Akşam yazarı Alen Markaryan'ın köşe yazısı
Beşiktaş'ın federasyonla karşı karşıya gelip, federasyonun her seferinde sırf bu sezon bile Beşiktaş'ı kontrpiyede bıraktığı üç ana konu var... İlk evvela Ankara'da maç bittikten sonra sahaya giren çocuğun, Josef'le fiziksel istişaresine sessiz ve seyirci kalması...Üstüne ki ben bu sağır kulağımla duydum. Kargaların güldüğünü, Josef'e ceza verilmesi... Bir ikinci olay Sivas'ın G.Saray ağlarına yolladığı topun geçersiz sayılması üzerine; VAR kayıtlarının incelenmesi gündeme gelip sonuca varıldığında şeffaflaşmayı G.Antep maçındaki N'Koudou'nun kafası sırasında geçen konuşmayı da kamuoyuna yansıtmalarıydı...Beşiktaş Kulübü'nü ve başkanını, her seferinde taraftarıyla karşı karşıya getirmek için planlanmış bir akıl oyununun içindeydik sanki... Üçüncüsü ise yeni taze...Asrın felaketinin daha hemen başlarında Kulüpler Birliği'ni toplayıp, Hatay ve G.Antep kulüplerinin dondurulma kararını deklare etmesi sırasında, bu iki takımla maç yapmışlarla yapmamışların adaleti ne olacak? Sorusuna oylama yapılmaması... Hâlbuki birçok takımı ilgilendiriyor bu iki takımın ligden çekilmesi...G.Saray, Hatay ve Antep'e gidecek ve maç yapmayacak... Eeee?! Ben gittim... Nasıl olacak?Federasyonun böyle bir zaman diliminde toplantı yapması eleştirilmedi de, ne hikmetse Oraya G.Antep ve Hatay'ın puanlarının akıbeti için çağrılan insanlar ve zamansız çıkış yaptığı iddia edilen Çebi, eleştiri yağmuruna tutuldu... Buyurun üç adet nur topu gibi mevzu... Üçü de Beşiktaş'ın aleyhine işledi... Beşiktaş'a her seferinde yara verilmeye çalışıldı... Şimdi soru şu... Federasyonun bundan sonraki hamlesi ne olacak Beşiktaş'a? Ve Sn. Başkan Çebi'den ne cevap gelecek?ÖLÜMLE YAŞAMI AYIRAN ÇİZGİChristian Atsu son dakika golünü attığında, saha içi bayram yerine dönmüştü. Üst üste topçular, sağa sola koşan teknik ekip... Tribünler? Son saniye galibiyet golünün ne demek olduğunu en iyi bilenlerden biri olarak, tarif edilmez mutluluktaydılar...Şehir? Binlercesi televizyon başında sarmaş dolaş olmuştu. Net... İki gün sonra? Dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük felaketlerinden birine denk geldiler. Tarifsiz bir keder, alışılmamış bir acı kapladı şehri... Tribünde bağırdığımız, yaşamla ölümü ayıran çizgi bestesi de öyle demiyor mu? Tam da burayı işaretlemiyor mu? İncecik bir çizgideyiz işte... Bir yanda sevinç çığlıkları, bir yanda ölüm feryatları... Adamın attığı golü seyrederken, gol sevincini yaşarlarken ağlar mı insan... Ağladık vallahi...Atsu'nun ve oradaki binlerce insanımızın hayatını kaybetmiş olması, hepimizin bütün hayatımızın özetidir aslında... Bugün varız yarın yokuz... Nasıl ince bir çizgi değil mi? Futbolun içinden bir kardeşimizi yâd ederek, vefat eden vatandaşlarımızı bir kez daha anmak istedim... Gani gani rahmet diliyorum. Toprakları bol olsun...BERNA BAŞKANIN KULAKLARI ÇINLASINBerna Gözbaşı hanımefendi, Kayserispor'a başkanlık yaptığında, topçuları Mensah'ın Beşiktaş'a transferi gerçekleştiği sırada araya girip pürüz çıkaran kulüplere, 'Ben Beşiktaş'a söz verdim, Mensah, Beşiktaş'a gidecek' dönemlerinden nerelere geldik... Hale bak. Nedir mevzu? Onur Bulut, 1 milyon euroya serbest kalır...Ne zaman? 6 Şubat'a kadar. Niye 6 Şubat? F.Bahçe isterse; F.Bahçe'ye gider maddesi varmış? Eyvallah, tamam. F.Bahçe isterse ama! Onur Bulut istemezse? O nasıl olacak?6 Şubat'tan sonra 1 milyona serbest kalır maddesi devreye girer. Beşiktaş bastırır parayı ve topçuyu alır. Gayet açık... Onur, F.Bahçe'de kadroya giremem diye Beşiktaş'ta Şenol Güneş ile iyi anlaşıyor diye Beşiktaş'ı seçmiş... İş bitmiş yani... Kayseri Başkanı Sn. Ali Çamlı'nın, Ali Koç'tan mütevellit topçusunu Fener'e vermek istiyor olması gayet normal, hiç itirazım yok...Lakin Beşiktaş, transfer kurallarını harfiyen yerine getirmiştir. Sn. Ali Çamlı'nın imzası yoktur, transfer geçersizdir itirazları geçersizdir. Parayı geri göndermeleri de bir kaşık suda fırtına koparmaktır.Kaldı ki; Onur Bulut, Beşiktaş'ta oynamak istediğini kerelerce belirtmiştir. El sıkıp hayırlı olsun demek bu kadar zor olmasa gerek. Olsun. Biz de bu vesileyle Berna başkanın kulaklarını çınlattık!!!!Alen MARKARYAN / Akşam
