Uğur Mumcu'nun aramızdan ayrılışının üstünden 29 yıl geçmesine rağmen acısı hâlâ dün gibi... Umag Vakfı'nın düzenlediği 29. Adalet ve Demokrasi Haftası etkinliklerden ilki Uğur Mumcu'nun hayatını kaybettiği Karlı Sokak'ta gerçekleşti. Yapılan anma etkinliklerine dondurucu soğuğa rağmen halkın yoğun ilgisi görülürken, aynı zamanda siyasi parti üyelerinin de katılım sağladığı görüldü.
Bugünkü adı Uğur Mumcu Sokağı olan Karlı Sokak'ta 24 Ocak 1993'te üç patlama sesi yankılandı. Araştırmacı gazeteci, Türk basınının cesur kalemi Uğur Mumcu, evinin önündeki arabasına yerleştirilen C-4 tipi bomba düzeneğiyle gerçekleştirildiğini bildiğimiz hain bir suikast sonucunda hayatını kaybetti. Aradan geçen 29 yıla rağmen başta aile üyeleri olmak üzere yaşanan acının hâlâ taze olduğu yapılan anma töreninde görmek mümkün. Öte yandan Uğur Mumcu'nun anısını yaşatmak adına başta eşi Güldal Mumcu ile çocukları Özge Mumcu ve Özgür Mumcu'nun azami ölçüde özen gösterdikleri biliniyor.
Umag Vakfı'nın Araştırmacı Gazeteci adayları olarak, vakıf başkanımız Güldal Mumcu'nun nazik davetine icabet ettik. Bizi her şeye rağmen koruyabildiği gülümsemesiyle, Uğur Mumcu'nun çalışma odasında karşıladı.
Çalışma odası öylesine büyük bir özenle korunmuş ki sanki iki adım ötemizdeki kapı açılacak ve içeri Uğur Mumcu girecekmiş gibi bir his tüm odaya hakimdi. Bu oda, Uğur Mumcu'nun hatırasına toz konmasına dahi müsaade edilmeden öylesine güzel korunmuştu. Bir başka deyişle zamanın bu odada akmasına âdeta müsaade edilmemişti. Odada 90'ların mütevazı/sade ortamı ilk göze çarpan unsurdu. Ayrıntılarda 90'larda görmeye alışkın olduğumuz lambaderler, kahverengi kadife detaylı mobilyalar, araştırma dosyaları, odanın üç duvarını saran kitaplıkta muazzam bir düzenle yerleştirilmiş kitaplar, ahşap çalışma masasında duran daktilo... Her ayrıntı bizi bugünden alıp Uğur Mumcu'nun suikastten önce bulunduğu ana, 24 Ocak 1993 sabahına, götürüyordu sanki. O sabah olanlar, aradan geçen zamanda yaşananlar, bugün mevcut bilgilerimizle ve donanımımızla o güne nasıl bakabileceğimize dair konuşurken, kapı açıldı ve bulunduğumuz oda bir anda yeniden taziye evine dönüştü. Bir tepside çay, bir tepside ikramlar... Belli ki 29 yıldır Güldal Mumcu, bu sabahı her yıl aynı hislerle yaşıyor; eksilmeden, eskimeden... Bu ayrıntılar, yaşanan acının hâlâ ne denli taze olduğunu görmemize olanak sağladı; yaşanan acı gerçekten tazecik duruyor.
Anma töreni için evin kapısından dışarı adım attığımız zaman gördük ki bu kaybı kimse benimsememiş, kimsenin acısı hafiflememiş... Böyle bir acı nasıl benimsenir, nasıl hafifleyebilirdi ki zaten? Sokakta Uğur Mumcu'nun anısını yaşatmak için gelen yüzlerce insan evin önüne akın etmişti. Göz göze geldiğimiz an, söze başlayan muhtemelen 70 yaşlarında bir kadın "Sabah 8'de geldim buraya! Ben sizler de ölmeyin, yalnız hissetmeyin diye geldim. İçimizdeki acı hala hafiflemedi." diyerek aslında bu acının toplum nezdinde de hafiflemediğinin en net ifadesiydi. Redd grubunun söylediği şarkıların eşlik ettiği anma törenine halkın yoğun ilgisinin yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcıları Aylin Nazlı Aka ve Muharrem Erkek, CHP Ankara Milletvekilleri Gamze Taşcıer ve Murat Emir, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da anma törenine katılım sağladı.
Evin önünde yapılan anma töreninin ardından Mumcu ailesi ve Umag Vakfı görevlileri olarak Cebeci Mezarlığı'na gidildi. Uğur Mumcu, anıt mezarına bıraktığımız karanfil ve mumlarla bir kez daha anıldı.
