Elinizde bere veya saç kurutma makinesiyle çocuklarınızın peşinden koşmayın. Çünkü insanlar soğuktan değil, virüs ve mikroplar sebebiyle hastalanır. Kalın giyinmek yerine ellerinizi sık sık yıkamak, mikroplarla savaşta kullanılacak en etkili silahtır
Havalar iyice soğumaya başladı. Birçoğumuz burnumuzu çekmeye, olur olmaz yerlerde hapşırmaya ve kendimizi bitkin hissetmeye başladık bile. Hayatın koşturmacası devam ederken durup dinlenmeye, kendimize kral muamelesi yaparak hastalığımızla mücadele etmeye de maalesef vaktimiz yok. Unutmayın; tedbirin en güzeli, önlem almaktır. Soğuk algınlığı gibi hayat kalitemizi önemli ölçüde etkileyen hastalıklar hakkında neler biliyoruz? Komşu teyzeler ve aile büyüklerimizin tedbir amaçlı verdiği tavsiyeler ne kadar doğru? Gripten korunalım derken faydasız çabalar içine girmemek gerekir. Bilmeniz gereken ilk ve en önemli şey, hasta edenin (gribal enfeksiyonlar için) soğuk hava değil ilgili virüs ve mikroplar olduğudur! Gelelim bu konuda doğru bildiğimiz yanlışlara...
ŞAPKA-BERE TAKMAK
Siz de benim gibi çocukluğu yün şapkalarla geçmiş biri iseniz annenizi ikna edebilecek yaşlara gelene kadar berenizle ayrılmaz bir ikili olarak yaşamışsınız demektir. Toplumda yaygın olan bu inancın sebebi, soğuk havalarda ısı kaybına maruz kalan insan bedeninin, en çok ve en hızlı ısı kaybını baş bölgesinden yaşadığına dair olan inançtır. Bu inanışın ortaya çıkışı, bundan 50 yıl öncesine dayanıyor. U.S. Kara Kuvvetleri, askerlerin maruz kalması muhtemel dondurucu soğuklar karşısında hayatta kalma şanslarını artırabilmek için bir takım deneyler yaptırmışlar. Bilim adamlarının yönettiği bu araştırma için oldukça soğuk bir ortam hazırlanmış. Gönüllü olarak bu araştırmaya destek veren belli sayıdaki asker, başlarında bereleri olmadan bu odada beklemeye başlamışlar. Araştırmayı yöneten bilim adamları belirli aralıklarla askerlerin baş bölgelerinin ısısını ölçmüşler. Çıkan sonuç bu hurafeyi destekleyen cinsten. Yapılan ölçümler, askerlerin vücut ısılarını (yüzde 40-50 oranında) baş bölgelerinden kaybettiklerini göstermiş. Bu inanışın günümüze kadar gelmesinin en önemli sebeplerinden biri, bu araştırma sonuçlarına duyulan güvendir. Peki baş bölgesinden hızlı ve çok miktarda ısı kaybediliyor olması, sadece buradan ısı kaybettiğimiz anlamına gelir mi? Tabii ki hayır. Eğer öyle olsa idi her türlü havada sadece şapka takarak başımızı korumamız, donma tehlikesi karşısında bizi korumaya yeter diyebilirdik.
ELLERİNİZİ SIK SIK YIKAYIN
Araştırmasını bu sav üzerine kuran Clevelend Clinic Araştırma Merkezi Başkanı Dr. Daniel Sessler, aynı şartlarda oluşturulan ortamda sadece mayo ile bekletilen gönüllüler üzerinde (yine U.S. Kara Kuvvetleri ile yapılan bir çalışmadır) benzer bir araştırma yapmış. Bu araştırma sonucuna göre; insan vücudunun hemen hemen her bölgesi, soğuk havada korunmasız bırakıldığında aynı oranda ısı kaybına uğruyor. Sonuç olarak; soğuk havalarda şapka takmak ve takmamak arasında bir fark yoktur diyemeyiz ancak sadece baş bölgesini korumanın tek başına bir şey ifade etmediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Çocuklarınızın peşinden elinizde bere veya saç kurutma makinesiyle koşarken bu bilgileri hatırlayın! Unutmayın ki, gerçekte hasta eden şey virüs ve mikroplardır. Devamlı kalabalık ortamlarda bulunmanız ya da hasta kişilerle temas halinde olmanız dolayısıyla en başta dikkat etmeniz gereken, ellerinizin temizliğidir! Ağız ve burun gibi mikroplar için giriş kapısı vazifesi gören organlarınız, ellerinizle devamlı temas halindeler. Özellikle kış aylarında olduğumuz şu günlerde ellerinizi yıkamayı alışkanlık haline getirmeye çalışın.
BAÐIŞIKLIK SİSTEMİ İYİCE ZAYIFLIYOR
Soğukhavalar metabolik olarak aktif olan kahverengi yağ hücrelerinizi çalıştırarak zayıflamanıza da yardımcı olur. İsveç ve Rusya gibi kuzey ülkelerinde kış yüzücülüğüne, insan bedenine harikalar sunan bir egzersiz olarak inanılır. Bilindiğinin aksine soğuk hava sizleri hasta etmez. Eğer soğuk havalarda bir enfeksiyon yaşıyorsanız; bunun altta yatan sebebi kendinizi kapalı, aşırı ısıtılmış ve nemli ortamlara attığınızdandır. Tabii bakteri ve virüsler is soğuk havada daha kolay hareket edip bu gibi nemli ortamlara kolay ulaşırlar. Bu gibi kapalı ortamlarda damlacık yoluyla enfeksiyonlar kolaylıkla bulaşır. D VİTAMİNİ ÖNEMLİ
Evde oda ısınızı fazla artırmanız, terlemenize, terinizin buharlaşmasına ve odanıza nem olarak yansımasına sebep olur. İşte bu nemli sıcak ortamlar adeta bakteriler için besiyeri gibi olarak bakterilerin çoğalmasını ve sizleri hasta etmesini sağlar. Kısaca sizi hasta eden soğuk değil, soğuk havaya karşı aldığınız önlemlerdir diyebilirim. Kış aylarında fazla güneş ışığına maruz kalmamak D vitamini eksikliğine yol açabilir. Bir de soğuk havaya maruz kaldığınızı düşünürseniz, bağışıklık sisteminizin oldukça zayıf olabileceğini tahmin etmeniz zor olmaz.