• Vaynet.net, Türkçe içerikli genel forum sitesi ve eğlenceli paylaşım sitesi olarak kullanıcılara keyifli ve etkileşim dolu bir forum deneyimi sunuyor. Forum sitemizde merak ettiğiniz sorulara cevap bulabilir ve bildiğiniz konularda da diğer forum üyelerimize yardımcı olabilirsiniz.

    Foruma katılmak için BURAYA TIKLAYIN

Suçlu kim?

VeDa

Forum Üyesi
Katılım
14 Eyl 2022
Mesajlar
2,402
Puanları
0
Herhalde 21. yüzyıl tamamlanıp da, asrın felaketleri listesi sıralandığında, en başa ülkece yaşamakta olduğumuz deprem felaketi yazılacak. Doğa kaçınılmaz olarak kendi kuralları içinde hareket ediyor ve etmeye de devam edecek.

Hepimiz enkazlardan kurtulanları sevinç gözyaşları ile izledik. Umarız daha da izlemeye devam ederiz. Ancak saatler geçtikçe umutlarımızın tükendiği de bir gerçek...

Doğal olarak enkazlar temizlenirken klasik deprem sonrası suçlu arayışları da başlayacak. Hiç kuşkusuz birinci sıraya yıkılan binaların müteahhitleri konulacak, birkaç müteahhit yargılanacak ve felaketin faturası kesilmiş olacak.

Peki bu kadar basit mi?

1999 Gölcük depreminin ardından Türkiye'ye diğer aday ülkelerle eşit statüde adaylık verildiğinin açıklandığı 10/11 Aralık Helsinki Zirvesinin ardından, ülkece deprem acılarımız kısmen hafiflemiş, bütün kurumlarımız AB üyeliğine inanmış hummalı bir çalışma dönemine girilmişti. Türkiye'nin çok önemli sivil toplum örgütlerinden olan TMMOB bu çerçevede benden bir çalışma yapmamı, tam üyelik sürecinin Türk mimar ve mühendislerini nasıl etkileyeceğini araştırmamı istemişti.

Üzerinden çok yıl geçti, yazdıklarımın içeriğini tam olarak hatırlayamamakla birlikte iki saptama yapmıştım.

Birincisi mimarlık ve mühendislik mesleğinin AB hukuku çerçevesinde "hizmetler" başlığı altında düzenlendiği, dolayısı ile tam üyelik süreci ile birlikte bu meslek sahiplerine serbest dolaşım hakkının, işçilerden farklı bir statüde tanınacağıydı.

Ancak bu noktada ortaya çıkan sorun diplomaların karşılıklı tanınması durumu ile ilgili olabileceğiydi. Örneğin inşaat mühendisi olmak için, Türkiye'de dört yıllım bir eğitimin sonunda alınan bir diploma mühendis olarak imza atma yetkisini tanırken, Almanya'da durum epeyce farklılık gösteriyordu. İmza yetkisine sahip olabilmek için önce üç yıllık bir eğitim, ardından iki yıl boyunca şantiyede çalışma, ardından iki yıl boyunca da bir projede çalıştıktan sonra sınava girip başarılı olma gibi bir düzenleme vardı. Dedim ya üzerinden çok yıl geçti, süreleri ve sıralamayı hatırlamıyor olabilirim, bir de arada Alman mevzuatında değişiklikler yapılmış olabilir.

İkinci önemli saptama da mimar mühendis sayıları ile ilgiliydi. O sırada daha genişlememiş ve 12 ülkeyi bünyesinde barındıran AB'deki toplam mimar mühendis sayısı, Türkiye'deki mimar mühendis sayısından daha azdı. Diğer ifadesi ile biz sayısal artışı sağlarken galiba niteliği ıskalamak gibi bir sorun yaratmıştık.

Gelelim yazımızın başlığına. Suçlu kim?

