Seyretmeye mi geldin, devretmeye mi? Yoksa yönetmeye mi?

Camia olarak futbol açısından zor günlerden geçiyoruz. Kadın takımımızı geçen hafta sarı-kırmızılı ezeli rakibimiz adeta parçaladı. Hoş, lacivertli olan da geçtiğimiz haftalarda yenmişti ama bu kadar farklı değildi. En son şampiyonluğumuzda şubenin başında olan Fırat Fidan ve Necmettin Çelikhan’dan sonra takımın yüzü gülmedi. İyi olanları alaşağı edip yemeye devam etmekten hiçbir şey kaybetmemiş olmamıza bayılıyorum; büyük istikrar(!).Erkek futbol takımı ise kendi kendini yemenin nirvanasını yaşıyor. Dilimizde tüy bitti; “Bu takım iyi, kişisel egolarınız uğruna takımın temeliyle oynamayın, oyuncunun kişisel değerlerine saldırmayın” diye. Görünen o ki teknik heyet de ikna oldu ama sanırım geç kalındı. Bu takım Fener’den 3, Gençler’den 3, Kasımpaşa’dan 3 alsaydı nerelerde olurdu, hesaplamak zor değil. Bari bundan sonra yapmayın. Takımda küskünlük yaratmayın, birlik olun, takım olun. Tamam, transfer de yapacaksınız ama önce işinize dört elle sarılın. Bu takım iyi takım.Koluna bacağına “Ben efsaneyim” yazmakla keşke öyle olunabilseydi ama o işler topçuluk zamanında idi. Şimdi yöneticisin Sayın Yalçın. Bu satırlar tamamen yönetimsel kaynaklıdır. Hocayı çok eleştirdim, çok da eleştiri aldım. Şimdi de nur topu gibi bir Rafa krizimiz doğdu. Detaylarını bilmiyoruz ama hoca ile anlaşamama kaynaklı olduğu kuvvetle muhtemel. Ancak bu sefer bu krizde suçlu sadece hoca diyemem. Bir kere Sergen Yalçın aptal bir adam değil; IQ olarak hepimizi sulu götürüp susuz getirir. Neden en iyi oyuncusu ile kriz yaşasın? Belli ki oyuncu sıradışı kişiliği olan ve yönetilmesi zor bir tip. Evet, bu noktada hocaya eksi yazar; özel ama değişik bir oyuncuyu yönetememe hatası yapmıştır.Peki ya Rafa? Size normal geliyor mu bu arkadaşın tavırları? Futbolu bırakmak isteyebilirsin tamam da, 5 hafta sonra bırak, ne olur? Hoca sana 5 haftada ne yapabilir? Oyna topunu, bırak git. Ya da ayılmak mı istiyorsun; 5 hafta sonra ayrıl. Ne bu acele? Ne bu intikam? Kimden alıyorsun intikamı? Sergen seni sallar mı? Yazık değil mi bu taraftara? Saygısızlık değil mi armaya? Eğer kafada başka ticaret varsa onun da çıkar kokusu çıkar. İnşallah menajerinin oyunu değildir bu krizler. Şimdi bir sürü “Rafacı” türer, bir sürü eleştiri hocaya, küfür kıyamet… Ben çok sıkıldım bu adamcılık işinden bu camiada. Yapmayın kardeşim, tapmayın insanlara.Rafa gelir, Sergen gider; Ali gelir, Veli gider… Kalan sizsiniz, biziz; kalan şanlı arma. Daha önceleri de olan ama Valerian’cı – Şenol’cu ayrımıyla doruğa çıkan bu camia bölünmesinin artık boku çıktı. Kongrede “oncu-buncu”, teknik direktörde “o’cu-bu’cu”, hatta topçuda bile ayrıldı taraftar. Tribün desen zaten paramparça. “Sistem” diyoruz, “yapı” diyoruz ya; inanın onlara asıl biz kendimiz hizmet ediyoruz.Eleştirirdik, kızardık ama Fikret Orman ve öncesinde bu camianın hakikaten başkanları varmış. Seba’dan sonrakiler belki lider değillerdi ama en azından günahlarıyla (çok günahlarıyla) sevaplarıyla “camianın bir başkanı var” dedirtiyorlarmış. Kulübü kabileye çevirmenin tohumlarını attılar demiştik hepsine ama Çebi ve sonrasını gördükten sonra “beterin beteri varmış” diyor insan. Camianın bu savruluşu başkandan başkasına yazmaz.Hikâyeden bir bahis operasyonu servis ediliyor piyasaya. Arka tarafta neyin örtüldüğünü, kimlerin korunduğunu, başka ne tip operasyonların kapatıldığını kimse bilmiyor. Senin iki tane altyapı oyuncun çat diye ortaya atılıyor, senin sesin çıkmıyor. Çocuklar masumiyetini ispatlamak için mahkeme mahkeme geziyor. Başkalarının topçusu öyle mi? Sesini çıkarmıyorlar, hop düşük cezayı kapıp gidiyorlar. Yine sen piyon oluyorsun.Yahu Allah aşkına Serdal Başkan, bir sesin çıksın. Bir icraatını görelim. Futbol takımının içi çıfıt çarşısına dönmüş; hocan topçuya, topçun hocaya, sonra hepsi sana sallıyor. TFF çıkmış birilerinin talimatıyla hokkabazlıklar yapıyor, seni ortaya atıyor, gülüyor eğleniyor. Sen neredesin başkan? Senin işin tam olarak nedir? Seyretmeye mi geldin, devretmeye mi yoksa yönetmeye mi?Bülent Bilirgen / Duhuliye.comHABER1903 farkını yaşamak için İNDİR..