat Partisi) kırmızı, Bündnis 90/Die Grünen (Yeşiller Partisi) yeşil, FDP (Liberal Parti) sarı gibi. Bu yüzden, halen iktidarda olan koalisyon hükümetine ``Ampel Koalition`` (Trafik Lambası Koalisyonu) deniyor. Yani kırmızı, yeşil ve sarı.
2000li yılların yükselen ve parlayan yıldızı Yeşiller Partisi, bırakın yeşil olmayı muhafaza etmeyi, iyice yeşilimtrak oldu... Yakında sararıp solmazsa iyidir... Ekonomi politikaları Liberal Parti FDP`den daha liberal... Eski, sözüm ona barış partisi şimdilerde savaş çıgırtkanlığı yapıyor ve Ukrayna'ya en ağır silahların verilmesini savunuyor ve hatta talep ediyor.
***
Göçmenlerin üye olup en rahat ve hızlı bir şekilde politik kariyer yapabileceği parti Yeşiller Partisi. Yeşiller Partisi`nin kadrolarına göz atarsanız, her ulustan devşirme işini çok başarılı yaptıklarını göreceksiniz...
***
Yeşiller Partisi`nin kariyerist, konformist ve son dönemlerdeki halleriyle savaş çığırtkanı idarecilerine bakarsanız çevre, barış ve çevreyi koruma konuları bunlarla başlamış...
Halbuki durum hiçte öyle değil. Dünya`nın ilk çevrecileri Şamanlar ve Kızılderililer...... Bu doğayı, insanı, börtü böceği, atı iti seven insanlar beyaz ırk tarafından ve monoteist dinler tarafından ya yok edilmişler ya da entegre edilmişler......
...
Yakın tarihte ise Dünya`nın ilk çevrecisi, bir ağacın dalı kesilmesin diye Yalova`daki köşkü 1932 yılında 4 metreden fazla yürüten Mustafa Kemal Atatürk. Yani, Yürüyen Köşk`ün yaratıcısı. Bir başka çevreci ise, 1955 yılında Türkiye Tabiatını Koruma Derneği`ni kuran, geçen yıl 103 yaşında kaybettiğimiz orman mühendisi Yunus ENSARİ. Bu doğasever orman mühendisi Gaziantepe`e 23 000 ağaçtan oluşan bir orman bağışlamış. Almanya`daki çevreciler, Yeşiller Partisi`nin yöneticileri kaç tane ağaç diktiler acaba? 1980`li yıllarda Türkiye`de TEMA Vakfı`nı kuran ve ömrünü doğaya adayan Hayrettin KARACA`yı da rahmetle analım.
Aynı durum Almanya`da da söz konusu. Doğa sevgisi, çevre ve çevre bilinci deyince ilk akla gelenler bu günkü Yeşiller Partisi`nin yöneticileri veya üyeleri değil, şu 3 kişi:
Erhard EPPLER (1926-2019): Dünya`da sosyal demokrasinin ikonu olan Willy BRANDT`ın Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanı olan bu sol sosyaldemokrat, SPD üyesi hem Almanya`da ve hem de 3ncü Dünya ülkelerinde ses getiren politikalar ortaya koydu 1968-1972 yılları arasında...
...
Herbert GRUHL: (1921-1993): Bu nevi şahsına mahsus CDU milletvekilliği yapan sağcı politikacı 1975 yılında yazdığı bir kitabı ``Ein Planet wird geplündert`` (Bir Gezegen Yağmalanıyor) yayınladığında yer yerinden oynamıştı ve 2 yıl içersinde yüzotuzbin adet basılmıştı.
1977 yılında kitabı okuduğumda şok olmuştum... Beğendiğim bir kitabı, genellikle sevdiğim insanlara hediye ederim. Bu sefer de öyle yaptım. Bu kitabı, Maocu ama sevdiğim bir siyaset bilimci arkadaşıma hediye ettim. Arkadaş, `` Yahu bu sağcı herifin kitabı okunur mu?`` diye fırçaladı beni iyi mi... Çevreciliğin sağcısı solcusu olur mu hiç?..
Gerhard BAUM (1932 - ): Bu FDP`li İçişleri Bakanı olarak çok önemli konulara imza atmış olan liberal politikacı halen yaşamaktadır.
***
Ama, at binenin kılıç kuşananın. Toplum mühendisliğinin ürünü olan Yeşiller Partisi tuttu. Halen, üç partiden oluşan Federal Hükümet`te ikinci ortak. Gelecek hükümetlerde Şansölye çıkartabilir Yeşiller... Sola, sosyalist hareketlere kayan gençlerin ve emekçilerin önünü kesmek için kurulan ve de yıldızı her geçen gün parlayan, parlatılan Yeşiller Partisi Avrupa genelinde parlayan yıldız...
