Akşam yazarı Alen Markaryan'ın köşe yazısı
"Bir katmanın en üst tabakasında yaşıyorsanız ve alt kısımlarda olup bitenden en ufak bir bilginiz yoksa Ve orada neler olup bittiğini size yanlış aksettiriyorlarsa ve üstüne bu konularla ilgili bir röportaja kalkışıyorsanız durum vahim demektir"
Aşağı yukarı iki-üç defa bu köşemde basketboldaki sıkıntılarla ilgili kalem oynattım.
Alperenler'in Şehmuzlar'ın gelişi ve gidişi arasındaki çelişkileri, Gençleşme derken yozlaşmaya yüz tutma, Ahmet Kandemir'in huzursuz oluşu ve akabinde istifa edişi, Salonların boş oluşu diye uzatırız mevzuları. Hepsinden bahsettim geniş geniş...
Ve bütün bu yaşanan kaos vari durumdan sonra taraftar siteleri ve sosyal medya, durumun vahametini yazdı durdu...
Ve sayın başkan Çebi'nin son söyleşisinde geçen; "5-10 çocuğa bağırttırıyorlar" "Kargamı kuş mu belli değil" "Güvenlikçinin yevmiyesini bile karşılamıyor bu basketbol şubesi" cümleleri gündemde infial yarattı...
Şöyle bir giriş yapsak ve desek ki, Beşiktaş Basketbol Takımı şu anda ligde sonuncu sırada... Normal mi? Değil... O aynı ligde benim iki rakibimden biri lider ve üstüne Euroleague'de kafaya oynuyor...
Ve taraftar bundan aşırı rahatsız ve dile geliyor... Normal mi? İsyan edilmemesi anormal...
Eee?! Yanlış nerede de sayın başkan bu olanları şikayet edercesine ve taraftarı suçlayarak yorum yapıyor diye de tamamlasak...
Tabii ki ilgisiz olduğu belli ama en büyük sorun etrafında. Yanlış bilgi akışı var ve doğru yönlendirilmiyor...
Futbolda işlerin ters gitmesinden dolayı diğer branşlara şevk kalmamış...
Para akışı yok... Ama esas mesele şu ki sayın başkan şikayet merci değil... Tam aksine çözüm merci...
Ve biz bütün yaşananların çözüm sürecini tüm yönetime naçizane yardım amaçlı tane tane anlattık...
Taraftarın üçü beşi olmaz sayın başkan yapmayın... Önemli olan insanların düşüncesini dile getirmektir...
Üç kişi, on bin, yüz bin, bir milyon kişinin düşüncesini bağırabilir...
Ama daha da esas konu, 1500 kişilik Süleyman Seba Salonu'nda oynanan maçların sıcaklığının nereye kaybolduğu!? Sinan Erdem ve Abdi İpekçi Spor Salon'unda ki 18 binlik heybetli kalabalıkların nerede olduğu?!
'Akatlar adamı sakatlar' cümlesinin neden iç edildiği?! Ahmet Cömert, Ayhan Şahenk, Darüşşafaka deplasmanlarına akın eden taraftarın nereye gittiği?!
Beşiktaş basketbolu bir ekoldür... Bir devre imza atmıştır...
Yanlış atılan adımlardan dönüleceğini umuyor, Beşiktaş camiasına saygılarımı sunuyorum...
Alen MARKARYAN / Akşam
"Bir katmanın en üst tabakasında yaşıyorsanız ve alt kısımlarda olup bitenden en ufak bir bilginiz yoksa Ve orada neler olup bittiğini size yanlış aksettiriyorlarsa ve üstüne bu konularla ilgili bir röportaja kalkışıyorsanız durum vahim demektir"
Aşağı yukarı iki-üç defa bu köşemde basketboldaki sıkıntılarla ilgili kalem oynattım.
Alperenler'in Şehmuzlar'ın gelişi ve gidişi arasındaki çelişkileri, Gençleşme derken yozlaşmaya yüz tutma, Ahmet Kandemir'in huzursuz oluşu ve akabinde istifa edişi, Salonların boş oluşu diye uzatırız mevzuları. Hepsinden bahsettim geniş geniş...
Ve bütün bu yaşanan kaos vari durumdan sonra taraftar siteleri ve sosyal medya, durumun vahametini yazdı durdu...
Ve sayın başkan Çebi'nin son söyleşisinde geçen; "5-10 çocuğa bağırttırıyorlar" "Kargamı kuş mu belli değil" "Güvenlikçinin yevmiyesini bile karşılamıyor bu basketbol şubesi" cümleleri gündemde infial yarattı...
Şöyle bir giriş yapsak ve desek ki, Beşiktaş Basketbol Takımı şu anda ligde sonuncu sırada... Normal mi? Değil... O aynı ligde benim iki rakibimden biri lider ve üstüne Euroleague'de kafaya oynuyor...
Ve taraftar bundan aşırı rahatsız ve dile geliyor... Normal mi? İsyan edilmemesi anormal...
Eee?! Yanlış nerede de sayın başkan bu olanları şikayet edercesine ve taraftarı suçlayarak yorum yapıyor diye de tamamlasak...
Tabii ki ilgisiz olduğu belli ama en büyük sorun etrafında. Yanlış bilgi akışı var ve doğru yönlendirilmiyor...
Futbolda işlerin ters gitmesinden dolayı diğer branşlara şevk kalmamış...
Para akışı yok... Ama esas mesele şu ki sayın başkan şikayet merci değil... Tam aksine çözüm merci...
Ve biz bütün yaşananların çözüm sürecini tüm yönetime naçizane yardım amaçlı tane tane anlattık...
Taraftarın üçü beşi olmaz sayın başkan yapmayın... Önemli olan insanların düşüncesini dile getirmektir...
Üç kişi, on bin, yüz bin, bir milyon kişinin düşüncesini bağırabilir...
Ama daha da esas konu, 1500 kişilik Süleyman Seba Salonu'nda oynanan maçların sıcaklığının nereye kaybolduğu!? Sinan Erdem ve Abdi İpekçi Spor Salon'unda ki 18 binlik heybetli kalabalıkların nerede olduğu?!
'Akatlar adamı sakatlar' cümlesinin neden iç edildiği?! Ahmet Cömert, Ayhan Şahenk, Darüşşafaka deplasmanlarına akın eden taraftarın nereye gittiği?!
Beşiktaş basketbolu bir ekoldür... Bir devre imza atmıştır...
Yanlış atılan adımlardan dönüleceğini umuyor, Beşiktaş camiasına saygılarımı sunuyorum...
Alen MARKARYAN / Akşam