Metehan90
Forum Üyesi
İslam'ın Dişçiliğe Kazandırdıkları
İslâmi tıp ve farmakoloji, cerrahi gibi ilgili ilim dalları özünü İslâm dininden almıştır. Neticede, güney İspanya’dan Bengal’e kadar uzanan coğrafi bir alanda tıbbi ilimlerin hemen hemen bütününü içine alan çaplı bir saha ortaya çıkmıştır. Müslüman hekimler ağız ve dişler üzerinde birçok ameliyatlar yapmışlardır.
Kaynakları çoğunlukla Peygamber Efendimiz’in (sav) hadîselerine dayalı dişleri temiz tutma tavsiyeleri yanında, sağlıksız dişlere sahip hastalara düzenli bir hizmet sunmuştur. Hatta bazı hastaları için birtakım hayvan kemiklerinden takma diş yapmışlardır. Tecrübeli doktor ve seçkin bir cerrah olan Ebul Kasım-el Zehravi (936—1013), ki Avrupa’da “Albucasis” olarak bilinir, dişciliğin teori ve cerrahi pratiğin de öncüsüdür. Diş bozukluklarını düzeltmek için estetik ameliyatlar yaptığı bilinmektedir.
İbn-i Sina, Biruni ve Ibn-i Heysem’in muasırı sayılabilecek Zehravi’nin en önemli eseri “Et-Tasrif” bir tıp ve hekimlik ansiklopedisidir. Eser iki ana bölüme ayrılmıştır: Birincisi anatomi, fizyoloji ve beslenmeyle, ikincisi de cerrahi ile ilgilidir. Oldukça rağbet gören cerrahi ile ilgili bölümleri 1187 yılında Cremonalı Gerard tarafından Latinceye çevrilmiştir. Daha sonra bu bölümler üç cilt haline getirilmiştir. İkinci ciltte litotomy (mesaneden taş çıkarma), amputasyon (bir uzv kesme), litority (mesane taşını kırma), optalmile (göze ait) ve tental (dişe ait) cerrahi başlıkları bulunmaktadır. Ortaçağ Avrupa üniversitelerinde “Et-Tasrif” büyük bir şöhret kazanmış, İtalya, Fransa üniversitelerindeki cerrahi çalışmalarda temel referans eser durumuna gelmiştir. Bilinen ilk Fransız cerrah olan Guy de ChauHac (1330—1367) ünlü bir diş hekimidir. el-Zehravi’den etkilenmiş, “La Pratique en Chirurgie” isimli kitabında 200’den fazla yerde kendisinden bahsetmiştir. Chauliac, tıpkı el-Zehravi gibi merhem, yağ ve yara pansumanı için gereken keten tiftiğini ameliyatlarında kullanmıştır. 13. asırda yaşayan başka bir Latin cerrah Guillermo de Saliceto hidrosefalus (beyinde su toplanması) tedavilerinde el-Zehravi’nin tesirinde kalmıştır. Bu İtalyan cerrah, el-Zehravi’nin 300 sene önce tarif ettiği sıvıyı çıkarmak için dağlayarak kafatasında delik açma metodunu kullanmıştır.
850-1030 yılları arasında ağız içi hastalık ve cerrahisinde el-Zehravi dışındaki meşhur müslüman hekimler şunlardır:
—“Kanun” isminde eseriyle Ebu Ali İbn-i Sina ki, Batı’da Avicenna olarak bilinir.
—850 senesinde halife Mütevekkil için telif ettigi Firdevs-ül-Hikmet” isimli eseriyle Ali İbn-i Sehl ibnül Rabban el—Taberi.
—Ebu Bekr Muhammed ibn-ü Zekeriyya—el Razi.
22 Ciltlik muazzam eseri el-Hâvi’in üç cildi dişlere ait şikayet, hastalık ve tedavilerle ilgilidir.
İbn-i Sina dişlerin anatomisini şöyle anlatmaktadır:
“Alt ve üst çenede toplam 32 diş bulunur, 4 tane akıl dişinin olmadığı bazı durumlarda, şu sayı 28’dir. Her iki çenede düz merkezi öndişleriyle yanda bulunan kesici dişler olmak üzere 8 tane diş vardır. Kesici dişlerden sonra, alt ve üstte olmak üzere her iki yanda birer köpek dişi yer alır. Bu dişlerin ucu sivrice olup ısırma işleminde kullanılır. Bunlardan sonra, üstte ve altta öğütmek için kullanılan 4 veya 5 tane azı dişi bulunur. Eğer 5 tane azı dişi varsa toplam 32 diş eder. 5 azı dişi olan akıl dişi çıkmamışsa bu sayı 28 olur. Akıl dişleri sonradan, yaklaşık 30 yaşlarında çıkar.