Beşiktaş'ın federasyonla karşı karşıya gelip, federasyonun her seferinde sırf bu sezon bile Beşiktaş'ı kontrpiyede bıraktığı üç ana konu var... İlk evvela Ankara'da maç bittikten sonra sahaya giren çocuğun, Josef'le fiziksel istişaresine sessiz ve seyirci kalması...Üstüne ki ben bu sağır kulağımla duydum. Kargaların güldüğünü, Josef'e ceza verilmesi... Bir ikinci olay Sivas'ın G.Saray ağlarına yolladığı topun geçersiz sayılması üzerine; VAR kayıtlarının incelenmesi gündeme gelip sonuca varıldığında şeffaflaşmayı G.Antep maçındaki N'Koudou'nun kafası sırasında geçen konuşmayı da kamuoyuna yansıtmalarıydı...Beşiktaş Kulübü'nü ve başkanını, her seferinde taraftarıyla karşı karşıya getirmek için planlanmış bir akıl oyununun içindeydik sanki... Üçüncüsü ise yeni taze...Asrın felaketinin daha hemen başlarında Kulüpler Birliği'ni toplayıp, Hatay ve G.Antep kulüplerinin dondurulma kararını deklare etmesi sırasında, bu iki takımla maç yapmışlarla yapmamışların adaleti ne olacak? Sorusuna oylama yapılmaması... Hâlbuki birçok takımı ilgilendiriyor bu iki takımın ligden çekilmesi...G.Saray, Hatay ve Antep'e gidecek ve maç yapmayacak... Eeee?! Ben gittim... Nasıl olacak?Federasyonun böyle bir zaman diliminde toplantı yapması eleştirilmedi de, ne hikmetse Oraya G.Antep ve Hatay'ın puanlarının akıbeti için çağrılan insanlar ve zamansız çıkış yaptığı iddia edilen Çebi, eleştiri yağmuruna tutuldu... Buyurun üç adet nur topu gibi mevzu... Üçü de Beşiktaş'ın aleyhine işledi... Beşiktaş'a her seferinde yara verilmeye çalışıldı... Şimdi soru şu... Federasyonun bundan sonraki hamlesi ne olacak Beşiktaş'a? Ve Sn. Başkan Çebi'den ne cevap gelecek?ÖLÜMLE YAŞAMI AYIRAN ÇİZGİChristian Atsu son dakika golünü attığında, saha içi bayram yerine dönmüştü. Üst üste topçular, sağa sola koşan teknik ekip... Tribünler? Son saniye galibiyet golünün ne demek olduğunu en iyi bilenlerden biri olarak, tarif edilmez mutluluktaydılar...Şehir? Binlercesi televizyon başında sarmaş dolaş olmuştu. Net... İki gün sonra? Dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük felaketlerinden birine denk geldiler. Tarifsiz bir keder, alışılmamış bir acı kapladı şehri... Tribünde bağırdığımız, yaşamla ölümü ayıran çizgi bestesi de öyle demiyor mu? Tam da burayı işaretlemiyor mu? İncecik bir çizgideyiz işte... Bir yanda sevinç çığlıkları, bir yanda ölüm feryatları... Adamın attığı golü seyrederken, gol sevincini yaşarlarken ağlar mı insan... Ağladık vallahi...Atsu'nun ve oradaki binlerce insanımızın hayatını kaybetmiş olması, hepimizin bütün hayatımızın özetidir aslında... Bugün varız yarın yokuz... Nasıl ince bir çizgi değil mi? Futbolun içinden bir kardeşimizi yâd ederek, vefat eden vatandaşlarımızı bir kez daha anmak istedim... Gani gani rahmet diliyorum. Toprakları bol olsun...BERNA BAŞKANIN KULAKLARI ÇINLASINBerna Gözbaşı hanımefendi, Kayserispor'a başkanlık yaptığında, topçuları Mensah'ın Beşiktaş'a transferi gerçekleştiği sırada araya girip pürüz çıkaran kulüplere, 'Ben Beşiktaş'a söz verdim, Mensah, Beşiktaş'a gidecek' dönemlerinden nerelere geldik... Hale bak. Nedir mevzu? Onur Bulut, 1 milyon euroya serbest kalır...Ne zaman? 6 Şubat'a kadar. Niye 6 Şubat? F.Bahçe isterse; F.Bahçe'ye gider maddesi varmış? Eyvallah, tamam. F.Bahçe isterse ama! Onur Bulut istemezse? O nasıl olacak?6 Şubat'tan sonra 1 milyona serbest kalır maddesi devreye girer. Beşiktaş bastırır parayı ve topçuyu alır. Gayet açık... Onur, F.Bahçe'de kadroya giremem diye Beşiktaş'ta Şenol Güneş ile iyi anlaşıyor diye Beşiktaş'ı seçmiş... İş bitmiş yani... Kayseri Başkanı Sn. Ali Çamlı'nın, Ali Koç'tan mütevellit topçusunu Fener'e vermek istiyor olması gayet normal, hiç itirazım yok...Lakin Beşiktaş, transfer kurallarını harfiyen yerine getirmiştir. Sn. Ali Çamlı'nın imzası yoktur, transfer geçersizdir itirazları geçersizdir. Parayı geri göndermeleri de bir kaşık suda fırtına koparmaktır.Kaldı ki; Onur Bulut, Beşiktaş'ta oynamak istediğini kerelerce belirtmiştir. El sıkıp hayırlı olsun demek bu kadar zor olmasa gerek. Olsun. Biz de bu vesileyle Berna başkanın kulaklarını çınlattık!!!!Alen MARKARYAN / Akşam
