• Vaynet.net, Türkçe içerikli genel forum sitesi ve eğlenceli paylaşım sitesi olarak kullanıcılara keyifli ve etkileşim dolu bir forum deneyimi sunuyor. Forum sitemizde merak ettiğiniz sorulara cevap bulabilir ve bildiğiniz konularda da diğer forum üyelerimize yardımcı olabilirsiniz.

    Foruma katılmak için BURAYA TIKLAYIN

TRT’nin altın yılları: Özdemir Enişte bizi niçin öptü?

Nurhak

Forum Üyesi
Katılım
11 Eyl 2023
Mesajlar
2,140
Puanları
16
Özdemir İnce Cumhuriyet’teki köşesinde bundan tam 50 yıl önce TRT’de yaşanmış olaylar hakkında bir değil iki yazı yazdı. O dönemin TRT Genel Müdürü İsmail Cem’i ve aralarında benim de bulunduğum ve TRT’ye altın yıllarını yaşatmakla övülen grubu, TRT’yi bozmakla suçladı.

Eminim, bu olayların yaşandığı dönemde henüz doğmamış olan pek çok okur merak etmiştir: Fol yok yumurta yokken Özdemir İnce niçin bu yazıları yazdı? Bu yaptığının bayram ve seyran değilken kondurulan enişte öpücüğünden ne farkı var?

Aslında fol da var, yumurta da var, ama Özdemir İnce nedense onları yazıya koymamış. Ben ekleyeyim: Özdemir’in bize öpücük göndermesinin nedeni birkaç ay önce yayınlanan Babıali’ye Son Tren adlı anılarımdır.

04dundargorseljpg-rLgJkPcVdEKcR5BRTPw4ug.jpg


O kitapta 1974-75 yıllarında, yani İsmail Cem’in Genel Müdür olduğu dönemde TRT’de yaşadıklarımızı da anlatıyorum.

Ecevit’in Başbakan olduğu o sıralarda beni en çok şaşırtan şeylerden birisi TRT’yi çağdaş televizyonculuğa, özgürlüğe, sola açan yayın uygulamalarımıza en sert tepkinin TRT içinde solcu olarak bilinen bazı müdürlerden gelmesi olmuştu. Denetim Müdürü Özdemir İnce de onlardan biriydi. TRT’nin dışından geldiğimiz için bize “gurka”lar adını takmışlardı, çiçeği burnunda ve idealist bir İletişim doktoru olarak bu keskin muhalefete şaşırıyordum.

ANILARDAN

Anılarımda onlara kısaca değindim:

“Tuhaf olan, bu muhalefetin önderliğinin solcu geçinen, iş teorik tartışmaya gelince mangalda kül bırakmayan kimi müdürlerce yapılmasıydı. Oysa biz onlarla yanyana, içiçe iyi çalışabileceğimizi düşünmüş, daha çok, son dönemde TRT’ye yerleştirilmiş emekli askerlerden ve sağcılardan muhalefet beklemiştik. İdeolojik olarak kendimizi yakın gördüğümüz bir takım kimselerin niçin böyle davrandığını anlayamayacak kadar saftık. Ankara’nın, ideolojileri aşan gruplaşmaları ve kulisleri olduğunu bilmiyorduk. Bürokrasilerin içiçe kurulmuş kalelerden oluştuğunu yeni öğreniyorduk. Belki de “içeri”nin “dışarı”ya karşı doğal direnmesiydi bu; “yerel”in “evrensel”e, “vasat altı”nın “kalite”ye direnişi olarak da görebilirdik!