Dişlerin, çenelerin kenarlarına gömülmüş güçlü kökleri vardır. Dişler, kemik oyuklar içine yerleşmiş ve fibröz (lifli) bağlarla sıkıca tutturulmuşlardır. Her diş en azından bir köke sahiptir, fakat alt çenedeki dişlerin ikişer kökü vardır. Akıl dişlerinin ise üçer kökü bulunmaktadır. Üst çenede herbir azı dişinin bir taçı ve en azından üç tüberkülü (kabarcığı) bulunur. Bu dişlerde taçlar vazifelerinin zorluğu yüzünden daha geniştirler.”
Galen’e göre dişler dışındaki bütün kemikler hissizdir. Araştırmalara göre bazı dişler doğrudan doğruya beyinle irtibatlı sinirlerle donatılmıştır. Bu da dişlerin sadece soğuğu değil soğuk ile sıcak arasındaki farkı da nasıl hissettiğini açıklamaktadır.
Beynin aşırı soğuğa maruz kalmasının diş ağrılarına sebeb olabileceğini söyleyen el-Zehravi diş ağrıları için dağlama tedavisini de şöyle anlatmaktadır:
“Eğer dişağrısı soğuktan kaynaklanmışsa veya dişte bir kurt varsa ve tıbbi tedavi mümkün değilse dağlama tatbik edilmelidir. Bunun da iki yolu vardır:
Yağ ile ve dağlayıcı bir madde ile. Dağlama şu şekilde yapılır. Hastanın ağzını ateşin harareti etkilemiyecek bir kalınlıkta, bronzdan veya demirden bir boru alın. Bir dağlama maddesini ısıtıp bu boru ile dişe tatbik edin soğuyuncaya kadar tutun. Bu işlemi birkaç defa tekrarlayın. Ağrı birkaç gün içinde geçecektir.
Dağlama işleminden sonra hasta, bir müddet için ağzını yağ ile doldurmalıdır”
El-Zehravi dağlama dışında diş çekim metodları, kök ve kırık alt çene parçalarının temizlenmesi, estetik diş tedâvisi, diş doldurma ve bunlar için gerekli âletler üzerinde de durmuştur. Gümüş veya altından takma dişlerden bahsederken gümüş zamanla okside olup aşınacağı için altın kullanmayı tavsiye etmektedir.
Hekim Azam Han, hicri 1289 senesinde, telif ettiği İksir-i Azam adlı eserinde, İslâmi Tıp ve Cerrahi’nin üstadları olan İbn-i Sina,
Râzi, Curcani, Antaki, Teberi, Suudi ve diğerlerinin bahsettiği gibi birçok diş hastalığı ve tedâvisinin detaylı ve karşılaştırmalı bir çalışmasını yapmıştır. Onun tesbitlerine göre diş renginin değişmesi, üzerlerinde kir birikmesi, kötü koku, şiddetli acı gibi iç sebebler yanında çarpma, yaralanma, düşme gibi dış tesirler de diş anormalliklerinin birer sebebi olabilmektedir. Râzi ise, mücmel formüllerle ilaç tedâvisinden bahsederek ayrı bir yere sahip olmuştur. Dağlama, diş doldurma, gargara ve yara lapası tatbiki metotlarından da bahsetmiştir. Kendisinden önce diş çekme metodlarından bahsedilmiş olmasına rağmen el-Zehravi takma diş fikir ve metodunu ortaya atan mümtaz bir hekimdir. Görüldüğü gibi İslâmi Tıbb’ın üstadları yaptıkları araştırmalar neticesinde orjinal tedâvi teknikleri ortaya koymuşlardır.
LITERATOR:
1) Razi, Ebu Bekr Muhammed bin Zekeriya: “EI-Havi-fit Tıbb’ Hindistan, c 111. 1955.
2) Azam Han, Hakim Muhammed, “İksir-i Azam (Farsça):Hindistan, c. II, H. 1289.
3) Barnermann, Robert H.: et al.eds.): “Traditional Medicine and Healt Care Coverage. World Health organization, Genova, 1983.
4) Bettmann, Otto LA.— Pictorial History of Medicine, Charles C. Thomas Publishers, Springfield, Illinois, USA 2nd Printing, 1956.
5) Brown Edward G.: Arabian Medicine Cambridge At the University Press, 1921.
6) Gruner, O. Cameron, “A Treutise an the Canon of Medicine of Avicinna” Luzac Oc. London, 1930.
7) Islamic World Medical Journal, Published by the Islamic Press Agency, Ltd. vol. 1. No. 4,1984.
8) Major, Ralp h., “A Hıstory of Medicine” Charles C. Thomas Publishers Springfield, Illinois, USA vols I, Il, 1954.
9) Nasr, Seyyid Hüseyin: “Islamic Science”, 1976.
