Vay Canına
Forum Üyesi
Senelik geliri iki bin akçeden başlıyarak yirmi bin akçeye kadar olan dirliğe tımar ismi verilmiştir. Tımar sahipleri senelik gelirden kılıç adı verilen muayyen bir kısmın ayrılmasından sonra geriye kalan gelirin her 3.000 akçesi için bir cebelü beslemeye mecburdular. Kılıç bedeli, sipâhînin kendi aylığına karşılıktır. Kılıç bedelinin mikdârı illere ve tımarların tezkereli veya tezkeresiz oluşuna göre 2.000, 3.000, 6.000 akçe arasında değişirdi. Herhangi bir gelir kademesinde bulunan sipâhînin harbe katılmak için getirmesi lâzım gelen silâhlarla zırh ve çadırların nevi, beraberinde gelecek cebelü tâbir edilen yardımcı silâh arkadaşlarının adedi ve teçhizatı bütün teferruatıyla tesbit edilmiş bulunmaktaydı. Harbe girmeden evvel beylerbeyi tarafından bu bakımdan sıkı bir teftişe tâbi tutularak kusurlu görülen sipahilerin ellerinden tımarı alınıyordu. Orduların harpten evvelki toplanma yerlerinde teçhizatın gözden geçirilmesiyle birlikte, türlü silâhların kullanılma tâlimleri ve bu arada bilhassa yeni çağlarda ehemmiyet kazanmış olan tabanca kullanan sipahilere at sırtında seyir hâlinde silâhlarını sür’atle doldurup boşaltma tâlimleri yaptırıldığı da görülmekteydi.
Tımar sahipleri ölünce tımarının kılıç kısmı oğluna veya oğullarına müşterek tımar olarak verilir, diğer kısmı Terakkî sağlayan tımar sahiplerine dağıtılırdı. Cephede ölen tımar sahibinin oğluna, yatakta ölen tımar sahibinin oğluna verilenden daha büyük dirlik verilmesi de kânunda açıkça belirtilmişti.
Tımar sahipleri ölünce tımarının kılıç kısmı oğluna veya oğullarına müşterek tımar olarak verilir, diğer kısmı Terakkî sağlayan tımar sahiplerine dağıtılırdı. Cephede ölen tımar sahibinin oğluna, yatakta ölen tımar sahibinin oğluna verilenden daha büyük dirlik verilmesi de kânunda açıkça belirtilmişti.