Bize ulaşanlara göre, kimileri Cem’i ve bizi, onlara karşı kurulmuş büyük bir komplonun uzantısı olarak görüyorlardı…

İsmail Cem, bir yandan Atatürkçü sloganlara sığınan, öte yandan Türkiye’de yarın devrim olacakmış gibi keskin tavır takınan bu grubun sol anlayışından “küçük burjuva radikalizmi” diye söz ediyor, fazla ciddiye almaya gerek olmadığını söylüyordu. (…)

Cem sonradan TRT anılarında da yazdı: o zamanlar yaygın olan bir açıklamaya göre “Sol’un çocukluk hastalığı” idi bu tür radikalizm. Bu hastalığın ilacı, zaman, deneyim, olgular ve gerçeklerdi! Eylem ve pratiğin öğrettikleriydi. Ak koyun ve kara koyun yokuşta meydana çıkacaktı!

Ama ben, tüm iyi niyetimle, onlarla konuşmaya karar verdim. Yaz aylarında bir gün Mithatpaşa Caddesi’ndeki televizyon binasında (TV Müdürü) Tarcan’la birlikte oturduğumuz odanın karşısına, program denetçileri taşındı. Özdemir İnce de onlardan biriydi, sanırım müdürüydü. Ben zaten onunla tanışmak istiyordum. Edebiyat dergilerinde yanyana imzalarımız çıkmıştı. Müdürler grubunun liderlerinden olduğu söylenen Özdemir’le iki edebiyatçı olarak konuşup dertleşecek pek çok ortak konumuz olmalıydı.

Bir sabah gözü karartıp koridorun karşısına geçtim, Özdemir ile arkadaşlarının bulunduğu odaya girdim. Özdemir başını kaldırıp bu Gurka da nereden çıktı dercesine ters ters baktı. Onu görmeye geldiğimi belli etmek için “Merhaba Özdemir Bey!” deyip elini sıktım. Masasının önündeki sandalyeye iliştim.

İşter nasıl gidiyor, siz neler yapıyorsunuz türünden şeyler konuştuk. Acaba kafasından neler geçiyordu? Sevmediğini açıkça belli ettiği yeni Genel Müdür’ün gönderdiği Amerikan yetiştirmesi bu adam her ne hikmetse odasına kadar gelmişti!

Sözü edebiyata getirdiğimde bir an sessizlik oldu. Özdemir geriye kaykılıp, en mikrofonik sesiyle:

“Bir de hikayeci Haluk Şahin var biliyor musunuz?” dedi.

Bir an ne diyeceğimi bilemedim. Kendimi toparladıktan sonra gülerek:

“O benim,” dedim. “Hikayeci Haluk Şahin benim.”

“Yok canım,” dedi.

Beni hikayeci Haluk Şahin’liğe yakıştıramamıştı! Amerika’dan kimbilir hangi amaçla paraşütle getirilen adamın yıllardır sol edebiyat dergilerinde hikayeleri çıkan Haluk Şahin’le ne ilgisi olabilirdi?

Ona şiirlerini bildiğimi, yazılarını okuduğumu söyledim. Bir edebiyatcının sempatisini kazanmanın en kestirme yolu budur. Sonra Halkın Dostların’dan, Ataol’dan, İsmet’ten, Murat Belge’den filan konuştuk.

Şairler genellikle birbirlerini sevmezler ama, şiir seven okurları, hele onların şiirlerini seviyorlarsa, pek severler. Bu minval üzere epey sohbet ettik. Sigaralar yakıldı, çaylar geldi, Genel Müdür danışmanı ve mecburen hala Amerikadan getirdiği giysileri giyen Haluk Şahin meğerse kimmiş! Hikayeci Haluk Şahin’miş!”

KÜÇÜK BURJUVA RADİKALİZMİ

O konuşmadan sonra benim için aramızdaki buzlar kırıldı.

Bazı arkadaşlarımız söylenenlere çok kızıyorlardı ama, Cem’e göre bize karşı yapılanlar “küçük burjuva radikalizmi”nin tipik örnekleriydi. Sınıfsal ve sendikal bir tabandan yoksun, bireysel çıkışlardı.

