Beşiktaş eski yöneticisi Hakan Aksoy, Beşiktaş gündemini Duhuliye.com için değerlendirdi
İşte Aksoy'un açıklamaları:
"BEŞİKTAŞ KADROSU ÇOK İYİ BİR KADRO"
Beşiktaş bugün liderin gerisine düşmüş durumda ama bizim konuşmaya sezon başından başlamamız lazım. Sezon başında Beşiktaş kadrosuna baktığımızda hepimiz Beşiktaş'ın çok iyi bir takım olduğunu düşünüyorduk. Premier Lig takımı yakıştırmaları yapıldı. Lige başlangıçta da çok heyecan verici bir oyunu vardı Beşiktaş'ın ama daha beş altı hafta sonrasında kayıplar yaşanmaya başladı, eleştiriler başladı. Hep bir ağızdan bir kaos başladı. Sürekli eleştirildiğinizi, sürekli kavganın, kaosun içerisine çekilen bir ortamda olduğunuzu düşünün, bu ortamdan başarı beklenir mi, bu şartlarda başarı elde edilebilir mi? Olmadı... Daha sonrasında Şenol Hoca geldi, iki maçta bir galibiyet bir yenilgi, hemen başladılar yine eleştirmeye. Bir durun, herkes işini yapsın. Yönetim de, teknik heyet de, oyuncular da bırakın işlerini yapsınlar. Bütün bunlar olurken bizim görevimiz ne? Beşiktaş'a destek olmak. Taraftarın görevi bu. Tamam kötü gidişler hepimizin tepkisini çekiyor, canımız yanıyor ama bir duralım. Bunlar Beşiktaş'a ne katıyor, biz ne veriyoruz? Ne ara bu kadar eleştiren bir camia olduk? Şimdi 7 puan fark var, yarıştan uzak kaldık deniliyor. Tarih boyunca hiçbir sezon yoktur ki Beşiktaş kendi içerisindeki birlik beraberliği sağlamadan başarıya ulaşmış olsun. Beşiktaş bunu sağlarsa puan farkı, rakipler önemli değil. Sezon başında söylediğimi tekrarlıyorum: Beşiktaş kadrosu bugün de halen çok iyi bir kadrodur.
"BÜTÇE OLMAZSA BAŞARI OLMAZ"
Beşiktaş'ta sadece futbolda değil, diğer branşlarda da bir memnuniyetsizlik söz konusu. Hepimiz Beşiktaş'ın her branşta şampiyon olmasını isteriz, içinde bulunduğumuz durumda tabi ki bir başarısızlık var ancak şunu da kabul etmek lazım. Amatör branşlar dediğimiz futbol dışı şubelerin gelirleri ne yazık ki yok. Burada hep kişisel özveri durumu söz konusu. Buralar yalnız bırakılmış durumda, sadece parasal olarak değil. Biz Beşiktaşlılar olarak bu takımlarımıza ne kadar sahip çıkabiliyoruz? Ben voleybol takımının maçlarına gidiyorum. Tamam, Sultanlar Ligi'nde değiliz, birinci lig olarak geçiyor yani alt kümedeyiz ama orada zirveye oynuyoruz, üst lige çıkmaya çalışıyoruz. Zirve yolundaki rakibimiz Karayolları ile sahamızda oynadık, bu maçta kaç kişi vardı dersiniz tribünde? Biz salonda 150 - 200 taraftar gördüğümüz zaman mutlu oluyoruz. Beşiktaş gibi büyük bir camia bu taraftara mı oynamalı? Voleybol takımının sponsoru değerli bir dostum, takım play-off oynamaya hak kazanırsa daha da destek vereceğini söylüyor ancak biz ne kadar sahip çıkıyoruz mesele bu. Bugün voleybol liginde de bir oyuncu yıllık 1 milyondan aşağıya oynamıyor. Rakiplerimizin ayırdıkları bütçeye, bir de kendi bütçemize bakalım. Basketbolda da benzer durum söz konusu. Buralarda bütçe olmazsa başarı gelmiyor.
