Beşiktaşlım
Forum Üyesi
- Katılım
- 20 Kas 2023
- Mesajlar
- 10,676
- Puanları
- 0
Önce TFF Başkanından başlayayım: Bu sezon, parası olan kulüpler büyük yatırım yaparak, pek çok yıldız futbolcuyu ligimize getirdiler. Bu yeni transferlerin varlığı, stadyumlarda ve ekran karşısında seyirci sayısını artırır bir yandan da bir hayli aşağıya düşmüş olan ligimizin marka değerini yukarı çeker. Ancak, ligimizde bu futbolculara karşı, özellikle sert müdahalelerde bulunuluyor. Bu müdahaleler yeterince ceza görmüyor. Hatta hakemler bu müdahalelere VAR çağırmadan kırmızı kart bile göstermiyorlar. Örnek olarak, Antalya ve Trabzonspor maçlarında Rafa Silva’ya yapılan faulleri gösterebilirim. Rakibini sakatlayan oyuncuya iki maç ceza vermek, aslında o oyuncuyu cezalandırmak anlamına gelir. Kırmızı kart konusunda TFF yeni bir uygulama başlatmalı: Benim somut önerim; rakibini sakatlayan oyuncu, normal olarak alacağı iki maç men cezasına ilave olarak, sakatladığı oyuncunun, sakatlığı süresince maçlara çıkmaması. Diyelim ki bir futbolcu, rakibinin bacağını kırdı ve rakibi üç ay sahalardan uzak kaldı. Bu durumda o futbolcu da üç ay forma giyememeli. Ayrıca, sakatladığı futbolcunun, sakatlığı boyunca yaşayacağı maddi kaybı da tazmin etmeli. Evet, bu çok radikal bir kural olur. Ama bu ligin marka değerini yükseltmek için önce ligin kalitesini yükseltmek gerekir. Kalite ise kaliteli futbolcularla gerçekleşir. Gözünü kan bürümüş futbolcuların hoş görüldüğü bir lige ise kaliteli futbolcular gelmez. Trabzonspor başkanı Ertuğrul Doğan’a gelince: Yıllardır futbolun içerisinde olan ve Trabzonspor’da yıllarca yöneticilik, asbaşkanlık yapmış, şimdi de başkanlık görevinde olan bir futbol insanı. Futbolun bu kadar içinde olup, hakem neredeyse kararlarının büyük çoğunluğunu Beşiktaş aleyhine vermişken, maç sonunda bu yorumları yapmasının bir amacı olmalı. Maçtan bazı görüntüleri ve kararları kendisine hatırlatıp, amacı her ne idiyse, başarıya ulaşmadığını kendisine hatırlatayım. Bakın sayın Doğan: 1) Edin Visca’nın pozisyonunu, Beşiktaş forması yakıştırdığınız hakem ve dahi yan hakem görmezden geldiler. VAR çağırmasa Edin Visca hakemin tatlı bir uyarısı ile maça devam edecekti. 2) Masuaku’nun faulünden sonra yerde kalan Bardhi için sahaya sağlık ekibi girip, dakikalarca sahada kaldı. Bu gibi durumlarda, yerde kalan oyuncu saha dışına çıkartılır ve en az bir pozisyon geçtikten sonra oyuna dahil edilir. Oysa hakem o faulü Bardhi’nin atmasına müsaade etti. 3) O faul atışı sırasında, yani golden önce Immobile yaka paça yere indirildi. Normal bir durumda VAR’ın müdahale edip, golü iptal etmesi gerekir. Ama VAR’daki hakemler, kırmızı kartı gösterttikten sonra bir daha Beşiktaş’ın pozisyonlarına bakmaktan vazgeçtiler. 4) İlk yarıda Saviç’in Immobile’yi arkadan sarılarak yere indirdiği pozisyonda hakem son derece uygun bir yerden olayı izledi. Bu penaltı pozisyonunu görmemesi imkansızdı. Kırmız kart çıkmasına neden olan VAR hakemleri de sanırım korktular. 5) 84.dakikada Malheriro’nun Masuaku’ya ceza sahası içinde yaptığı faul de buz gibi penaltı idi. Ama ne orta hakem ne de VAR bu pozisyonu değerlendirme cesareti gösteremediler. 6) Hakem kartlarında da Beşiktaş’a çok bonkördü. Şu Al-Musrati’nin sarı kart gördüğü pozisyonu izleyin lütfen. Bu pozisyonda değil sarı kart göstermek, faul bile çalınmaz. Tam tersine Banza adlı oyuncunuzun, hakemi aldatmaktan sarı kart görmesi gerekirdi. Ayrıca bu oyuncunun hakemi aldatma kuralından, bu maçta sarı kart göreceği en az üç-dört pozisyon vardı. 7) Mert Günok’a ise itirazdan ve ceza sahasını terk etmekten sarı kart gösterdi. Kaleciler için uygulanan bu kural, şayet kaleci kaptan ise geçersizdir. Kaptan sadece kendi ceza sahası içinde kalarak mı olaylara müdahil olup, itiraz edecek? 8) Sayın başkan, bir de oyuncularınız maç boyunca yere yatıp, vakit geçirmeye çalıştılar. Hakem bu vakit geçirmelere göz yumdu ve maçı sadece 6 dakika uzattı. Uğurcan’a ise bu yüzden ancak 84.dakikada sarı kart gösterebildi. Bu da tam bir hakem cinliği! 9) Edin Visca’nın gördüğü kırmızı kart ile ilgili olarak camianızdan özür dileyip, Rafa Silva’dan özür dilememesi de yakışıksız değil mi? Bu yazdıklarımı okuyacağınızı umuyorum. Belki bundan sonraki maçlarda benzer demeçler vermez, kendinizi ve camianızı zor duruma düşürmezsiniz. Hayri Cem / Onedio