Yok buraya kadar yazdıklarımdan bir genelleme yapıp bütün mimarları ve mühendisleri aynı kefeye koyduğum kesinlikle anlaşılmasın. Türkiye'nin geleneğinde dünya çapında yetişmiş, ödüller ayan çok sayıda mimar ve mühendis var. Ama bir de etiketi mimar ve mühendis olan ancak söz konusu mesleklerle pek de ilgisi olmayan ama imza yetkisi olanlar var.

Peki bu arkadaşların imza yetkisi almalarını sağlayan, o eğitimi verme yeterliği olmayan üniversitelerin ilgili fakültelerinin kalitesi suçlu değil mi? Ya da kalite denetimini yapmayan mekanizma suçsuz mu?

Her ile hatta ilçeye bir üniversite kurmanın peşinde olan, bu sayede kiralar artsın, bakkal biraz daha fazla peynir satsın, bu sayede oylarım artsın diyen siyasetçi daha mı az suçlu?

Aynı siyasetçi her seçim öncesinde imar affı çıkararak kaçak ve denetimsiz yapıyı meşrulaştırmayı teşvik etmiyor mu? Hatta bunu bir başarıymış gibi televizyon ilanları ile müjdelemiyor mu?

Doğal olarak "bize plan değil, pilav lazım!" geleneğinden gelen iktidarların akıl dışı ekonomi yönetimleri ile bunca ekonomik güçlükle karşı karşıya gelen Türk insanının ölüme mahkum edilmesinin sorumluları suçsuz mu?

Sevgili deprem uzmanı hocalarım, istediğiniz kadar uyarın, ne yazık ki 1999 depreminden bu yana ileriye değil, geriye gittik, bundan sonra da ne yazık ki pek bir şeyin değişeceğine inanamıyorum.
 

Genel Forum

Türkçe Forum Siteleri

İnternette bilgi paylaşımı ve tartışma ortamı arayanlar için forum siteleri uzun yıllardır popüler bir tercih olmuştur. Her yaştan ve ilgi alanından kullanıcıya hitap eden genel forum siteleri, teknoloji, oyun, kültür ve daha pek çok konuda geniş içerik sunmaktadır. Bu platformlar, katılımcıların hem öğrenme hem de eğlenceli vakit geçirme ihtiyaçlarını karşılamaktadır.

Genel Forum Sitesi

İnternette Türkçe forumlar üzerinden içerik paylaşmak, dil bariyerini ortadan kaldırarak yerel kültüre uygun bir deneyim sunar. Türkçe forum siteleri, kullanıcıların bilgiye kolayca ulaşabileceği, aynı zamanda sosyal ve eğlenceli paylaşımlar yapabileceği platformlar oluşturur. Türkiye'deki internet kullanıcıları için bu forumlar, ilgi çekici konularda derinlemesine sohbetler sunar.

Genel Forum Siteleri

Günlük hayatın stresinden uzaklaşmak isteyenler için eğlenceli forumlar, keyifli bir alternatif sunar. Farklı hobilere ve ilgi alanlarına yönelik içeriklerle dolu olan bu forum paylaşım siteleri, kullanıcılarına samimi bir ortamda vakit geçirme fırsatı sunarken, aynı zamanda yeni insanlarla tanışma imkanı da sağlar. Eğlenceli paylaşımlar ve interaktif etkinliklerle dolu olan bu platformlar, hem öğrenmeyi hem de keyifli vakit geçirmeyi bir arada sunar.

İnternette yeni bir topluluk arayan ya da bilgi alışverişi yapmak isteyenler için genel forum siteleri harika bir başlangıç noktasıdır. Geniş bir kullanıcı kitlesine hitap eden Türkçe forumlar, herkesin ilgisini çekecek konularla doludur. Siz de bu platformlara katılarak, kendi ilgi alanlarınıza uygun başlıklarda sohbetlere katılabilir ve katkıda bulunabilirsiniz. 

Not : Lütfen Çekim Paylaşım Forumları için sitemizi kullanmayın.