Fotomaç yazarı Turgay Demir'in köşe yazısı
Kazanmak ve kaybetmek kardeştir, konu her ne olursa olsun bu böyledir. Kaybetmeyi de bilmek gerek, kazanmayı da... Kipling'in dediği gibi, zafer ve yenilgi denilen iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen sen insansın... Kazanınca vakur tavırlar sergilemek, kaybedince rakibi alkışlamak önemlidir... Biri, diğerini tetikler bu hareketlerin. Misal, kazanan, rakiplerini öven birkaç cümle ettiği anda karşı taraftan alkışlar gelir... Tam tersi de mümkün, kaybeden alkışla konuşmaya başlarsa kazanan da mütevazı davranabilir.KAZANANIN DÜNYASIBizde zor... En başta, kazanan asla tevazu göstermez, kendi sevinciyle yetinmez rakibi üzmek için çaba harcar.. Nedendir bu kin bilinmez ama öyledir. O rakipler olmasa senin varlığının bir anlamı kalmayacak ama yine de ezeli dostlarının canını yakmak için çırpınır bazıları! Son şampiyonluğun ardından Başkan Dursun Özbek'in "Deprem puanlarını da alsanız, ofsaytımsı puanlarını da alsanız yine biz şampiyonuz" şeklindeki açıklama inanılmaz üzücü ve kırıcı... 40 yıl önce Ali Tanrıyar'ın, "Seni sevmeyen ölsün!" skandalını bile unutturabilir bu söylem. Yazık.KIZDIRMAK VE KIRMAKBeşiktaş ya da Fenerbahçeliler'in şampiyonluk sevinciyle birbirlerini ya da Galatasaraylılar'ı kırdıkları örnekler de vardır mutlaka. Dikkat edin kızdırdıkları değil, kırdıkları! Kızdırmak keyiflidir ve kimse uzun süre kafasına takmak ama kırmak tehlikelidir; arkası gelir.. Biz böyleyiz... Sanırım bunu kabul etmeliyiz.. Eskiden böyle değildik... Bir Süleyman Seba, bir Ali Uras, bir Güven Sazak vardı üç kulübün başlarında... Üçü de birbirinden centilmendi... Beşiktaş, Fenerbahçe'yi yenip şampiyon olmuş ve takım tribünleri dolaşıp tur atıyor... Rahmetli Seba, "Fenerbahçe'ye ayıp olur" diyerek fıskiyeleri açtırıp şampiyonluk turunu erkenden bitirmiştir... Bu hareketiyle, "Her zaman şampiyon olabiliriz ama her zaman Fenerbahçe gibi bir dost, bir rakip bulamayız" demekti bu... Ezeli rekabetin kıymetini bilmekti... Güven Sazak'la yaptığım bir röportajda, "Tarzınız Seba'yı hatırlatıyor" dediğimde, "Şeref duyarım" karşılığını vermişti...GİDENLERE SELAMAli Uras Başkan'la her sabah ezanla birlikte Florya Tesisleri'ndeydik... Derwall'in zorlamasıyla ekilen çimlerin büyümesinin heyecanını paylaşıyorduk. Koca Başkanı bir gün komando gibi sürünürcesine yere uzandığını gördüm, bir yandan gülüyorum bir yandan ne olduğunu anlamaya çalışıp fotoğraf çekiyorum... Sonra anladım, Ali Başkan çimlerin filizlendiğini yer hizasından bakıp görmeye çalışıyordu... Üç büyük kulübü yöneten çok güzel insanlar tanıdık. Gidenlere rahmet olsun, kalanlara Allah ömür versin...ÇEBİ: ŞAMPİYONUMSUDursun Özbek yanlış konuştu, kalp kırdı, derbi tarihine bir kötü halka ekledi. Ahmet Nur Çebi camiasındaki isyanı gördü ve haklı olarak cevap verdi; o zaman şampiyonumsu olursunuz! Kazanmayı bilmek gerek, yüceldikçe tevazu elbisesi giymek gerek. Yoksa herkesin, herkese söyleyecek sözünün olduğu bu futbol mahallesinde kavga, gürültü hiç bitmez.AVRUPA NEYİMİZEAvrupa'da ne haldeyiz malum... Çok değil beş-altı yıl önce Şampiyonlar Ligi'ne iki takımla katılırken şimdi hiç katılamaz olduk. Bu iç kavgalarımızla, algı operasyonlarımızla devam edeceksek, bir zamanlar Avrupamsı olduğunu düşündüğümüz ligimizin adını da değiştirmeliyiz artık... Süperimsi Lig, diyelim mesela, ne dersiniz!?Turgay DEMİR / Fotomaç
