Uyumaya utanıyorum dedi bir arkadaşım. Kilometrelerce uzaktan, elinden geldiğince ayni, baktı yardım yapamıyor...
Susalım şimdilik de mağdurların sesleri duyulsun, diyoruz. Birçok insan da susuyor şimdilik ama mağdurların seslerinden onların seslerine aracı olanlardan da rahatsız olmamak lazım. Neticede amacımız onların seslerini duymak değil mi?
Açıkçası çok büyük bir afet, evet beklenen tarafları var ama hiç beklenmedik yönleri de oldu bilim adamlarının söylediklerine göre.
Maraş'ı noktasal olarak işaretleyen bilim insanları olmuş hem de birkaç sene öncesinden. Ama onlar da peş peşe iki büyük deprem olmasına, artçılarının bu kadar şiddetli olmasına şaşırıyorlar. Bu kadar geniş bir alanı etkilemesi de belki beklentilerini aşmış durumda.
Ama nasıl depremden önce bilim adamlarına gerektiği kulak vermiyorsak yine gerektiği gibi kulak vermiyoruz sanki. Sosyal medyadan İstanbul ve İzmir depremleri ile ilgili dedikodular yayıyoruz. Ama o bilim adamları inatla diyor ki "fay sistemleri farklı aralarında birbirini tetikleyecek bağlantı yok. Ama buradan sonra Adana ve Hatay tarafı için bir başka risk oluşabilir"
Mesela diyorlar ki ilk olarak açıklanan 7.4 ile 7.7 arasında korkunç bir fark var, 7.4 için hazırlıklı olunsa dahi 7.7 o hazırlıkla karşılanamaz.
Bu depremin yaralarını sardıktan sonra yapılacak çok şey var diyorlar, bu sefer yapalım diye de feryat ediyorlar.
Başta da dediğim gibi çok ama çok büyük bir afet arama kurtarma çok zor şartlarda ilerliyor. Çünkü çok geniş bir coğrafyaya yayılmış durumda hava şartları çalışmaları çok zorlaştırıyor.
Ancak böyle bir duruma yeterince hazırlıklı olmadığımız da ortaya çıkıyor ne yazık ki. Bir deprem ülkesi olmamıza rağmen yine bilim insanları depremlere uygun yapılaşma yapmadığımızı da inatla tekrarlıyorlar. Yapı stoğumuzla ilgili sıkıntıları da şimdilik kaydıyla konuşmayalım kabul, ama şu an sahada olanları konuşmak mağdurların seslerinin duyulmasını sağlamak açısından mecburi.
Ülke olarak birlik olalım, dünyadan gelecek her yardımı kabul edelim. 10 ile yayılmış böylesi zor şartlardaki bir organizasyonda herkes elinden geleni yapmalı, eksikliklerden bahsedenlere, yardım çığlıklarına kulak verelim.
Böylesi bir acıyı kim ki sen ben kavgasının malzemesi yapmaya kalkarsa büyük bir vebal altında kalacaktır. Bunları ilk defa yaşamıyoruz, ne yazık ki son kez de olmayacak. Halk yine bilinçli olmasa da elinden geleni yapmaya çalışıyor.
Ama birisi çıkıp 'sıkıntı yok' derse bir başkası seçim ittifakının adından bahsederse (iki taraf için de söylüyorum) şu anda bölgeden uzak olan ve uyumaya utanan insanların olduğu bir ülkede bunlar en azından ayıp olur.
Susalım şimdilik de mağdurların sesleri duyulsun, diyoruz. Birçok insan da susuyor şimdilik ama mağdurların seslerinden onların seslerine aracı olanlardan da rahatsız olmamak lazım. Neticede amacımız onların seslerini duymak değil mi?
Açıkçası çok büyük bir afet, evet beklenen tarafları var ama hiç beklenmedik yönleri de oldu bilim adamlarının söylediklerine göre.
Maraş'ı noktasal olarak işaretleyen bilim insanları olmuş hem de birkaç sene öncesinden. Ama onlar da peş peşe iki büyük deprem olmasına, artçılarının bu kadar şiddetli olmasına şaşırıyorlar. Bu kadar geniş bir alanı etkilemesi de belki beklentilerini aşmış durumda.
Ama nasıl depremden önce bilim adamlarına gerektiği kulak vermiyorsak yine gerektiği gibi kulak vermiyoruz sanki. Sosyal medyadan İstanbul ve İzmir depremleri ile ilgili dedikodular yayıyoruz. Ama o bilim adamları inatla diyor ki "fay sistemleri farklı aralarında birbirini tetikleyecek bağlantı yok. Ama buradan sonra Adana ve Hatay tarafı için bir başka risk oluşabilir"
Mesela diyorlar ki ilk olarak açıklanan 7.4 ile 7.7 arasında korkunç bir fark var, 7.4 için hazırlıklı olunsa dahi 7.7 o hazırlıkla karşılanamaz.
Bu depremin yaralarını sardıktan sonra yapılacak çok şey var diyorlar, bu sefer yapalım diye de feryat ediyorlar.
Başta da dediğim gibi çok ama çok büyük bir afet arama kurtarma çok zor şartlarda ilerliyor. Çünkü çok geniş bir coğrafyaya yayılmış durumda hava şartları çalışmaları çok zorlaştırıyor.
Ancak böyle bir duruma yeterince hazırlıklı olmadığımız da ortaya çıkıyor ne yazık ki. Bir deprem ülkesi olmamıza rağmen yine bilim insanları depremlere uygun yapılaşma yapmadığımızı da inatla tekrarlıyorlar. Yapı stoğumuzla ilgili sıkıntıları da şimdilik kaydıyla konuşmayalım kabul, ama şu an sahada olanları konuşmak mağdurların seslerinin duyulmasını sağlamak açısından mecburi.
Ülke olarak birlik olalım, dünyadan gelecek her yardımı kabul edelim. 10 ile yayılmış böylesi zor şartlardaki bir organizasyonda herkes elinden geleni yapmalı, eksikliklerden bahsedenlere, yardım çığlıklarına kulak verelim.
Böylesi bir acıyı kim ki sen ben kavgasının malzemesi yapmaya kalkarsa büyük bir vebal altında kalacaktır. Bunları ilk defa yaşamıyoruz, ne yazık ki son kez de olmayacak. Halk yine bilinçli olmasa da elinden geleni yapmaya çalışıyor.
Ama birisi çıkıp 'sıkıntı yok' derse bir başkası seçim ittifakının adından bahsederse (iki taraf için de söylüyorum) şu anda bölgeden uzak olan ve uyumaya utanan insanların olduğu bir ülkede bunlar en azından ayıp olur.