Aşırı muhafazakârlar ile radikal ve ırkçı sağın unsurlarından oluşan İsrail tarihinin en radikal hükümeti iş başında. Demokrasiye meydan okuyan ve hukukun üstünlüğünü hor gören bir ortaklık bu. Ve daha ilk günden yaşanacak kaosun sinyallerini vermeye başladı. Türkiye'nin İsrail'le normalleşme adımlarını nasıl bir yapıyla sürdüreceği önemli bir soru olarak önümüzde duruyor.
Açıklanan 30 kişilik kabine tam bir curcuna. Yolsuzluk, suç, ırkçılık, yobazlık, homofobi, açgözlülük, ihanet ne ararsanız var. Hani eskilerin deyimiyle "32 kısım tekmili birden" bir gösteri. Bölünen bakanlıklar, "Yahudi kimliğini vurgulayan" yeni bakanlık unvanları ve şimdiye kadarki en ırkçı koalisyon anlaşmaları ile hızlı bir başlangıca da imza atıldı.
* * *
Başbakan Benjamin Netanyahu'nun öncelikli hedefi; hakkındaki rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarından aklanmak. Bunun için İsrail yargı sisteminde biz dizi değişiklik peşinde. Parlamentonun Yüksek Mahkeme kararlarını veto edebilmesine yönelik bir düzenleme ile işe başlamak niyetinde. Bir diğer "reform" önerisi; hâkimlerin seçimi sürecinde Hükümetin gücünü arttırmak. Mahkemelerin yetkisi ile de yetinmeyecek gibi. Zira dillendirilen bir diğer düzenleme de Yüksek Mahkeme yargıçlarının emeklilik yaşının 70'ten 67'ye düşürülmesi. Bu durumda 15 Yüksek yargıçtan 4'ünün görevi sona erecek. Ve Yüksek Mahkeme'nin aritmetiği Netanyahu lehine değiştirilecek.
Netanyahu Adalet Bakanlığı'na sırdaşı Yariv Levin'i getirerek bu süreci tavizsiz geçireceğini de ortaya koydu. Bu süreci desteklemesi için aşırı dinci ve ırkçı ortaklarına verdiği kritik tavizler ise endişe verici.
* * *
Bu tavizlerin en kritiği Savunma Bakanlığı'nın parçalanarak üç başlı bir yapı haline getirilmesi. Yeni Savunma Bakanı Yoav Gallant Netanyahu'nun partisinden. Ama yetkilerinin önemli bir kısmını iki faşist lidere devretmek zorunda kaldı. Gallant'ın kamu arazisi üzerine diktiği ruhsatsız evi yüzünden Genel Kurmay Başkanı olamamış bir eski asker olduğunu da ekleyelim.
Aşırı sağcı Dini Siyonizm partisi lideri Bezalel Smotrich, İsrail'in yeni maliye bakanı olmasının yanı sıra savunma bakanlığında kendisine yaratılan yeni bir rolle işgal altındaki Batı Şeria'yı yönetmekten sorumlu olacak. Hemen her gün sosyal medya hesabından İsrailli Araplara ve Filistinlilere karşı sert misilleme çağrıları yapan bir ismin Batı Şeria'dan sorumlu Bakan olması yaşanacakların habercisi. Smotrich Yahudi ve Arap kadınların aynı doğumhaneyi kullanmasına bile karşı. Kendini gururla homofobik olarak tanımlıyor ve anormal olarak tanımladığı LGBTI üyelerine karşı pek çok eylemin düzenleyicisi olarak biliniyor.
Yeni oluşturulan Ulusal Güvenlik Bakanlığı koltuğuna, İsrailli Arap ve Filistinlilere karşı nefret söylemiyle bilinen ırkçı Itamar Ben-Gvir oturacak. Irkçılığa teşvik ve terör örgütü üyeliği gibi suçlamalardan birkaç kez mahkûm edilmiş, hatta "aşırı aşırılıkçı" olduğu için İsrail Ordusu'nda görev yapması yasaklanan Ben-Gvir, El Aksa Camii'nin güvenliği de dâhil olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te faaliyet gösteren sınır polisinin kontrolünü de ele alacak. İsrail güvenlik güçlerinin daha sınırsızca ateş edebilmesi için düzenlemeler öneren birinin Filistin sınırını, daha da ötesi El Aksa'nın güvenliğini kontrol etmesi nasıl bir akıl tutulması, anlamak mümkün değil.
Güvenlik demişken Ulusal Güvenlik Konseyi başkanlığına atanan Tzachi Hanegbi'yi eklemeden olmaz. Geçmişte rüşvet ve dolandırıcılık soruşturmaları geçiren ve yalan yere yemin etmekten suçlu bulunan Hanegbi, işe bilindik bir tehditle başladı ve ABD'nin Tahran'ın nükleer programını durduramaması durumunda İran'ı vuracaklarını söyledi.
