İrlanda'da da 1979 başından 1999'a kadar süren bir akademik yaşantım oldu. Hürriyet ve TRT muhabirliğini de birlikte götürdüm o yıllar. Katolikler ile Protestanlar arasındaki büyük kavgaların, açlık grevlerinin, bombaların patladığı Kuzey İrlanda'nın başkenti Belfast'a sürekli gitmek zorunda kaldım oradaki olayları izlemek için. Gerçi evim Dublin'in deniz kıyısındaki bir kasabasında idi ama ayda en az bir kere Belfast'a gittiğimi sanıyorum geriye bakınca.
İngiliz ve İrlandalılar yıllarca perde arkasında sürdürdükleri konuşmalarda Kuzey İrlanda sorununa bir çözüm bulmak için uğraştılar. Ne tek başına Margaret Thatcher hükümeti, ne de o zamanlar iktidarda olan İrlanda'nın değişik koalisyon hükümetleri bu görüşmeleri tek başlarına yürütmediler. Her iki taraf da muhalefet temsilcilerini sürekli olarak bilgilendirdiler ve ortaya çıkan her tür ortak anlaşma metnine hem iktidarların hem de muhalefet partilerinin katkıları oldu. Hiç kimse ezici parlamenter çoğunluğuna güvenip, muhalefetin kabul edemeyeceği bir yöntemi kabul ettirmeye zorlamadı; hem İngiltere'de hem de İrlanda'da. Şimdilerde Kuzey İrlanda'da bir tür yerinden yönetim sistemi bulunuyor. Hem Katolikler, hem de Protestanlar yerel hükümette görev almış durumdalar.
Yani Kuzey İrlanda sorunu siyasi anlamda çözülmüş durumda ve yeni sistem 10 yılı aşkın bir süredir başarı ile sürüyor.
Geçtiğimiz son 10-15 yıl içinde özellikle Belfast'in işçi mahallelerindeki gençler giderek artan bir huzursuzluk kaynağı olmaya başladılar ve halen de olmaya devam ediyorlar. Özellikle; polisi taşlamak, lastik yakmak, dükkan vitrini kırmak, molotof kokteyli atmak, Katolikler ile Protestanlar arasında söz düellosu ve mahalle kavgası çıkarmak gibi düşük düzeyde fakat sürekli bir huzursuzluk kaynağı olan bu olayların nedenleri araştırılmaya başlandı. Çocuk ve gençlik eğitimcileri ve sosyologlar ve diğer uzmanlar bu gençlerin ve çocukların can sıkıntısından, eli boşluktan, sırf eğlenmek için bu tür eylemlere giriştiğini saptadılar. Bu olguya İngilizce deyimi ile "recreational rioting-eğlenmek için saldırganlık" deniliyor. Bu olgunun bir yandan da "secterian violence- bölücü şiddeti" ile de desteklendiğini belirten uzmanlara göre iki tarafın aşırıları bu yöntemleri körüklüyorlar.
Aslında Kuzey İrlanda'da yaşayan Protestanlar ile Katolikler arasındaki ayrılığın temeli din kaynaklı değil. Bir tür kimlik sorunu yaşanıyor İrlanda'da. 1690 yılına kadar uzanır bu kimlik sorunun kökeni. İngiliz-İskoç ve İrlanda tahtını ele geçirmek için savaşan iki İngiliz kralı arasındaki Boyne savaşı bu ayrılıkçılığın temelini oluşturur. Protestan kral William'ın eğitimli askerleri, Katolik Kral James'in kaybettiği tahtını yeniden kazanmak için yaptığı savaşta onun askeri eğitimi olmayan ordusunu yendiler. İrlanda cumhuriyetinin Kuzey İrlanda sınırına yakın Drogheda kasabası yakınlarındaki Boyne bugün bir tür tarihsel noktadır. Bu savaşın önemi şuydu: Protestanların Kuzey İrlanda'ya tamamen hakim olmalarını sağladı. Protestanlar bu savaş gününü yani 12 Temmuz'u bando mızıkalı zafer yürüyüşleri ile kutlarlar. O günden beri bando mızıkalı Protestanlar Katolik mahallelerinden geçerken Katolikler de onlara sataşırlar ve saldırırlar.
