Adı var, kendi olmama durumları, esasında, "kendin olamama" durumlarının, birer yansımaları.
Her kurumun içinin boşatıldığını söyleyen, yazan, duayen gazeteciler, çoktan aramızdan kopartıldılar. Miras yemeye devam eden söylemciler, her türlü enkaz altından salınmaya devam ediyor. Gündem, süreç, bir başkasının canının ne kadar yanmış olduğu, esasen onları, hiç mi hiç, ilgilendirmiyor. Hiç ilgilendirmemişti. Zaten rüzgâr daha esmeden, fırıldağa bile pabucunu çoktan ters giydirmiş olanlarda, işlerine devam ediyor.
Toplumun hangi katmanında olursa olsun; salgın dönemi boyunca, "anlayamadıklarımızı", doğanın gerçeği, insan olana vurdu ve işte, o insan, utandı. Konuşmaya, yazabilmeye, ısınmaya, gülmeye, yaşama dair ne varsa, her şeye kapadı, kendisini. Âma dedik, sadece İNSAN, utandı.
Utandığı ile kalmayıp, ilk andan itibaren, ne yapabilirim, kaygısını taşıyanlar, kendi kendilerine seferberlik ilân ettiler. Bunu kendi payıma yaptığım için ömrüm boyunca huzurlu kalacağım. Hayatta müsterih olmak her zaman iyi hissettirir. İyi ki yaptım ve bu sayede gerçek dostlar kazandım. Samimi, saf, art niyet düşünmeyen, acaba ne yaparım da kazık atarım, derdinde olmayan, hile hurda aramayan insanlar.
YALIN OLMAK
Onların tarafından bakılınca, bu tarafa bakış, çaresizlik değildi, kesinlikle değildi. Gerçektiler, yaşadıklarını, başkalarının yaşamaması için dua eden, gerçek vatandaşlarımızdı. Samimiyetlerine inancım sonsuz. Hayat içinde, bazen aldanıyoruz ancak onlar, diğerlerinden değildi. Üstelik bu olayları yaşadıkları içinde de değildi. Çünkü onların "özü", güzeldi. O kadar güzel insanlar tanıdım ki, dilerim hayatları bundan sonra arzu ettikleri ve gönüllerinden geçtikleri gibi olsun.
"Hayat devam ediyor", deyip bu kılıfı her zaman olduğu gibi giyenlere zaten sözüm yok. Yeni bir dünya düzeni var ve ayrışa ayrışa, yalan dolan, hile, aymazlık, kurnazlık vs. gibi insana ait olmayan ve değer diye gösterip, gerçek değerleri, değersizleştirmeye, hizmet etmeye yemin etmiş, bunun için her şeyi kullanan, insan müsvetteleri ile işimiz yok. Onlar çığrışmaya devam etsinler. Gerçek insanların bir huzur soluğunda, bir tebessümünde, bir hayır duasında yer almak kadar güzel bir duygu yok. İnsan olmanın o güzel sadeliği. Daha da sadeleşecek, daha da arınacağız. Ve hafifledikçe, aslında olmayan ama varmış gibi yapanların, gölgelerinin bile kalmadığını yaşarken öğreneceğiz.
Ve bu deneyimler, bu hayatın değil sadece diğer hayatlarımızda da rehberlik edecek bizlere. Çünkü hepimiz birer enerjiyiz, hepimiz bir bütünün parçasıyız.
Olgulardan ders almayan, inat, hırs ve egoları ile biçimlenen, yaşam şekilleri bu çıtayı maalesef aşamayanlar için sözümüz yok. Hayatlarımızda yerleri de yok. Saflar belirleniyor.
Güzel olan yüreğiniz, güzellikler ile hemhâl olsun!
Her nerede, sevgiyi yaşıyor ve yaşatıyorsanız!
Her kurumun içinin boşatıldığını söyleyen, yazan, duayen gazeteciler, çoktan aramızdan kopartıldılar. Miras yemeye devam eden söylemciler, her türlü enkaz altından salınmaya devam ediyor. Gündem, süreç, bir başkasının canının ne kadar yanmış olduğu, esasen onları, hiç mi hiç, ilgilendirmiyor. Hiç ilgilendirmemişti. Zaten rüzgâr daha esmeden, fırıldağa bile pabucunu çoktan ters giydirmiş olanlarda, işlerine devam ediyor.
Toplumun hangi katmanında olursa olsun; salgın dönemi boyunca, "anlayamadıklarımızı", doğanın gerçeği, insan olana vurdu ve işte, o insan, utandı. Konuşmaya, yazabilmeye, ısınmaya, gülmeye, yaşama dair ne varsa, her şeye kapadı, kendisini. Âma dedik, sadece İNSAN, utandı.
Utandığı ile kalmayıp, ilk andan itibaren, ne yapabilirim, kaygısını taşıyanlar, kendi kendilerine seferberlik ilân ettiler. Bunu kendi payıma yaptığım için ömrüm boyunca huzurlu kalacağım. Hayatta müsterih olmak her zaman iyi hissettirir. İyi ki yaptım ve bu sayede gerçek dostlar kazandım. Samimi, saf, art niyet düşünmeyen, acaba ne yaparım da kazık atarım, derdinde olmayan, hile hurda aramayan insanlar.
YALIN OLMAK
Onların tarafından bakılınca, bu tarafa bakış, çaresizlik değildi, kesinlikle değildi. Gerçektiler, yaşadıklarını, başkalarının yaşamaması için dua eden, gerçek vatandaşlarımızdı. Samimiyetlerine inancım sonsuz. Hayat içinde, bazen aldanıyoruz ancak onlar, diğerlerinden değildi. Üstelik bu olayları yaşadıkları içinde de değildi. Çünkü onların "özü", güzeldi. O kadar güzel insanlar tanıdım ki, dilerim hayatları bundan sonra arzu ettikleri ve gönüllerinden geçtikleri gibi olsun.
"Hayat devam ediyor", deyip bu kılıfı her zaman olduğu gibi giyenlere zaten sözüm yok. Yeni bir dünya düzeni var ve ayrışa ayrışa, yalan dolan, hile, aymazlık, kurnazlık vs. gibi insana ait olmayan ve değer diye gösterip, gerçek değerleri, değersizleştirmeye, hizmet etmeye yemin etmiş, bunun için her şeyi kullanan, insan müsvetteleri ile işimiz yok. Onlar çığrışmaya devam etsinler. Gerçek insanların bir huzur soluğunda, bir tebessümünde, bir hayır duasında yer almak kadar güzel bir duygu yok. İnsan olmanın o güzel sadeliği. Daha da sadeleşecek, daha da arınacağız. Ve hafifledikçe, aslında olmayan ama varmış gibi yapanların, gölgelerinin bile kalmadığını yaşarken öğreneceğiz.
Ve bu deneyimler, bu hayatın değil sadece diğer hayatlarımızda da rehberlik edecek bizlere. Çünkü hepimiz birer enerjiyiz, hepimiz bir bütünün parçasıyız.
Olgulardan ders almayan, inat, hırs ve egoları ile biçimlenen, yaşam şekilleri bu çıtayı maalesef aşamayanlar için sözümüz yok. Hayatlarımızda yerleri de yok. Saflar belirleniyor.
Güzel olan yüreğiniz, güzellikler ile hemhâl olsun!
Her nerede, sevgiyi yaşıyor ve yaşatıyorsanız!