Beşiktaşlım
Forum Üyesi
- Katılım
- 20 Kas 2023
- Mesajlar
- 10,676
- Puanları
- 0
Trabzon’da yaşanan olaylar, ülkemiz için bir ilk değil; benzerlerini daha önce de yaşadık. Ülkeyi ve sporu yöneten güçler, 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlemesine Dair Kanunun hükümlerini uygulamadıkça bu olaylar devam edecek. Önümüzde belediye seçimleri var ve Trabzonspor’a bu kanun çerçevesinde ceza verilmesi o şehirdeki tüm siyasi partiler için dezavantaj yaratır. Bu yüzden siyasilerden olayı kınayacak doğru dürüst bir demeç henüz duymadık. Bu olayı kınayan parti sadece Trabzon’da değil, Trabzonluların yaşadığı tüm şehirlerde oy kaybederler. Bu olay da kısa süre içerisinde, göstermelik bazı cezalarla geçiştirilir ve üstü kapatılır. Futbol sahaları, futbolcuların özel alanlarıdır. Bir başka deyişle, saha içinde kaldıkları sürece o saha onların evi gibidir. O eve dışarıdan kimsenin girmesine izin verilmez. Sahadaki futbolcunun her türlü saldırı karşısında nefsi müdafaa hakkı vardır. Aynen evine girip, kendisine saldıran bir kişiye karşı kendi savunması gibi… Bu tür olaylarda, sahaya gireni sen cezalandıramazsın, savı ile futbolcular TFF kurulları tarafından cezalandırılıyor. Şayet saha giren holigan futbolcuya saldırmıyor ve futbolcu doğrudan ona saldırıyorsa bu sav doğru olabilir. Ancak sahaya giren holigan doğrudan futbolcuya saldırıyorsa futbolcu, nasıl olsa onun cezasını hukukçular verir, deyip dayak atmasına müsaade mi edecek? Böyle bir mantık olur mu? O zaman sokakta bizlere saldırı olduğunda da nasıl olsa adalet onu cezalandırır, deyip kendimizi savunmayalım! Bu mantık yanlıştır! Beşiktaş’ın futbolcusu Josep De Souza’ya saldırı yapıldığında, kendini ve arkadaşını savunduğu için FB ve GS camiası ortalığı ayağa kaldırmış ve Souza’nın ceza almasını sağlamışlardı. Beşiktaş camiası, Trabzon olayında aynı hataya düşmemeli. Tam tersine, Fenerbahçeli futbolcuların ceza almaması için destek vermelidir. Aksi takdirde onların yaptığı yanlışın aynısını yapmış oluruz. Beşiktaş kültürüne göre, bize yapılan bir yanlışa karşı çıktığımız gibi, aynı yanlışın rakiplerimize yapılmasına da karşı çıkmalıyız. Doğru tavır olarak; FB’li futbolcuların cezalandırılmaması ve bu vesile ile Souza’ya iade-i itibar yapılarak, kendisinden TFF’nin resmi olarak özür dilemesi istenmelidir. Bununla da kalmayıp, Souza’nın gördüğü kırmızı kartın, oynadığı ilk maçta sembolik olarak iptal edilmesi ve kendisini onurlandırılması talep edilmelidir. Galatasaray camiası Fenerbahçeli futbolcuların cezalandırılması için sosyal medyada sıkı bir kampanya yürütüyor. Bu son derece tehlikeli bir tavırdır. Zira bu olaydan da görüldüğü üzere, benzer olaylar herkesin başına gelebiliyor. Bir gün benzer bir olay kendi başlarına da gelebilir. Şampiyonluklar gelip geçer ama bu tür zor günlerde gösterilen tavır hiçbir zaman unutulmaz. Şampiyonluk için her yolu mubah kabul eden bir camiadan bu tür incelikleri beklemenin abes olduğunun farkındayım ama yine de uyarayım dedim. Trabzonspor yöneticisi yaptığı açıklamada ne Fenerbahçe’den özür diledi ne de ufacık bir pişmanlık ifadesi kullandı. Tüm Trabzonlular, rakibin saha ortasında sevinmelerinin tahrik ettiğini ileri sürüyorlar. Bu yanlış bir mantıktır; galip takım oyuncuları maçtan sonra yas mı tutacaklar? Trabzonspor, Fenerbahçe’yi İstanbul’da yendiğinde sahanın ortasında sevinç gösterileri yapmadı mı? Ben rakibin stadyumunda istediğimi yaparım ama benim stadyumumda kimsenin sevinmesine müsaade etmem, öyle mi? *** Türk futbolu ciddi bir çürüme içinde. Bu TFF yönetiminin bir an önce istifa edip gitmesi gerekir. Ancak yeni gelecek yönetimlerin de aynı keyfiliği göstermesini engellemek için TFF tüzüğünün baştan sona değiştirilmesi gerekir. Bu başka bir yazı konusudur. Ama kulüpler şimdiden bu tüzük değişikliği fikrini gündeme getirmeliler. Fenerbahçe yönetimi ligden çekilmek için olağanüstü genel kurul toplantısı çağrısı yaptı. Bu genel kuruldan şayet böyle bir karar çıkarsa Türk futbolu ve TFF’nin yeniden şekillendirilmesi için bir fırsat doğmuş olur. Bu durumda Beşiktaş yönetimi de kayıtsız kalmayıp, olağanüstü genel kurul çağrısı yapmalı, kendi camiasının eğilimini görmeli ve bu eğilime göre tavrını belirlemelidir.