Protestan kral William aslen Hollandalıdır ve Hollanda'nın Orange-Portakal bölgesindendir bu yüzden Protestanlar kendilerini portakal rengi ile özdeşleştirirler. Protestanlar mezheplerini ve kendi tarihlerini yaşatmak için Orange Order-Portakal Örgütü adı altında toplanırlar ve her yıl bu mevsim onların Katolikleri nasıl yendiklerini anlatmaları için yürüyüşler düzenlerler. İngilizler bu günler için "Marching Season-Yürüyüş Mevsimi"derler. İrlanda Cumhuriyeti ile birleşme taraftarı olan Katolikler ise kendi karşı yürüyüşlerini yaparlar.
Belfast'ta taş atan çocuklar ve gençlerin özellikle bu yürüyüşler sırasında daha sıkça eylemler yaptığını gözlemleyen uzmanlar, şimdilerde hiçbir neden yokken de bu çocukların caddeleri doldurduğuna dikkati çekiyorlar ve nedenleri arasında can sıkıntısı, keyif almak, eğlenmek, işsizlik, çaresizlik, umutsuzluk gibi nedenlere işaret ediyorlar.
Bu olgu, her ülkede ayrılıkçıların kışkırtmalarının yanı sıra taş atan çocuklar olayının Belfast örnekleri gibi aynı nedenlerden kaynaklandığını ortaya koyması bakımından da kanımca ilginç bir benzerlik gösteriyor. Yani ayrılıkçılarla soruna siyasi çözüm bile bulunsa işin ekonomik kökenine inilmedikçe taş atan çocuklar olayı devam edebilir. Bu bakımdan konuya bir de bu açıdan bakmak gerekir diye düşünüyorum.
--
This message (including any attachments) is intended only for the use of the individual or entity to which it is addressed and may contain information that is non-public, proprietary, privileged, confidential, and exempt from disclosure under applicable law or may constitute as attorney work product. If you are not the intended recipient, you are hereby notified that any use, dissemination, distribution or copying of this communication is strictly prohibited. If you have received this communication in error, notify us immediately by telephone and (i) destroy this message if a facsimile or (ii) delete this message immediately if this is an electronic communication. Thank you. Please, don't print this e-mail, unless you really need to.
İngiliz ve İrlandalılar yıllarca perde arkasında sürdürdükleri konuşmalarda Kuzey İrlanda sorununa bir çözüm bulmak için uğraştılar. Ne tek başına Margaret Thatcher hükümeti, ne de o zamanlar iktidarda olan İrlanda'nın değişik koalisyon hükümetleri bu görüşmeleri tek başlarına yürütmediler. Her iki taraf da muhalefet temsilcilerini sürekli olarak bilgilendirdiler ve ortaya çıkan her tür ortak anlaşma metnine hem iktidarların hem de muhalefet partilerinin katkıları oldu. Hiç kimse ezici parlamenter çoğunluğuna güvenip, muhalefetin kabul edemeyeceği bir yöntemi kabul ettirmeye zorlamadı; hem İngiltere'de hem de İrlanda'da. Şimdilerde Kuzey İrlanda'da bir tür yerinden yönetim sistemi bulunuyor. Hem Katolikler, hem de Protestanlar yerel hükümette görev almış durumdalar.
Yani Kuzey İrlanda sorunu siyasi anlamda çözülmüş durumda ve yeni sistem 10 yılı aşkın bir süredir başarı ile sürüyor.