* * *
Aşırı muhafazakâr Shas partisinin genel başkanı Aryeh Deri'nin vergi suçları ve ertelenmiş hapis cezası yüzünden Bakan olma şansı yoktu. Şipşak bir değişiklikle hapis cezası almayanların Bakan olabilmesinin önü açıldı ve Deri, Sağlık Bakanı oldu. Aşırı dinci lider, bir yandan da İçişleri Bakanlığının bir bölümünü kontrol edecek.
Parlamentonun sosyal refah komitesi başkanı iken görevi kötüye kullanmaktan ertelenmiş bir hapis cezası alan Haim Katz da bu yasadan yararlananlardan. Turizm Bakanlığı görevine gelen Katz, geçmişte çıkar elde etmek için uygunsuz yollarla komplo kurmak gibi suçlamalarla da karşı karşıya kalmıştı.
* * *
Ekonomi yönetiminde de ilginç isimler var 140 milyon dolarlık servetiyle İsrail'in en zengin siyasetçilerinden olan Nir Barkat Ekonomi Bakanı oldu. Barkat, adı Pandora Belgelerine karışan 565 İsrailliden biriydi. Hani şu dünyanın en zenginlerinin paralarını off-shore şirketlerde ve gizli banka hesaplarında nasıl sakladıklarının sızdırıldığı belgeler.
Konut bakanı Yitzhak Goldknopf ise illegal inşaatlar, şüpheli emlak satışları gibi bir dizi suçlamayla karşı karşıya. Goldknopf büyük kısmı devletin fonlarıyla finanse edilen bir dizi muhafazakâr eğitim merkezini yönetiyordu. İsrail basını bu fonların ne kadarının yeni Bakanın servetine eklendiğini sorgulamaya başladı bile.
Maliye Bakanı Smotrich'ten yukarıda bahsetmiştik. Aşırı sağcı politikacı refahın sadece "Tanrının kurallarına tam uyumla" gerçekleşeceği görüşünü açıkladı bile. Bizim burada yaşadığımız "Nas" tartışmasının bir örneği İsrail'de başlamak üzere kısacası.
* * *
İsrail'in yeni Kabinesi, sadece 4 kadın Bakanla son dönemdeki en erkek Kabine. Atanan kadın Bakanlara biraz yakından bakıldığında işler daha da kötüleşiyor.
Mesela ne iş yapacağı İsrailliler tarafından dahi henüz anlaşılamamış "Ulusal Misyonlar Bakanı" Orit Strook, doktorların dini inançlarıyla çeliştiğinde hastaları tedavi etmeme hakkını savunan bir politikacı. Otel ve restoranların LGBTI bireylere hizmet etmeme hakkını da savunuyor. Strook'un oğlunun Filistinli bir çocuğu kaçırıp taciz etmekten iki buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldığı bilgisi bu Bakanla ilgili resmi tamamlamamıza yardımcı oluyor.
Devley Bakanı Galit Distal Atbaryan bir diğer ilginç kadın. Mayıs 2021'deverdiği bir röportajda "otizm diye bir şey olmadığını" iddia etti ve "konuşana kadar yemek ve su vermeyerek otizmli oğlunu nasıl düzelttiğini" anlattı.
Ulaştırma Bakanı Miri Regev ise mülteci karşıtı açıklamalarıyla biliniyor. Regev'in göçmen karşıtı bir gösteride Afrikalı göçmenleri "casuslar" ve "ulusun vücudundaki kanser" olarak nitelendirmesi ciddi tartışmalar yaratmıştı.
Kabinenin dördüncü kadın Bakanı Idit Silman çevreden sorumlu olacak. Silman, istifasıyla bir önceki Hükümetin sayısal çoğunluğunu kaybetmesine neden olan isim. Bu "çelebi" duruşunun ödülünü aldığı şeklinde yorumlar sosyal medyada sıkça tekrarlanıyor.
* * *
İsrail halkının uzun bir süredir aradığı istikrar için yönetime getirdiği kadronun hepsi bu değil. Yahudi ırkının üstünlüğünden söz eden Spor Bakanı, eşcinsellere yönelik zorunlu terapilerden söz eden Bakan yardımcıları gibi nevi şahsına münhasır bir çok isim saymakla bitecek gibi değil. Irkçı, dinci, yolsuzluk suçlarına batmış, homofobik isimlerle dolu bir koalisyon.
