Biliyorsunuz, geçtiğimiz hafta ABD Kongresi Temsilciler Meclisi'nin tamamı ve Senato'nun üçte bir üyelikleri için ara seçimler yapılmıştı. Kesin olmayan ama kesinleşeceği bir kaç hafta içinde belli olacak seçim sonuçlarının ABD iç siyaseti ve Türkiye-ABD ilişkilerini
nasıl etkileyeceğini Ankara'nın eski Washington Büyükelçisi Namık Tan'a sordum. Sorulu yanıtlı söyleşimiz şöyle gelişti:
-Cumhuriyetçi Parti bu seçimlerde büyük bir başarı bekliyordu. Başkan Biden'ın giderek kamuoyu desteğini kaybetmesi de Demokrat Parti saflarında endişe yaratıyordu. Sizce seçimin kesinleşmemiş ama kesin olmaya yakın görünen sonuçları ABD için ne anlama geliyor?
N.T- ABD Kongre ara seçim ilk sonuçları Cumhuriyetçi Parti saflarında büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Büyük beklentileri vardı ama bu gerçekleşmedi. Şaşırtıcı biçimde sağa meyleden ABD medyası da bu beklentileri körükledi.
Ancak, nihai sonuçlar henüz belli olmamakla birlikte eski Başkan Donald Trump'ın desteklediği adayların beklenen ölçüde başarı sağlayamadıkları görüldü. Bu durum, sadece Trumpizm olarak adlandırılan siyasi hareketin ilk defa sarsıcı bir darbe almasına sebep omakla kalmadı, Cumhuriyetçi Parti'nin körüklediği aşırı sağ politikaların bedelinin ağır olacağını da gösterdi.
-Nasıl?
N.T- Başkanlık seçimi sonuçlarını sorgulayan çok sayıda Trump yanlısı aday ara seçimlerde başarılı olamadı. Örneğin, Mıchigan'da eyalet valiliği, Dışişleri ve Adalet Bakanlıkları için aday olan Cumhuriyetçi siyasilerin üçü birden ara seçimleri kaybetti.
Diğer taraftan, Cumhuriyetçi Parti içindeki görüş ayrılıkları da tescil oldu. Zira, Trump karşıtı olarak bilinen Florida Valisi Ron DeSantis büyük bir oy farkıyla yeniden seçildi. Bunun, Cumhuriyetçi Parti içindeki liderlik yarışında Trump aleyhine sonuçları olması kaçınılmaz görünmektedir.
-Bu sonuçlar Trump hakkında açılan Kongre soruşturmasını da etkiler mi?
N.T- Ara seçim sonuçları geçen yılın ilk haftasında gerçekleşen Kongre baskınıyla ilgili olarak Trump ve Cumhuriyetçi Parti'nin önde gelen mensupları hakkında devam etmekte olan Kongre soruşturmasının akıbetini de etkileyecektir. Nitekim Adalet Bakanı Merrick Garland'ın Kongre Soruşturma Komisyonu'nun son raporuna istinaden başta Trump olmak üzere olaylara karışan Cumhuriyetçi siyasetçilerin bir takım önemli isimlerini yargılama konusunda daha rahat karar verebileceği şimdiden konuşulmaya başlanmış bulunuyor.
-Peki, seçimlerde Demokratlar Biden'ın destek kaybetmesine karşın nasıl böyle bir başarı elde ettiler? Daha açık söylemek gerekirse Demokratlar seçmeni hangi politikalarıyla etkileyebildiler de bu kadar yüksek oy alabildiler?
N.T- Demokratlar Başkan Biden'ın yüzde 44 civarında seyreden destek onayına rağmen inanılmaz bir başarıya imza attılar. ABD seçmeni ekonomik sıkıntıların faturasını Biden Yönetimi'ne kesmedi. Demokratlar'ın kürtaj yanlısı politikasının doğru olduğu ve özellikle genç kadın seçmenlerden tam destek aldığı görüldü.
Genç seçmenler bire üç oranında Demokrat adaylara oy verdi. Kürtaj yanlıları bir dizi çarpıcı başarı elde etti. Örneğin Cumhuriyetçiler'in kalesi olarak bilinen Kentucky ve Kansas gibi eyaletlerde kürtaj yanlısı adaylar seçimleri kazandı. Bu çerçevede Demokratlar'ın bağımsız seçmen gruplarından ciddi destek almak suretiyle Temsilciler Meclisi'nde sandalye farkını en aza indirmeyi ve Senato'da da çoğunluğu korumayı başaracakları anlaşılıyor.