Sistem böyle bir şey. Gerektiğinde 12 yaşındaki bir kızdan Dünya çapında bir çevre kahramanı yaratıyor... Greta THUNBER diye isveçli bir çocuğu öylesine bir parlattılar ki, son yıllarda `gençliğin ikonu` oldu... Gerçek ikon görmesek inanacağız nerdeyse...
***
İyi ki Türkiye`de Yeşil Parti yok. Kim bilir orada nasıl evrilip değişim ve dönüşüme uğrardı?... Olsun Türkiye`de de ``Yeşilim, yeşilim, yeşilim amman...`` türküsü var.
Ve gene iyi ki Türkiye´de koalisyon ortağı bir yeşil parti yok. Bir bu eksikti diye geçiyor belki de içinizden... Kim bilir, içinizden daha neler neler geçiyor... Her şey gönlünüzce olsun.
Aslında, asıl Türkiye`de acilen gerçek bir çevreci partiye ihtiyaç var.
Gerçek yeşilliklere, doğaya, çevreye, börtü böceğe, ata ite hayvanlara sahip çıkalım. Yoksa, yok etmekte olduğumuz gezegenimizle birlikte biz insanlar da, insancıklar da yok olup gideceğiz bu gidişle...
Olacak gibi değil. Bir politik parti nasıl olur da bu kadar değişir, değişebilir, dönüşür? Demek ki oluyormuş.
***
1979 yılında Almanya`nın Karlsruhe şehrinde şaşalı bir şekilde kurulan bu çevreci, barışçıl ve antimilitarist parti üç gruptan oluşuyordu. Çevreci ve barışçı kanat, sosyalistler ve komünistler ve de Maocular.
En hızlıları bu son gruptu. Bunlardan birisi halen Avrupa Parlementosu`nda ve şimdilerde her gün Çin`e küfretmekle meşgul. Ukrayna`daki savaşa daha çok silah gönderilmesi için uğraş veriyor. En ağır silahların gönderilmesini talep ediyor Yeşiller...
***
Önceleri, 1970`li yıllarda şehir meclislerine giren yeşil politikacılar gerçekten de çevre sorunlarını dile getiriyor, çözüm önerileri sunuyor ve giderekten halkın özellikle de gençlerin taktirini kazanıyordu.
***
12/13 Ocak 1980 yılında Karlsruhe`de çevreci, barışcı ve sol grupların bir araya gelmesiyle parti kuruldu. Davet edilmeme rağmen ben katılmadım. SPD`ye, Willy BRANDT`a sadık kalmak istedim. İlk genel başkan Petra KELLY Amerikalı bir anne ve Alman bir babadan doğma çevreci, barışcı ve açık yürekli bir genç kadındı. Bir hatası vardı yalnız. NATO`ya karşı tavır koyan emekli bir Alman general ile birlikte yaşıyordu. İşte bu affedilir gibi değildi. Yürüyüşlerde birlikte en önde yürüyorlar ve silahsızlanma için, barış ve çevre sorunlarının çözümü için mücadele ediyorlardı... Her ne hikmetse, birkaç sene sonra, bu iki barışcı insan evlerinde ölü bulundu. İntihar etmişlerdi... Her ne hikmetse, Almanya`da politik arenada, arada bir birileri intihar ediyor...
***
Yeşil bir parti olarak kurulan Die Grünen (Yeşiller Partisi) iki Almanya`nın birleşmesinden sonra, doğu eyaletlerindeki çevreci gruplarla birleşerek ``Bündnis 90/Die Grünen`` (Birlik 90/ Yeşiller Partisi) adını aldı, zamanla evrildi ve yeşilimsi oldu. Federal hükümetlerde yer ala ala değişip dönüşerek yeşilimtrak oldu.
Yolları açık ola.
***
Almanya`da partiler logolarındaki renklere göre adlandırılıyor. Örneğin SPD (Almanya Sosyaldemokrat Partisi) kırmızı, Bündnis 90/Die Grünen (Yeşiller Partisi) yeşil, FDP (Liberal Parti) sarı gibi. Bu yüzden, halen iktidarda olan koalisyon hükümetine ``Ampel Koalition`` (Trafik Lambası Koalisyonu) deniyor. Yani kırmızı, yeşil ve sarı.
2000li yılların yükselen ve parlayan yıldızı Yeşiller Partisi, bırakın yeşil olmayı muhafaza etmeyi, iyice yeşilimtrak oldu... Yakında sararıp solmazsa iyidir... Ekonomi politikaları Liberal Parti FDP`den daha liberal... Eski, sözüm ona barış partisi şimdilerde savaş çıgırtkanlığı yapıyor ve Ukrayna'ya en ağır silahların verilmesini savunuyor ve hatta talep ediyor.
***
Göçmenlerin üye olup en rahat ve hızlı bir şekilde politik kariyer yapabileceği parti Yeşiller Partisi. Yeşiller Partisi`nin kadrolarına göz atarsanız, her ulustan devşirme işini çok başarılı yaptıklarını göreceksiniz...