(O dönemlerde kuramsal açıdan titiz bir Marksist olan olan Cem, zengin bir aileden gelmesine rağmen TRT Genel Müdürü olduğunda Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şubesi Başkanı’ydı ve TRT’den atıldıktan sonra bir dönem Devrimci İşci Sendikaları’nın (DİSK) gazetesi Politikayı yönetecekti.)

Ona karşı çıkanlar ise ne sendikalıydı, ne partiliydi, ne gazeteciydi, ne sinemacıydı, ne de televizyoncuydu. Onlar sadece memur ya da bürokrat idiler ve dışardan gelenlere karşı makamlarını ve fildişi kulelerini koruma içgüdüsüyle hareket ediyorlardı. İdeolojik değil, bürokratik reflekslerle davranıyorlardı.

Cem’e göre, önemli olan somut olarak yapılan, ekrana çıkandı, havada kalan radikal söylemler değil. Programlara halkın tepkisi her şeyi açıklayacaktı!

Nitekim, öyle oldu. Programlar nedeniyle Cem bir çeşit halk kahramanı ilan edildi. Bir süre sonra yapımcı arkadaşların çoğu, o dönemin ne kadar özel olduğunu görüp, yanımızda yer aldılar. Güzel şeyler yaptılar. Uğur Dündar, Sedat Örsel, Faruk Bayhan, Çetin Öner, Tekin Özertem ve niceleri…

Programlar, olgular, övgüler ortada. Kitaplar raflarda. Arşiv kimin ne yaptığını gösteriyor.

Aradan 50 yıl geçti. Tarih hükmünü verdi.

Özdemir enişte bizi işte bunu hatırlattığımız için öpüyor!

 

Genel Forum

Türkçe Forum Siteleri

İnternette bilgi paylaşımı ve tartışma ortamı arayanlar için forum siteleri uzun yıllardır popüler bir tercih olmuştur. Her yaştan ve ilgi alanından kullanıcıya hitap eden genel forum siteleri, teknoloji, oyun, kültür ve daha pek çok konuda geniş içerik sunmaktadır. Bu platformlar, katılımcıların hem öğrenme hem de eğlenceli vakit geçirme ihtiyaçlarını karşılamaktadır.

Genel Forum Sitesi

İnternette Türkçe forumlar üzerinden içerik paylaşmak, dil bariyerini ortadan kaldırarak yerel kültüre uygun bir deneyim sunar. Türkçe forum siteleri, kullanıcıların bilgiye kolayca ulaşabileceği, aynı zamanda sosyal ve eğlenceli paylaşımlar yapabileceği platformlar oluşturur. Türkiye'deki internet kullanıcıları için bu forumlar, ilgi çekici konularda derinlemesine sohbetler sunar.

Genel Forum Siteleri

Günlük hayatın stresinden uzaklaşmak isteyenler için eğlenceli forumlar, keyifli bir alternatif sunar. Farklı hobilere ve ilgi alanlarına yönelik içeriklerle dolu olan bu forum paylaşım siteleri, kullanıcılarına samimi bir ortamda vakit geçirme fırsatı sunarken, aynı zamanda yeni insanlarla tanışma imkanı da sağlar. Eğlenceli paylaşımlar ve interaktif etkinliklerle dolu olan bu platformlar, hem öğrenmeyi hem de keyifli vakit geçirmeyi bir arada sunar.

İnternette yeni bir topluluk arayan ya da bilgi alışverişi yapmak isteyenler için genel forum siteleri harika bir başlangıç noktasıdır. Geniş bir kullanıcı kitlesine hitap eden Türkçe forumlar, herkesin ilgisini çekecek konularla doludur. Siz de bu platformlara katılarak, kendi ilgi alanlarınıza uygun başlıklarda sohbetlere katılabilir ve katkıda bulunabilirsiniz. 

Not : Lütfen Çekim Paylaşım Forumları için sitemizi kullanmayın.