Belki Biden'ı ara seçimlerin kazananı olarak nitelemek doğru olmaz. Zira Demokratlar yüksek olasılıkla Kongre'nin her iki kanadında da çoğunluğu sağlayamayacağı için Biden ülkeyi dilediği şekilde yönetmekte zorlanacaktır. Ancak ara seçimlerde elde edilen bu başarı yönetim döneminin son iki yılını güven içinde geçirmesine imkan verecektir. Bu arada Cumhuriyetçiler'e karşı zafer kazanan Gretchen Whitmer ve Gavin Newsom gibi bazı Demokrat siyasetçilerin partinin lider arayışında tercih edilebilecek isimler olarak öne çıkmalarını da sağlayacaktır. Nitekim, Beyaz Saray'ın ara seçimlerin sonuçlarından memnun olduğu görülüyor.
-Demokratlar'ın başarısında Barack Obama'nın desteği etkili oldu mu?
N.T- Oldu tabii. Obama seçim kampanyası boyunca kilit eyaletlerde yaptığı etkileyici konuşmalarıyla Demokratlar'ın başarılarına belirleyici katkılarda bulunmuştur. Örneğin, Dr. Mehmet Öz'ün Pennsylvania'daki seçimi kaybetmesinde Obama'nın konuşmalarının etkisi inkar edilemez. Öz'ün kaybetmesinde Türkiye ve Trump karşıtı grupların aleyhteki kampanyalarının, Öz'ün felç geçirmiş rakibi Fatterman'ın sağlığı üzerinden kampanya yürütmesinin de rol oynadığını vurgulamak gerek.
Amerikan tarihinin en pahalı seçimlerinden biri olan ve katılım oranının yüzde 50'lerde kaldığı görülen ara seçimler bir çok ilkin gerçekleşmesine vesile oldu. Örneğin, Arkansas, Massachusetts ve New York'ta ilk kez kadın valiler seçildi. Maryland eyalet valiliğini ilk defa siyahi bir Amerikalı kazandı. İlk kez Z kuşağına mensup bir siyasetçi Temsilciler Meclisi üyeliğine seçildi.Oklahoma'da ilk defa bir Kızılderili senatör seçilmeyi başardı. Massachusetts valiliğine ilk kez bir lezbiyen seçildi.
-Sizce seçimler Biden Yönetimi'nin itibarını nasıl etkiler?
N.T.- Biden'ın dünya düzeyinde müttefikleri üzerindeki nüfuzunun artması şaşırtıcı olmaz. Özellikle Trump'ın gitmesi ve yerine DeSantis gibi birinin gelebileceğinin ihtimal olarak belirmesi kalan döneminde müttefiklerini Biden'la daha fazla yakınlaşmaya sevk edecektir. Ancak böyle bir durumda Viktor Orban ve Giorgia Meloni gibi popülist liderlerin Biden'dan iyice uzaklaşmaları beklenir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da benzer bir tepki vermesi şaşırtıcı olmaz.
- Peki, bu seçimlerden çıkan sonuç Türk-ABD ilişkilerini nasıl etkiler?
N.T.- Bir kaç hafta sonra alınması beklenen kesin sonuçların bugünkü tabloyu dramatik ölçüde değiştirmesi beklenmiyor. Kongre'deki yeni denge Temsilciler Meclisi'nde az farkla Cumhuriyetçiler'in üstünlüğü ele geçirmeleri ve Senato'da da Demokratlar'ın çoğunluğu sağlamaları şeklinde oluştuğu takdirde Türk-ABD ilişkilerinde kayda değer bir değişiklik meydana gelmesini beklemiyorum.
Her şeyden önce Türkiye'yle ilişkiler ABD Kongresi'nde şu sıralar öncelik taşıyan bir konu değildir. Ayrıca, Kongre'nin hem Demokrat hem Cumhuriyetçi üyelerinin genel olarak Türkiye'ye karşı menfi bir tutum içinde oldukları biliniyor. Seçimler sonrası oluşacak Kongre'de bu durumun değişeceğine ihtimal vermiyorum. Türk-ABD ilişkilerinde mevcut güvensizliğin aşılabilmesi ancak tarafların aralarındaki ittifak ilişkilerinin ruhuna uygun şekilde, ortaklaşa çaba göstermeleriyle mümkündür. Taraflarda bunun için gereken siyasi iradenin mevcut olduğunu düşünmüyorum.