***
Yeşiller Partisi`nin kariyerist, konformist ve son dönemlerdeki halleriyle savaş çığırtkanı idarecilerine bakarsanız çevre, barış ve çevreyi koruma konuları bunlarla başlamış...
Halbuki durum hiçte öyle değil. Dünya`nın ilk çevrecileri Şamanlar ve Kızılderililer...... Bu doğayı, insanı, börtü böceği, atı iti seven insanlar beyaz ırk tarafından ve monoteist dinler tarafından ya yok edilmişler ya da entegre edilmişler......
...
Yakın tarihte ise Dünya`nın ilk çevrecisi, bir ağacın dalı kesilmesin diye Yalova`daki köşkü 1932 yılında 4 metreden fazla yürüten Mustafa Kemal Atatürk. Yani, Yürüyen Köşk`ün yaratıcısı. Bir başka çevreci ise, 1955 yılında Türkiye Tabiatını Koruma Derneği`ni kuran, geçen yıl 103 yaşında kaybettiğimiz orman mühendisi Yunus ENSARİ. Bu doğasever orman mühendisi Gaziantepe`e 23 000 ağaçtan oluşan bir orman bağışlamış. Almanya`daki çevreciler, Yeşiller Partisi`nin yöneticileri kaç tane ağaç diktiler acaba? 1980`li yıllarda Türkiye`de TEMA Vakfı`nı kuran ve ömrünü doğaya adayan Hayrettin KARACA`yı da rahmetle analım.
Aynı durum Almanya`da da söz konusu. Doğa sevgisi, çevre ve çevre bilinci deyince ilk akla gelenler bu günkü Yeşiller Partisi`nin yöneticileri veya üyeleri değil, şu 3 kişi:
Erhard EPPLER (1926-2019): Dünya`da sosyal demokrasinin ikonu olan Willy BRANDT`ın Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanı olan bu sol sosyaldemokrat, SPD üyesi hem Almanya`da ve hem de 3ncü Dünya ülkelerinde ses getiren politikalar ortaya koydu 1968-1972 yılları arasında...
...
Herbert GRUHL: (1921-1993): Bu nevi şahsına mahsus CDU milletvekilliği yapan sağcı politikacı 1975 yılında yazdığı bir kitabı ``Ein Planet wird geplündert`` (Bir Gezegen Yağmalanıyor) yayınladığında yer yerinden oynamıştı ve 2 yıl içersinde yüzotuzbin adet basılmıştı.
1977 yılında kitabı okuduğumda şok olmuştum... Beğendiğim bir kitabı, genellikle sevdiğim insanlara hediye ederim. Bu sefer de öyle yaptım. Bu kitabı, Maocu ama sevdiğim bir siyaset bilimci arkadaşıma hediye ettim. Arkadaş, `` Yahu bu sağcı herifin kitabı okunur mu?`` diye fırçaladı beni iyi mi... Çevreciliğin sağcısı solcusu olur mu hiç?..
Gerhard BAUM (1932 - ): Bu FDP`li İçişleri Bakanı olarak çok önemli konulara imza atmış olan liberal politikacı halen yaşamaktadır.
***
Ama, at binenin kılıç kuşananın. Toplum mühendisliğinin ürünü olan Yeşiller Partisi tuttu. Halen, üç partiden oluşan Federal Hükümet`te ikinci ortak. Gelecek hükümetlerde Şansölye çıkartabilir Yeşiller... Sola, sosyalist hareketlere kayan gençlerin ve emekçilerin önünü kesmek için kurulan ve de yıldızı her geçen gün parlayan, parlatılan Yeşiller Partisi Avrupa genelinde parlayan yıldız...
Sistem böyle bir şey. Gerektiğinde 12 yaşındaki bir kızdan Dünya çapında bir çevre kahramanı yaratıyor... Greta THUNBER diye isveçli bir çocuğu öylesine bir parlattılar ki, son yıllarda `gençliğin ikonu` oldu... Gerçek ikon görmesek inanacağız nerdeyse...
***
İyi ki Türkiye`de Yeşil Parti yok. Kim bilir orada nasıl evrilip değişim ve dönüşüme uğrardı?... Olsun Türkiye`de de ``Yeşilim, yeşilim, yeşilim amman...`` türküsü var.
Ve gene iyi ki Türkiye´de koalisyon ortağı bir yeşil parti yok. Bir bu eksikti diye geçiyor belki de içinizden... Kim bilir, içinizden daha neler neler geçiyor... Her şey gönlünüzce olsun.
Aslında, asıl Türkiye`de acilen gerçek bir çevreci partiye ihtiyaç var.
Gerçek yeşilliklere, doğaya, çevreye, börtü böceğe, ata ite hayvanlara sahip çıkalım. Yoksa, yok etmekte olduğumuz gezegenimizle birlikte biz insanlar da, insancıklar da yok olup gideceğiz bu gidişle...