10) Ullmann, Manfred, Islamic Medicine, 1978.
İslâmi tıp ve farmakoloji, cerrahi gibi ilgili ilim dalları özünü İslâm dininden almıştır. Neticede, güney İspanya’dan Bengal’e kadar uzanan coğrafi bir alanda tıbbi ilimlerin hemen hemen bütününü içine alan çaplı bir saha ortaya çıkmıştır. Müslüman hekimler ağız ve dişler üzerinde birçok ameliyatlar yapmışlardır.
Kaynakları çoğunlukla Peygamber Efendimiz’in (sav) hadîselerine dayalı dişleri temiz tutma tavsiyeleri yanında, sağlıksız dişlere sahip hastalara düzenli bir hizmet sunmuştur. Hatta bazı hastaları için birtakım hayvan kemiklerinden takma diş yapmışlardır. Tecrübeli doktor ve seçkin bir cerrah olan Ebul Kasım-el Zehravi (936—1013), ki Avrupa’da “Albucasis” olarak bilinir, dişciliğin teori ve cerrahi pratiğin de öncüsüdür. Diş bozukluklarını düzeltmek için estetik ameliyatlar yaptığı bilinmektedir.
İbn-i Sina, Biruni ve Ibn-i Heysem’in muasırı sayılabilecek Zehravi’nin en önemli eseri “Et-Tasrif” bir tıp ve hekimlik ansiklopedisidir. Eser iki ana bölüme ayrılmıştır: Birincisi anatomi, fizyoloji ve beslenmeyle, ikincisi de cerrahi ile ilgilidir. Oldukça rağbet gören cerrahi ile ilgili bölümleri 1187 yılında Cremonalı Gerard tarafından Latinceye çevrilmiştir. Daha sonra bu bölümler üç cilt haline getirilmiştir. İkinci ciltte litotomy (mesaneden taş çıkarma), amputasyon (bir uzv kesme), litority (mesane taşını kırma), optalmile (göze ait) ve tental (dişe ait) cerrahi başlıkları bulunmaktadır. Ortaçağ Avrupa üniversitelerinde “Et-Tasrif” büyük bir şöhret kazanmış, İtalya, Fransa üniversitelerindeki cerrahi çalışmalarda temel referans eser durumuna gelmiştir. Bilinen ilk Fransız cerrah olan Guy de ChauHac (1330—1367) ünlü bir diş hekimidir. el-Zehravi’den etkilenmiş, “La Pratique en Chirurgie” isimli kitabında 200’den fazla yerde kendisinden bahsetmiştir. Chauliac, tıpkı el-Zehravi gibi merhem, yağ ve yara pansumanı için gereken keten tiftiğini ameliyatlarında kullanmıştır. 13. asırda yaşayan başka bir Latin cerrah Guillermo de Saliceto hidrosefalus (beyinde su toplanması) tedavilerinde el-Zehravi’nin tesirinde kalmıştır. Bu İtalyan cerrah, el-Zehravi’nin 300 sene önce tarif ettiği sıvıyı çıkarmak için dağlayarak kafatasında delik açma metodunu kullanmıştır.
850-1030 yılları arasında ağız içi hastalık ve cerrahisinde el-Zehravi dışındaki meşhur müslüman hekimler şunlardır:
—“Kanun” isminde eseriyle Ebu Ali İbn-i Sina ki, Batı’da Avicenna olarak bilinir.
—850 senesinde halife Mütevekkil için telif ettigi Firdevs-ül-Hikmet” isimli eseriyle Ali İbn-i Sehl ibnül Rabban el—Taberi.
—Ebu Bekr Muhammed ibn-ü Zekeriyya—el Razi.
22 Ciltlik muazzam eseri el-Hâvi’in üç cildi dişlere ait şikayet, hastalık ve tedavilerle ilgilidir.
İbn-i Sina dişlerin anatomisini şöyle anlatmaktadır:
“Alt ve üst çenede toplam 32 diş bulunur, 4 tane akıl dişinin olmadığı bazı durumlarda, şu sayı 28’dir. Her iki çenede düz merkezi öndişleriyle yanda bulunan kesici dişler olmak üzere 8 tane diş vardır. Kesici dişlerden sonra, alt ve üstte olmak üzere her iki yanda birer köpek dişi yer alır. Bu dişlerin ucu sivrice olup ısırma işleminde kullanılır. Bunlardan sonra, üstte ve altta öğütmek için kullanılan 4 veya 5 tane azı dişi bulunur. Eğer 5 tane azı dişi varsa toplam 32 diş eder. 5 azı dişi olan akıl dişi çıkmamışsa bu sayı 28 olur. Akıl dişleri sonradan, yaklaşık 30 yaşlarında çıkar.