"BEŞİKTAŞ HAFIZASINI KAYBETTİ"
Ben Beşiktaş Divan Kurulu üyesiyim. Divan Kurulu seçimleri öncesinde sosyal medya hesabımda da yazdım. Uğradığı bir haksızlıktan dolayı oyumun ve desteğimin Sayın Yalçın Karadeniz' olduğunu söyledim. Bu sözlerimden dolayı olsa gerek, Sayın Yamantürk beni Hazirun'dan ihraç etti, kongreye katılmam yasaklandı. Geçtiğimiz günlerde Hasan Arat Bey ile bir görüşme yapma imkanım oldu, orada kendisi çok önemli bir ifade kullandı. Beşiktaş hafızasını kaybetti. Buna katılmamak, buna üzülmemek mümkün değil. Ben ne yaptım da benim Divan'a girmemi engelliyorsunuz? Aynı şey Fikret Orman döneminde genel kurul üyelerine de yapıldı. Belki 300-400 insanı dışarıda bıraktı o dönemki Beşiktaş yönetimi. Bugün gelinen durum ortada. Haydi benim eşim dostum, arkadaşlarım, camia içinde bir çevrem var, ben bir şekilde döndüm ama bu insanlar ne yapacak? Ben Beşiktaş'ta en zor zamanda, en çok eleştirilen yönetimlerden birinde beş sene boyunca yöneticilik yaptım. Bize de neler neler söylendi, neler duyduk. Ben burada bildiklerimi anlatsam bu camianın içindeki bazı insanları tabiri caizse bitiririm, hepsinin ne olduğu belli ama niye sustuk? Ortada bir Beşiktaş var, ona zarar vermemek için, sahip çıkmak için... Divan Kurulu'nda dahi kullanılan ifadeler hepimizin malumu. Bunlar Beşiktaş'a yakışmıyor.
"SEÇİM, ZAMANI GELDİÐİNDE KONUŞULUR"
Beşiktaş'ta seçimli genel kurul yapılalı daha 6 ay oldu ancak bir seçim gündemi yaratıldı gidiyor. Burada bir memnuniyetsizlik olabilir, buna saygı duyarım. Benim de bugünkü yönetimi eleştirmek için onlarca sebebim var, onlarca diyorum ama öyle veya böyle seçileli daha 6 ay olmuş bir yönetim kurulu var. Bir yola girildi. Bir bakalım, bekleyelim, adamlar bir yapabileceklerini yapsınlar. Bu yaptıkları Beşiktaş için hayırlı olmazsa o zaman zaten konuşuruz. Bir seçim gündemi oluşursa ben de o zaman bildiklerimi, gönlümden geçenleri, destekleyeceğim bir aday varsa bunu büyük bir keyifle söylerim. Ama önce bir zaman verelim, destek verelim. Tekrar söylüyorum, herkes bildiği işi yapsın. Biz de taraftarlığımızı yapalım.
Duhuliye.com
İşte Aksoy'un açıklamaları:
"BEŞİKTAŞ KADROSU ÇOK İYİ BİR KADRO"
Beşiktaş bugün liderin gerisine düşmüş durumda ama bizim konuşmaya sezon başından başlamamız lazım. Sezon başında Beşiktaş kadrosuna baktığımızda hepimiz Beşiktaş'ın çok iyi bir takım olduğunu düşünüyorduk. Premier Lig takımı yakıştırmaları yapıldı. Lige başlangıçta da çok heyecan verici bir oyunu vardı Beşiktaş'ın ama daha beş altı hafta sonrasında kayıplar yaşanmaya başladı, eleştiriler başladı. Hep bir ağızdan bir kaos başladı. Sürekli eleştirildiğinizi, sürekli kavganın, kaosun içerisine çekilen bir ortamda olduğunuzu düşünün, bu ortamdan başarı beklenir mi, bu şartlarda başarı elde edilebilir mi? Olmadı... Daha sonrasında Şenol Hoca geldi, iki maçta bir galibiyet bir yenilgi, hemen başladılar yine eleştirmeye. Bir durun, herkes işini yapsın. Yönetim de, teknik heyet de, oyuncular da bırakın işlerini yapsınlar. Bütün bunlar olurken bizim görevimiz ne? Beşiktaş'a destek olmak. Taraftarın görevi bu. Tamam kötü gidişler hepimizin tepkisini çekiyor, canımız yanıyor ama bir duralım. Bunlar Beşiktaş'a ne katıyor, biz ne veriyoruz? Ne ara bu kadar eleştiren bir camia olduk? Şimdi 7 puan fark var, yarıştan uzak kaldık deniliyor. Tarih boyunca hiçbir sezon yoktur ki Beşiktaş kendi içerisindeki birlik beraberliği sağlamadan başarıya ulaşmış olsun. Beşiktaş bunu sağlarsa puan farkı, rakipler önemli değil. Sezon başında söylediğimi tekrarlıyorum: Beşiktaş kadrosu bugün de halen çok iyi bir kadrodur.