Geçtiğimiz son 10-15 yıl içinde özellikle Belfast'in işçi mahallelerindeki gençler giderek artan bir huzursuzluk kaynağı olmaya başladılar ve halen de olmaya devam ediyorlar. Özellikle; polisi taşlamak, lastik yakmak, dükkan vitrini kırmak, molotof kokteyli atmak, Katolikler ile Protestanlar arasında söz düellosu ve mahalle kavgası çıkarmak gibi düşük düzeyde fakat sürekli bir huzursuzluk kaynağı olan bu olayların nedenleri araştırılmaya başlandı. Çocuk ve gençlik eğitimcileri ve sosyologlar ve diğer uzmanlar bu gençlerin ve çocukların can sıkıntısından, eli boşluktan, sırf eğlenmek için bu tür eylemlere giriştiğini saptadılar. Bu olguya İngilizce deyimi ile "recreational rioting-eğlenmek için saldırganlık" deniliyor. Bu olgunun bir yandan da "secterian violence- bölücü şiddeti" ile de desteklendiğini belirten uzmanlara göre iki tarafın aşırıları bu yöntemleri körüklüyorlar.
Aslında Kuzey İrlanda'da yaşayan Protestanlar ile Katolikler arasındaki ayrılığın temeli din kaynaklı değil. Bir tür kimlik sorunu yaşanıyor İrlanda'da. 1690 yılına kadar uzanır bu kimlik sorunun kökeni. İngiliz-İskoç ve İrlanda tahtını ele geçirmek için savaşan iki İngiliz kralı arasındaki Boyne savaşı bu ayrılıkçılığın temelini oluşturur. Protestan kral William'ın eğitimli askerleri, Katolik Kral James'in kaybettiği tahtını yeniden kazanmak için yaptığı savaşta onun askeri eğitimi olmayan ordusunu yendiler. İrlanda cumhuriyetinin Kuzey İrlanda sınırına yakın Drogheda kasabası yakınlarındaki Boyne bugün bir tür tarihsel noktadır. Bu savaşın önemi şuydu: Protestanların Kuzey İrlanda'ya tamamen hakim olmalarını sağladı. Protestanlar bu savaş gününü yani 12 Temmuz'u bando mızıkalı zafer yürüyüşleri ile kutlarlar. O günden beri bando mızıkalı Protestanlar Katolik mahallelerinden geçerken Katolikler de onlara sataşırlar ve saldırırlar.
Protestan kral William aslen Hollandalıdır ve Hollanda'nın Orange-Portakal bölgesindendir bu yüzden Protestanlar kendilerini portakal rengi ile özdeşleştirirler. Protestanlar mezheplerini ve kendi tarihlerini yaşatmak için Orange Order-Portakal Örgütü adı altında toplanırlar ve her yıl bu mevsim onların Katolikleri nasıl yendiklerini anlatmaları için yürüyüşler düzenlerler. İngilizler bu günler için "Marching Season-Yürüyüş Mevsimi"derler. İrlanda Cumhuriyeti ile birleşme taraftarı olan Katolikler ise kendi karşı yürüyüşlerini yaparlar.
Belfast'ta taş atan çocuklar ve gençlerin özellikle bu yürüyüşler sırasında daha sıkça eylemler yaptığını gözlemleyen uzmanlar, şimdilerde hiçbir neden yokken de bu çocukların caddeleri doldurduğuna dikkati çekiyorlar ve nedenleri arasında can sıkıntısı, keyif almak, eğlenmek, işsizlik, çaresizlik, umutsuzluk gibi nedenlere işaret ediyorlar.
Bu olgu, her ülkede ayrılıkçıların kışkırtmalarının yanı sıra taş atan çocuklar olayının Belfast örnekleri gibi aynı nedenlerden kaynaklandığını ortaya koyması bakımından da kanımca ilginç bir benzerlik gösteriyor. Yani ayrılıkçılarla soruna siyasi çözüm bile bulunsa işin ekonomik kökenine inilmedikçe taş atan çocuklar olayı devam edebilir. Bu bakımdan konuya bir de bu açıdan bakmak gerekir diye düşünüyorum.
--
This message (including any attachments) is intended only for the use of the individual or entity to which it is addressed and may contain information that is non-public, proprietary, privileged, confidential, and exempt from disclosure under applicable law or may constitute as attorney work product. If you are not the intended recipient, you are hereby notified that any use, dissemination, distribution or copying of this communication is strictly prohibited. If you have received this communication in error, notify us immediately by telephone and (i) destroy this message if a facsimile or (ii) delete this message immediately if this is an electronic communication. Thank you. Please, don't print this e-mail, unless you really need to.