Türkiye'nin böylesi bir yönetimle normalleşme adımlarını nasıl sürdüreceğini izlemek ilginç olacak. Hoş böylesi bir kadronun Meclis Başkanı olarak bir eşcinseli seçmiş olması pragmatizmlerinin de sınırının olmadığının bir göstergesi.
Açıklanan 30 kişilik kabine tam bir curcuna. Yolsuzluk, suç, ırkçılık, yobazlık, homofobi, açgözlülük, ihanet ne ararsanız var. Hani eskilerin deyimiyle "32 kısım tekmili birden" bir gösteri. Bölünen bakanlıklar, "Yahudi kimliğini vurgulayan" yeni bakanlık unvanları ve şimdiye kadarki en ırkçı koalisyon anlaşmaları ile hızlı bir başlangıca da imza atıldı.
* * *
Başbakan Benjamin Netanyahu'nun öncelikli hedefi; hakkındaki rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarından aklanmak. Bunun için İsrail yargı sisteminde biz dizi değişiklik peşinde. Parlamentonun Yüksek Mahkeme kararlarını veto edebilmesine yönelik bir düzenleme ile işe başlamak niyetinde. Bir diğer "reform" önerisi; hâkimlerin seçimi sürecinde Hükümetin gücünü arttırmak. Mahkemelerin yetkisi ile de yetinmeyecek gibi. Zira dillendirilen bir diğer düzenleme de Yüksek Mahkeme yargıçlarının emeklilik yaşının 70'ten 67'ye düşürülmesi. Bu durumda 15 Yüksek yargıçtan 4'ünün görevi sona erecek. Ve Yüksek Mahkeme'nin aritmetiği Netanyahu lehine değiştirilecek.
Netanyahu Adalet Bakanlığı'na sırdaşı Yariv Levin'i getirerek bu süreci tavizsiz geçireceğini de ortaya koydu. Bu süreci desteklemesi için aşırı dinci ve ırkçı ortaklarına verdiği kritik tavizler ise endişe verici.
* * *
Bu tavizlerin en kritiği Savunma Bakanlığı'nın parçalanarak üç başlı bir yapı haline getirilmesi. Yeni Savunma Bakanı Yoav Gallant Netanyahu'nun partisinden. Ama yetkilerinin önemli bir kısmını iki faşist lidere devretmek zorunda kaldı. Gallant'ın kamu arazisi üzerine diktiği ruhsatsız evi yüzünden Genel Kurmay Başkanı olamamış bir eski asker olduğunu da ekleyelim.
Aşırı sağcı Dini Siyonizm partisi lideri Bezalel Smotrich, İsrail'in yeni maliye bakanı olmasının yanı sıra savunma bakanlığında kendisine yaratılan yeni bir rolle işgal altındaki Batı Şeria'yı yönetmekten sorumlu olacak. Hemen her gün sosyal medya hesabından İsrailli Araplara ve Filistinlilere karşı sert misilleme çağrıları yapan bir ismin Batı Şeria'dan sorumlu Bakan olması yaşanacakların habercisi. Smotrich Yahudi ve Arap kadınların aynı doğumhaneyi kullanmasına bile karşı. Kendini gururla homofobik olarak tanımlıyor ve anormal olarak tanımladığı LGBTI üyelerine karşı pek çok eylemin düzenleyicisi olarak biliniyor.
Yeni oluşturulan Ulusal Güvenlik Bakanlığı koltuğuna, İsrailli Arap ve Filistinlilere karşı nefret söylemiyle bilinen ırkçı Itamar Ben-Gvir oturacak. Irkçılığa teşvik ve terör örgütü üyeliği gibi suçlamalardan birkaç kez mahkûm edilmiş, hatta "aşırı aşırılıkçı" olduğu için İsrail Ordusu'nda görev yapması yasaklanan Ben-Gvir, El Aksa Camii'nin güvenliği de dâhil olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te faaliyet gösteren sınır polisinin kontrolünü de ele alacak. İsrail güvenlik güçlerinin daha sınırsızca ateş edebilmesi için düzenlemeler öneren birinin Filistin sınırını, daha da ötesi El Aksa'nın güvenliğini kontrol etmesi nasıl bir akıl tutulması, anlamak mümkün değil.
Güvenlik demişken Ulusal Güvenlik Konseyi başkanlığına atanan Tzachi Hanegbi'yi eklemeden olmaz. Geçmişte rüşvet ve dolandırıcılık soruşturmaları geçiren ve yalan yere yemin etmekten suçlu bulunan Hanegbi, işe bilindik bir tehditle başladı ve ABD'nin Tahran'ın nükleer programını durduramaması durumunda İran'ı vuracaklarını söyledi.