Kazanmak ve kaybetmek kardeştir, konu her ne olursa olsun bu böyledir. Kaybetmeyi de bilmek gerek, kazanmayı da... Kipling'in dediği gibi, zafer ve yenilgi denilen iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen sen insansın... Kazanınca vakur tavırlar sergilemek, kaybedince rakibi alkışlamak önemlidir... Biri, diğerini tetikler bu hareketlerin. Misal, kazanan, rakiplerini öven birkaç cümle ettiği anda karşı taraftan alkışlar gelir... Tam tersi de mümkün, kaybeden alkışla konuşmaya başlarsa kazanan da mütevazı davranabilir.KAZANANIN DÜNYASIBizde zor... En başta, kazanan asla tevazu göstermez, kendi sevinciyle yetinmez rakibi üzmek için çaba harcar.. Nedendir bu kin bilinmez ama öyledir. O rakipler olmasa senin varlığının bir anlamı kalmayacak ama yine de ezeli dostlarının canını yakmak için çırpınır bazıları! Son şampiyonluğun ardından Başkan Dursun Özbek'in "Deprem puanlarını da alsanız, ofsaytımsı puanlarını da alsanız yine biz şampiyonuz" şeklindeki açıklama inanılmaz üzücü ve kırıcı... 40 yıl önce Ali Tanrıyar'ın, "Seni sevmeyen ölsün!" skandalını bile unutturabilir bu söylem. Yazık.KIZDIRMAK VE KIRMAKBeşiktaş ya da Fenerbahçeliler'in şampiyonluk sevinciyle birbirlerini ya da Galatasaraylılar'ı kırdıkları örnekler de vardır mutlaka. Dikkat edin kızdırdıkları değil, kırdıkları! Kızdırmak keyiflidir ve kimse uzun süre kafasına takmak ama kırmak tehlikelidir; arkası gelir.. Biz böyleyiz... Sanırım bunu kabul etmeliyiz.. Eskiden böyle değildik... Bir Süleyman Seba, bir Ali Uras, bir Güven Sazak vardı üç kulübün başlarında... Üçü de birbirinden centilmendi... Beşiktaş, Fenerbahçe'yi yenip şampiyon olmuş ve takım tribünleri dolaşıp tur atıyor... Rahmetli Seba, "Fenerbahçe'ye ayıp olur" diyerek fıskiyeleri açtırıp şampiyonluk turunu erkenden bitirmiştir... Bu hareketiyle, "Her zaman şampiyon olabiliriz ama her zaman Fenerbahçe gibi bir dost, bir rakip bulamayız" demekti bu... Ezeli rekabetin kıymetini bilmekti... Güven Sazak'la yaptığım bir röportajda, "Tarzınız Seba'yı hatırlatıyor" dediğimde, "Şeref duyarım" karşılığını vermişti...GİDENLERE SELAMAli Uras Başkan'la her sabah ezanla birlikte Florya Tesisleri'ndeydik... Derwall'in zorlamasıyla ekilen çimlerin büyümesinin heyecanını paylaşıyorduk. Koca Başkanı bir gün komando gibi sürünürcesine yere uzandığını gördüm, bir yandan gülüyorum bir yandan ne olduğunu anlamaya çalışıp fotoğraf çekiyorum... Sonra anladım, Ali Başkan çimlerin filizlendiğini yer hizasından bakıp görmeye çalışıyordu... Üç büyük kulübü yöneten çok güzel insanlar tanıdık. Gidenlere rahmet olsun, kalanlara Allah ömür versin...ÇEBİ: ŞAMPİYONUMSUDursun Özbek yanlış konuştu, kalp kırdı, derbi tarihine bir kötü halka ekledi. Ahmet Nur Çebi camiasındaki isyanı gördü ve haklı olarak cevap verdi; o zaman şampiyonumsu olursunuz! Kazanmayı bilmek gerek, yüceldikçe tevazu elbisesi giymek gerek. Yoksa herkesin, herkese söyleyecek sözünün olduğu bu futbol mahallesinde kavga, gürültü hiç bitmez.AVRUPA NEYİMİZEAvrupa'da ne haldeyiz malum... Çok değil beş-altı yıl önce Şampiyonlar Ligi'ne iki takımla katılırken şimdi hiç katılamaz olduk. Bu iç kavgalarımızla, algı operasyonlarımızla devam edeceksek, bir zamanlar Avrupamsı olduğunu düşündüğümüz ligimizin adını da değiştirmeliyiz artık... Süperimsi Lig, diyelim mesela, ne dersiniz!?Turgay DEMİR / Fotomaç