Metehan90
Forum Üyesi
Osteoporoza karşı koruyan süt ve süt ürünlerinin temel besin grupları arasında yer aldığını, organizmanın büyümesi ve gelişimi için gerekli olan besin ögelerinin tamamına yakınını az ya da çok oranlarda içerdiğini vurgulayan Prof. Dr. Besler, şunları söyledi: ''Bebeklerin doğduktan sonra 6 ay süresince anne sütünden başka hiçbir besin grubuna ihtiyaç duymaması bunun en temel göstergesidir.
Günde bir bardak süt içen 6 yaşında bir çocuk protein ihtiyacının yüzde 35'ini, kalsiyum ihtiyacının yüzde 52'sini, B12 vitamini ihtiyacının da yüzde 98'ini karşılayabilmektedir. Ancak Türkiye'de ne yazık ki süt içme alışkanlığı yaygın değil. Türkiye'de kişi başına düşen süt tüketimi yaklaşık olarak 24 litre civarında. Dünya geneline baktığınızda ise bu rakamların 200 litreye ulaştığı ülkeler var. Örneğin İngiltere'de 100, Finlandiya'da ise 139 litre.''
Tüketilen süt miktarı kadar sağlıklı olmasının da önemine işaret eden Prof. Dr. Besler, Türkiye'de tüketilen süt miktarının sadece 10-15 litresinin işlenmiş ve paketlenmiş halde bulunduğunu, geri kalanının ise sokakta satılan açık süt olduğunu söyledi.
Açıkta bırakılma ya da havayla temas sonucu sütün zararlı mikroorganizmalar üretmesinin de hızlandığını ve bu zararlı bakterilerin besin zehirlenmesi, dizanteri, tifo ve brusella gibi hastalıklara neden olabildiğine dikkati çeken Prof. Dr. Besler, ''Çiğ sütlerden kolaylıkla insana geçebilen ve gelişmiş ülkelerde çok az görülen bu hastalıklar bizim gibi sokak sütünün fazla tüketildiği ülkelerde daha sık görülüyor. 2005 yılında ülkemizde görülen brusella vakalarının 14 bin 639 olduğu rapor edilmiştir. Bu nedenle de açıkta satılan sütlerin yarardan çok zararı var diyebiliriz'' dedi.
Günde bir bardak süt içen 6 yaşında bir çocuk protein ihtiyacının yüzde 35'ini, kalsiyum ihtiyacının yüzde 52'sini, B12 vitamini ihtiyacının da yüzde 98'ini karşılayabilmektedir. Ancak Türkiye'de ne yazık ki süt içme alışkanlığı yaygın değil. Türkiye'de kişi başına düşen süt tüketimi yaklaşık olarak 24 litre civarında. Dünya geneline baktığınızda ise bu rakamların 200 litreye ulaştığı ülkeler var. Örneğin İngiltere'de 100, Finlandiya'da ise 139 litre.''
Tüketilen süt miktarı kadar sağlıklı olmasının da önemine işaret eden Prof. Dr. Besler, Türkiye'de tüketilen süt miktarının sadece 10-15 litresinin işlenmiş ve paketlenmiş halde bulunduğunu, geri kalanının ise sokakta satılan açık süt olduğunu söyledi.
Açıkta bırakılma ya da havayla temas sonucu sütün zararlı mikroorganizmalar üretmesinin de hızlandığını ve bu zararlı bakterilerin besin zehirlenmesi, dizanteri, tifo ve brusella gibi hastalıklara neden olabildiğine dikkati çeken Prof. Dr. Besler, ''Çiğ sütlerden kolaylıkla insana geçebilen ve gelişmiş ülkelerde çok az görülen bu hastalıklar bizim gibi sokak sütünün fazla tüketildiği ülkelerde daha sık görülüyor. 2005 yılında ülkemizde görülen brusella vakalarının 14 bin 639 olduğu rapor edilmiştir. Bu nedenle de açıkta satılan sütlerin yarardan çok zararı var diyebiliriz'' dedi.