* * *
Aşırı muhafazakâr Shas partisinin genel başkanı Aryeh Deri'nin vergi suçları ve ertelenmiş hapis cezası yüzünden Bakan olma şansı yoktu. Şipşak bir değişiklikle hapis cezası almayanların Bakan olabilmesinin önü açıldı ve Deri, Sağlık Bakanı oldu. Aşırı dinci lider, bir yandan da İçişleri Bakanlığının bir bölümünü kontrol edecek.
Parlamentonun sosyal refah komitesi başkanı iken görevi kötüye kullanmaktan ertelenmiş bir hapis cezası alan Haim Katz da bu yasadan yararlananlardan. Turizm Bakanlığı görevine gelen Katz, geçmişte çıkar elde etmek için uygunsuz yollarla komplo kurmak gibi suçlamalarla da karşı karşıya kalmıştı.
* * *
Ekonomi yönetiminde de ilginç isimler var 140 milyon dolarlık servetiyle İsrail'in en zengin siyasetçilerinden olan Nir Barkat Ekonomi Bakanı oldu. Barkat, adı Pandora Belgelerine karışan 565 İsrailliden biriydi. Hani şu dünyanın en zenginlerinin paralarını off-shore şirketlerde ve gizli banka hesaplarında nasıl sakladıklarının sızdırıldığı belgeler.
Konut bakanı Yitzhak Goldknopf ise illegal inşaatlar, şüpheli emlak satışları gibi bir dizi suçlamayla karşı karşıya. Goldknopf büyük kısmı devletin fonlarıyla finanse edilen bir dizi muhafazakâr eğitim merkezini yönetiyordu. İsrail basını bu fonların ne kadarının yeni Bakanın servetine eklendiğini sorgulamaya başladı bile.
Maliye Bakanı Smotrich'ten yukarıda bahsetmiştik. Aşırı sağcı politikacı refahın sadece "Tanrının kurallarına tam uyumla" gerçekleşeceği görüşünü açıkladı bile. Bizim burada yaşadığımız "Nas" tartışmasının bir örneği İsrail'de başlamak üzere kısacası.
* * *
İsrail'in yeni Kabinesi, sadece 4 kadın Bakanla son dönemdeki en erkek Kabine. Atanan kadın Bakanlara biraz yakından bakıldığında işler daha da kötüleşiyor.
Mesela ne iş yapacağı İsrailliler tarafından dahi henüz anlaşılamamış "Ulusal Misyonlar Bakanı" Orit Strook, doktorların dini inançlarıyla çeliştiğinde hastaları tedavi etmeme hakkını savunan bir politikacı. Otel ve restoranların LGBTI bireylere hizmet etmeme hakkını da savunuyor. Strook'un oğlunun Filistinli bir çocuğu kaçırıp taciz etmekten iki buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldığı bilgisi bu Bakanla ilgili resmi tamamlamamıza yardımcı oluyor.
Devley Bakanı Galit Distal Atbaryan bir diğer ilginç kadın. Mayıs 2021'deverdiği bir röportajda "otizm diye bir şey olmadığını" iddia etti ve "konuşana kadar yemek ve su vermeyerek otizmli oğlunu nasıl düzelttiğini" anlattı.
Ulaştırma Bakanı Miri Regev ise mülteci karşıtı açıklamalarıyla biliniyor. Regev'in göçmen karşıtı bir gösteride Afrikalı göçmenleri "casuslar" ve "ulusun vücudundaki kanser" olarak nitelendirmesi ciddi tartışmalar yaratmıştı.
Kabinenin dördüncü kadın Bakanı Idit Silman çevreden sorumlu olacak. Silman, istifasıyla bir önceki Hükümetin sayısal çoğunluğunu kaybetmesine neden olan isim. Bu "çelebi" duruşunun ödülünü aldığı şeklinde yorumlar sosyal medyada sıkça tekrarlanıyor.
* * *
İsrail halkının uzun bir süredir aradığı istikrar için yönetime getirdiği kadronun hepsi bu değil. Yahudi ırkının üstünlüğünden söz eden Spor Bakanı, eşcinsellere yönelik zorunlu terapilerden söz eden Bakan yardımcıları gibi nevi şahsına münhasır bir çok isim saymakla bitecek gibi değil. Irkçı, dinci, yolsuzluk suçlarına batmış, homofobik isimlerle dolu bir koalisyon.
Türkiye'nin böylesi bir yönetimle normalleşme adımlarını nasıl sürdüreceğini izlemek ilginç olacak. Hoş böylesi bir kadronun Meclis Başkanı olarak bir eşcinseli seçmiş olması pragmatizmlerinin de sınırının olmadığının bir göstergesi.