Kongre seçimleri hakkında son bir söz söylemek gerekirse, seçimlerin kazananı ne Demokratlar ne de Cumhuriyetçilerdir. Kazanan Amerikan demokrasisi olmuştur.
nasıl etkileyeceğini Ankara'nın eski Washington Büyükelçisi Namık Tan'a sordum. Sorulu yanıtlı söyleşimiz şöyle gelişti:
-Cumhuriyetçi Parti bu seçimlerde büyük bir başarı bekliyordu. Başkan Biden'ın giderek kamuoyu desteğini kaybetmesi de Demokrat Parti saflarında endişe yaratıyordu. Sizce seçimin kesinleşmemiş ama kesin olmaya yakın görünen sonuçları ABD için ne anlama geliyor?
N.T- ABD Kongre ara seçim ilk sonuçları Cumhuriyetçi Parti saflarında büyük bir hayal kırıklığı yarattı. Büyük beklentileri vardı ama bu gerçekleşmedi. Şaşırtıcı biçimde sağa meyleden ABD medyası da bu beklentileri körükledi.
Ancak, nihai sonuçlar henüz belli olmamakla birlikte eski Başkan Donald Trump'ın desteklediği adayların beklenen ölçüde başarı sağlayamadıkları görüldü. Bu durum, sadece Trumpizm olarak adlandırılan siyasi hareketin ilk defa sarsıcı bir darbe almasına sebep omakla kalmadı, Cumhuriyetçi Parti'nin körüklediği aşırı sağ politikaların bedelinin ağır olacağını da gösterdi.
-Nasıl?
N.T- Başkanlık seçimi sonuçlarını sorgulayan çok sayıda Trump yanlısı aday ara seçimlerde başarılı olamadı. Örneğin, Mıchigan'da eyalet valiliği, Dışişleri ve Adalet Bakanlıkları için aday olan Cumhuriyetçi siyasilerin üçü birden ara seçimleri kaybetti.
Diğer taraftan, Cumhuriyetçi Parti içindeki görüş ayrılıkları da tescil oldu. Zira, Trump karşıtı olarak bilinen Florida Valisi Ron DeSantis büyük bir oy farkıyla yeniden seçildi. Bunun, Cumhuriyetçi Parti içindeki liderlik yarışında Trump aleyhine sonuçları olması kaçınılmaz görünmektedir.
-Bu sonuçlar Trump hakkında açılan Kongre soruşturmasını da etkiler mi?
N.T- Ara seçim sonuçları geçen yılın ilk haftasında gerçekleşen Kongre baskınıyla ilgili olarak Trump ve Cumhuriyetçi Parti'nin önde gelen mensupları hakkında devam etmekte olan Kongre soruşturmasının akıbetini de etkileyecektir. Nitekim Adalet Bakanı Merrick Garland'ın Kongre Soruşturma Komisyonu'nun son raporuna istinaden başta Trump olmak üzere olaylara karışan Cumhuriyetçi siyasetçilerin bir takım önemli isimlerini yargılama konusunda daha rahat karar verebileceği şimdiden konuşulmaya başlanmış bulunuyor.
-Peki, seçimlerde Demokratlar Biden'ın destek kaybetmesine karşın nasıl böyle bir başarı elde ettiler? Daha açık söylemek gerekirse Demokratlar seçmeni hangi politikalarıyla etkileyebildiler de bu kadar yüksek oy alabildiler?
N.T- Demokratlar Başkan Biden'ın yüzde 44 civarında seyreden destek onayına rağmen inanılmaz bir başarıya imza attılar. ABD seçmeni ekonomik sıkıntıların faturasını Biden Yönetimi'ne kesmedi. Demokratlar'ın kürtaj yanlısı politikasının doğru olduğu ve özellikle genç kadın seçmenlerden tam destek aldığı görüldü.
Genç seçmenler bire üç oranında Demokrat adaylara oy verdi. Kürtaj yanlıları bir dizi çarpıcı başarı elde etti. Örneğin Cumhuriyetçiler'in kalesi olarak bilinen Kentucky ve Kansas gibi eyaletlerde kürtaj yanlısı adaylar seçimleri kazandı. Bu çerçevede Demokratlar'ın bağımsız seçmen gruplarından ciddi destek almak suretiyle Temsilciler Meclisi'nde sandalye farkını en aza indirmeyi ve Senato'da da çoğunluğu korumayı başaracakları anlaşılıyor.