Dişlerin, çenelerin kenarlarına gömülmüş güçlü kökleri vardır. Dişler, kemik oyuklar içine yerleşmiş ve fibröz (lifli) bağlarla sıkıca tutturulmuşlardır. Her diş en azından bir köke sahiptir, fakat alt çenedeki dişlerin ikişer kökü vardır. Akıl dişlerinin ise üçer kökü bulunmaktadır. Üst çenede herbir azı dişinin bir taçı ve en azından üç tüberkülü (kabarcığı) bulunur. Bu dişlerde taçlar vazifelerinin zorluğu yüzünden daha geniştirler.”
Galen’e göre dişler dışındaki bütün kemikler hissizdir. Araştırmalara göre bazı dişler doğrudan doğruya beyinle irtibatlı sinirlerle donatılmıştır. Bu da dişlerin sadece soğuğu değil soğuk ile sıcak arasındaki farkı da nasıl hissettiğini açıklamaktadır.
Beynin aşırı soğuğa maruz kalmasının diş ağrılarına sebeb olabileceğini söyleyen el-Zehravi diş ağrıları için dağlama tedavisini de şöyle anlatmaktadır:
“Eğer dişağrısı soğuktan kaynaklanmışsa veya dişte bir kurt varsa ve tıbbi tedavi mümkün değilse dağlama tatbik edilmelidir. Bunun da iki yolu vardır:
Yağ ile ve dağlayıcı bir madde ile. Dağlama şu şekilde yapılır. Hastanın ağzını ateşin harareti etkilemiyecek bir kalınlıkta, bronzdan veya demirden bir boru alın. Bir dağlama maddesini ısıtıp bu boru ile dişe tatbik edin soğuyuncaya kadar tutun. Bu işlemi birkaç defa tekrarlayın. Ağrı birkaç gün içinde geçecektir.
Dağlama işleminden sonra hasta, bir müddet için ağzını yağ ile doldurmalıdır”
El-Zehravi dağlama dışında diş çekim metodları, kök ve kırık alt çene parçalarının temizlenmesi, estetik diş tedâvisi, diş doldurma ve bunlar için gerekli âletler üzerinde de durmuştur. Gümüş veya altından takma dişlerden bahsederken gümüş zamanla okside olup aşınacağı için altın kullanmayı tavsiye etmektedir.
Hekim Azam Han, hicri 1289 senesinde, telif ettiği İksir-i Azam adlı eserinde, İslâmi Tıp ve Cerrahi’nin üstadları olan İbn-i Sina,
Râzi, Curcani, Antaki, Teberi, Suudi ve diğerlerinin bahsettiği gibi birçok diş hastalığı ve tedâvisinin detaylı ve karşılaştırmalı bir çalışmasını yapmıştır. Onun tesbitlerine göre diş renginin değişmesi, üzerlerinde kir birikmesi, kötü koku, şiddetli acı gibi iç sebebler yanında çarpma, yaralanma, düşme gibi dış tesirler de diş anormalliklerinin birer sebebi olabilmektedir. Râzi ise, mücmel formüllerle ilaç tedâvisinden bahsederek ayrı bir yere sahip olmuştur. Dağlama, diş doldurma, gargara ve yara lapası tatbiki metotlarından da bahsetmiştir. Kendisinden önce diş çekme metodlarından bahsedilmiş olmasına rağmen el-Zehravi takma diş fikir ve metodunu ortaya atan mümtaz bir hekimdir. Görüldüğü gibi İslâmi Tıbb’ın üstadları yaptıkları araştırmalar neticesinde orjinal tedâvi teknikleri ortaya koymuşlardır.
LITERATOR:
1) Razi, Ebu Bekr Muhammed bin Zekeriya: “EI-Havi-fit Tıbb’ Hindistan, c 111. 1955.
2) Azam Han, Hakim Muhammed, “İksir-i Azam (Farsça):Hindistan, c. II, H. 1289.
3) Barnermann, Robert H.: et al.eds.): “Traditional Medicine and Healt Care Coverage. World Health organization, Genova, 1983.
4) Bettmann, Otto LA.— Pictorial History of Medicine, Charles C. Thomas Publishers, Springfield, Illinois, USA 2nd Printing, 1956.
5) Brown Edward G.: Arabian Medicine Cambridge At the University Press, 1921.
6) Gruner, O. Cameron, “A Treutise an the Canon of Medicine of Avicinna” Luzac Oc. London, 1930.
7) Islamic World Medical Journal, Published by the Islamic Press Agency, Ltd. vol. 1. No. 4,1984.
8) Major, Ralp h., “A Hıstory of Medicine” Charles C. Thomas Publishers Springfield, Illinois, USA vols I, Il, 1954.
9) Nasr, Seyyid Hüseyin: “Islamic Science”, 1976.
10) Ullmann, Manfred, Islamic Medicine, 1978.