"Ey halkım unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi" diyen Uğur Mumcu'yu ölümünün 29. yılında da unutmadık!
Anısına saygı, cesur kalemine özlemle...
Bugünkü adı Uğur Mumcu Sokağı olan Karlı Sokak'ta 24 Ocak 1993'te üç patlama sesi yankılandı. Araştırmacı gazeteci, Türk basınının cesur kalemi Uğur Mumcu, evinin önündeki arabasına yerleştirilen C-4 tipi bomba düzeneğiyle gerçekleştirildiğini bildiğimiz hain bir suikast sonucunda hayatını kaybetti. Aradan geçen 29 yıla rağmen başta aile üyeleri olmak üzere yaşanan acının hâlâ taze olduğu yapılan anma töreninde görmek mümkün. Öte yandan Uğur Mumcu'nun anısını yaşatmak adına başta eşi Güldal Mumcu ile çocukları Özge Mumcu ve Özgür Mumcu'nun azami ölçüde özen gösterdikleri biliniyor.
Umag Vakfı'nın Araştırmacı Gazeteci adayları olarak, vakıf başkanımız Güldal Mumcu'nun nazik davetine icabet ettik. Bizi her şeye rağmen koruyabildiği gülümsemesiyle, Uğur Mumcu'nun çalışma odasında karşıladı.
Çalışma odası öylesine büyük bir özenle korunmuş ki sanki iki adım ötemizdeki kapı açılacak ve içeri Uğur Mumcu girecekmiş gibi bir his tüm odaya hakimdi. Bu oda, Uğur Mumcu'nun hatırasına toz konmasına dahi müsaade edilmeden öylesine güzel korunmuştu. Bir başka deyişle zamanın bu odada akmasına âdeta müsaade edilmemişti. Odada 90'ların mütevazı/sade ortamı ilk göze çarpan unsurdu. Ayrıntılarda 90'larda görmeye alışkın olduğumuz lambaderler, kahverengi kadife detaylı mobilyalar, araştırma dosyaları, odanın üç duvarını saran kitaplıkta muazzam bir düzenle yerleştirilmiş kitaplar, ahşap çalışma masasında duran daktilo... Her ayrıntı bizi bugünden alıp Uğur Mumcu'nun suikastten önce bulunduğu ana, 24 Ocak 1993 sabahına, götürüyordu sanki. O sabah olanlar, aradan geçen zamanda yaşananlar, bugün mevcut bilgilerimizle ve donanımımızla o güne nasıl bakabileceğimize dair konuşurken, kapı açıldı ve bulunduğumuz oda bir anda yeniden taziye evine dönüştü. Bir tepside çay, bir tepside ikramlar... Belli ki 29 yıldır Güldal Mumcu, bu sabahı her yıl aynı hislerle yaşıyor; eksilmeden, eskimeden... Bu ayrıntılar, yaşanan acının hâlâ ne denli taze olduğunu görmemize olanak sağladı; yaşanan acı gerçekten tazecik duruyor.
Anma töreni için evin kapısından dışarı adım attığımız zaman gördük ki bu kaybı kimse benimsememiş, kimsenin acısı hafiflememiş... Böyle bir acı nasıl benimsenir, nasıl hafifleyebilirdi ki zaten? Sokakta Uğur Mumcu'nun anısını yaşatmak için gelen yüzlerce insan evin önüne akın etmişti. Göz göze geldiğimiz an, söze başlayan muhtemelen 70 yaşlarında bir kadın "Sabah 8'de geldim buraya! Ben sizler de ölmeyin, yalnız hissetmeyin diye geldim. İçimizdeki acı hala hafiflemedi." diyerek aslında bu acının toplum nezdinde de hafiflemediğinin en net ifadesiydi. Redd grubunun söylediği şarkıların eşlik ettiği anma törenine halkın yoğun ilgisinin yanı sıra CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcıları Aylin Nazlı Aka ve Muharrem Erkek, CHP Ankara Milletvekilleri Gamze Taşcıer ve Murat Emir, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da anma törenine katılım sağladı.
Evin önünde yapılan anma töreninin ardından Mumcu ailesi ve Umag Vakfı görevlileri olarak Cebeci Mezarlığı'na gidildi. Uğur Mumcu, anıt mezarına bıraktığımız karanfil ve mumlarla bir kez daha anıldı.
"Ey halkım unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi" diyen Uğur Mumcu'yu ölümünün 29. yılında da unutmadık!
Anısına saygı, cesur kalemine özlemle...