Belki Biden'ı ara seçimlerin kazananı olarak nitelemek doğru olmaz. Zira Demokratlar yüksek olasılıkla Kongre'nin her iki kanadında da çoğunluğu sağlayamayacağı için Biden ülkeyi dilediği şekilde yönetmekte zorlanacaktır. Ancak ara seçimlerde elde edilen bu başarı yönetim döneminin son iki yılını güven içinde geçirmesine imkan verecektir. Bu arada Cumhuriyetçiler'e karşı zafer kazanan Gretchen Whitmer ve Gavin Newsom gibi bazı Demokrat siyasetçilerin partinin lider arayışında tercih edilebilecek isimler olarak öne çıkmalarını da sağlayacaktır. Nitekim, Beyaz Saray'ın ara seçimlerin sonuçlarından memnun olduğu görülüyor.
-Demokratlar'ın başarısında Barack Obama'nın desteği etkili oldu mu?
N.T- Oldu tabii. Obama seçim kampanyası boyunca kilit eyaletlerde yaptığı etkileyici konuşmalarıyla Demokratlar'ın başarılarına belirleyici katkılarda bulunmuştur. Örneğin, Dr. Mehmet Öz'ün Pennsylvania'daki seçimi kaybetmesinde Obama'nın konuşmalarının etkisi inkar edilemez. Öz'ün kaybetmesinde Türkiye ve Trump karşıtı grupların aleyhteki kampanyalarının, Öz'ün felç geçirmiş rakibi Fatterman'ın sağlığı üzerinden kampanya yürütmesinin de rol oynadığını vurgulamak gerek.
Amerikan tarihinin en pahalı seçimlerinden biri olan ve katılım oranının yüzde 50'lerde kaldığı görülen ara seçimler bir çok ilkin gerçekleşmesine vesile oldu. Örneğin, Arkansas, Massachusetts ve New York'ta ilk kez kadın valiler seçildi. Maryland eyalet valiliğini ilk defa siyahi bir Amerikalı kazandı. İlk kez Z kuşağına mensup bir siyasetçi Temsilciler Meclisi üyeliğine seçildi.Oklahoma'da ilk defa bir Kızılderili senatör seçilmeyi başardı. Massachusetts valiliğine ilk kez bir lezbiyen seçildi.
-Sizce seçimler Biden Yönetimi'nin itibarını nasıl etkiler?
N.T.- Biden'ın dünya düzeyinde müttefikleri üzerindeki nüfuzunun artması şaşırtıcı olmaz. Özellikle Trump'ın gitmesi ve yerine DeSantis gibi birinin gelebileceğinin ihtimal olarak belirmesi kalan döneminde müttefiklerini Biden'la daha fazla yakınlaşmaya sevk edecektir. Ancak böyle bir durumda Viktor Orban ve Giorgia Meloni gibi popülist liderlerin Biden'dan iyice uzaklaşmaları beklenir. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da benzer bir tepki vermesi şaşırtıcı olmaz.
- Peki, bu seçimlerden çıkan sonuç Türk-ABD ilişkilerini nasıl etkiler?
N.T.- Bir kaç hafta sonra alınması beklenen kesin sonuçların bugünkü tabloyu dramatik ölçüde değiştirmesi beklenmiyor. Kongre'deki yeni denge Temsilciler Meclisi'nde az farkla Cumhuriyetçiler'in üstünlüğü ele geçirmeleri ve Senato'da da Demokratlar'ın çoğunluğu sağlamaları şeklinde oluştuğu takdirde Türk-ABD ilişkilerinde kayda değer bir değişiklik meydana gelmesini beklemiyorum.
Her şeyden önce Türkiye'yle ilişkiler ABD Kongresi'nde şu sıralar öncelik taşıyan bir konu değildir. Ayrıca, Kongre'nin hem Demokrat hem Cumhuriyetçi üyelerinin genel olarak Türkiye'ye karşı menfi bir tutum içinde oldukları biliniyor. Seçimler sonrası oluşacak Kongre'de bu durumun değişeceğine ihtimal vermiyorum. Türk-ABD ilişkilerinde mevcut güvensizliğin aşılabilmesi ancak tarafların aralarındaki ittifak ilişkilerinin ruhuna uygun şekilde, ortaklaşa çaba göstermeleriyle mümkündür. Taraflarda bunun için gereken siyasi iradenin mevcut olduğunu düşünmüyorum.
Kongre seçimleri hakkında son bir söz söylemek gerekirse, seçimlerin kazananı ne Demokratlar ne de Cumhuriyetçilerdir. Kazanan Amerikan demokrasisi olmuştur.