Sultanahmet Camii'nin restorasyonu 5 yıllık çalışmanın ardından tamamlandı. Cami, bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katıldığı cuma namazıyla yeniden açıldı.
Restorasyonu 2018'den beri devam eden*Sultanahmet*Camii, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla cuma namazı ile yeniden ibadete*açıldı.
2018 yılı ocak ayında restorasyonuna başlanan*Sultanahmet*Camii'nde çalışmalarda tamamlandı. 5 yıllık süreçte yalnızca 5 ay ziyarete ve ibadete kapalı olan camide çinilerden kubbelere, halılardan aydınlatmalara kadar pek çok ayrıntı yenilendi.
Caminin açılışına ilişkin yapılan törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: "İstanbul'un en önemli sembollerinden biri. Burası tam bir anlamıyla külliyedir. Bu bölgeyi kuruluşundaki bütünlüğüne uygun şekilde muhafaza etmemiz gerekiyor."
Sultanahmet Camii'ndeki restorasyon ayrıntılarını İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürü Hayrullah Çelebi anlattı.Çelebi, "İlk başta 2018 ocak ayında fiziki olarak restorasyona başladığımız bu yerde 2 ay gibi platformun kurulması, şimdi de 2 buçuk ayda sökülürken ziyarete kapatmak zorunda kaldık. Burada 5 yılda 5 aylık bir kapatma söz konusu oldu." diye konuştu.
Kubbeye erişmek için 32 metrelik iskele kurulduğunu belirten Çelebi, "Kurmuş olduğumuz iş iskelesi ile kubbedeki kuşak yazılarından oradaki temizlik işlerinden, derz temizliğinden, bakımından ve pencerelerdeki içlik ve dışlık diye tabir ettiğimiz bu kapakların değiştirilmesi sağladık" dedi.
Çelebi, "Yine biliyorsunuz bu camimizin en büyük özelliklerinden bir tanesi içerisinde 20 binden fazla el işçiliğiyle yapılmış İznik Çinilerini barındırması. Çinilerin tek tek bakımlarını yaptık. Eksik olanları, tümleme metoduyla tamamladık. Caminin içerisindeki metal aksamlarda görmüş olduğunuz turuncu renklerdeki gergi demirlerinin üzerinde özgün çiçek motiflerine rastladık. Sarı olarak gördüğünüz tüm varak çalışmaların hepsi tekrardan elden geçti." dedi.
Çelebi, "Camimizin elektrik ve aydınlatma tesisatını tekrardan yeniledik. Camimizin üstünü kapatan kurşun örtüleri değiştirmek suretiyle hepsini yeniledik. Bu alan içerisinde 5 bin tane farklı büyüklükte, ortalama 2 ile 5 ton arasındaki mermer bloklar tek tek numaralandırılarak bir kenara koyup onların bakımlarını, onarımlarını buradaki tesfiyesini sağladıktan aldıktan sonra yağmurdan ve temizlikten dolayı içeride biriken suların önüne geçtik. Bu camimiz altı minareli bir camidir. Buradaki caminin üç tane minaresini, bunların hepsini numaralandırarak bakım ve onarımlarını yaptırıp daha güvenli, daha dayanımı yüksek hale getirdik." ifadelerini kullandı.
Sultan I. Ahmed (1603-1617) tarafından devrin başmimarı Sedefkâr Mehmed Ağa'ya yaptırılmış. 1018-1029 (1609-1620) yılları arasında inşa edilen külliye cami, hünkâr kasrı, sıbyan mektebi, medrese, arasta, hamam, dârüşşifâ (mescid ve hamamı ile), imâret-i âmire (mutfak, fırın, kiler, yemekhane), tabhâneler, han, dârülkurrâ, türbe, sebiller, çeşmeler, dükkânlar, odalar, mahzenler, kahvehane ve evlerden oluşmaktaydı. Bu yapılardan mahzenler, kahvehane, evler, dârüşşifâ (hamamı hariç), tabhâneler, hanla bir kısım dükkânlar ve üç sebil günümüze ulaşmamış.
Cami ve buna güneydoğu köşesinden bitişik olan hünkâr kasrı geniş bir dış avlu içinde yer alır. Dış avlu duvarları üzerinde kuzey, doğu ve batı yönde üçer, güney yönde ise iki kapı bulunmaktadır. Batıdaki kapılar yakın zamanda örülerek kapatıldı.
Küfeki taşıyla inşa edilmiş altı minareye sahip yapıda minarelerin dördü harimin köşelerine, iki tanesi avlunun köşesine yerleştirilmiş. Harimin köşesinde yer alan dördü üçer, avlu kuzey köşelerinde yer alan iki tanesi ikişer şerefeli