"BÜTÇE OLMAZSA BAŞARI OLMAZ"
Beşiktaş'ta sadece futbolda değil, diğer branşlarda da bir memnuniyetsizlik söz konusu. Hepimiz Beşiktaş'ın her branşta şampiyon olmasını isteriz, içinde bulunduğumuz durumda tabi ki bir başarısızlık var ancak şunu da kabul etmek lazım. Amatör branşlar dediğimiz futbol dışı şubelerin gelirleri ne yazık ki yok. Burada hep kişisel özveri durumu söz konusu. Buralar yalnız bırakılmış durumda, sadece parasal olarak değil. Biz Beşiktaşlılar olarak bu takımlarımıza ne kadar sahip çıkabiliyoruz? Ben voleybol takımının maçlarına gidiyorum. Tamam, Sultanlar Ligi'nde değiliz, birinci lig olarak geçiyor yani alt kümedeyiz ama orada zirveye oynuyoruz, üst lige çıkmaya çalışıyoruz. Zirve yolundaki rakibimiz Karayolları ile sahamızda oynadık, bu maçta kaç kişi vardı dersiniz tribünde? Biz salonda 150 - 200 taraftar gördüğümüz zaman mutlu oluyoruz. Beşiktaş gibi büyük bir camia bu taraftara mı oynamalı? Voleybol takımının sponsoru değerli bir dostum, takım play-off oynamaya hak kazanırsa daha da destek vereceğini söylüyor ancak biz ne kadar sahip çıkıyoruz mesele bu. Bugün voleybol liginde de bir oyuncu yıllık 1 milyondan aşağıya oynamıyor. Rakiplerimizin ayırdıkları bütçeye, bir de kendi bütçemize bakalım. Basketbolda da benzer durum söz konusu. Buralarda bütçe olmazsa başarı gelmiyor.
"BEŞİKTAŞ HAFIZASINI KAYBETTİ"
Ben Beşiktaş Divan Kurulu üyesiyim. Divan Kurulu seçimleri öncesinde sosyal medya hesabımda da yazdım. Uğradığı bir haksızlıktan dolayı oyumun ve desteğimin Sayın Yalçın Karadeniz' olduğunu söyledim. Bu sözlerimden dolayı olsa gerek, Sayın Yamantürk beni Hazirun'dan ihraç etti, kongreye katılmam yasaklandı. Geçtiğimiz günlerde Hasan Arat Bey ile bir görüşme yapma imkanım oldu, orada kendisi çok önemli bir ifade kullandı. Beşiktaş hafızasını kaybetti. Buna katılmamak, buna üzülmemek mümkün değil. Ben ne yaptım da benim Divan'a girmemi engelliyorsunuz? Aynı şey Fikret Orman döneminde genel kurul üyelerine de yapıldı. Belki 300-400 insanı dışarıda bıraktı o dönemki Beşiktaş yönetimi. Bugün gelinen durum ortada. Haydi benim eşim dostum, arkadaşlarım, camia içinde bir çevrem var, ben bir şekilde döndüm ama bu insanlar ne yapacak? Ben Beşiktaş'ta en zor zamanda, en çok eleştirilen yönetimlerden birinde beş sene boyunca yöneticilik yaptım. Bize de neler neler söylendi, neler duyduk. Ben burada bildiklerimi anlatsam bu camianın içindeki bazı insanları tabiri caizse bitiririm, hepsinin ne olduğu belli ama niye sustuk? Ortada bir Beşiktaş var, ona zarar vermemek için, sahip çıkmak için... Divan Kurulu'nda dahi kullanılan ifadeler hepimizin malumu. Bunlar Beşiktaş'a yakışmıyor.
"SEÇİM, ZAMANI GELDİÐİNDE KONUŞULUR"
Beşiktaş'ta seçimli genel kurul yapılalı daha 6 ay oldu ancak bir seçim gündemi yaratıldı gidiyor. Burada bir memnuniyetsizlik olabilir, buna saygı duyarım. Benim de bugünkü yönetimi eleştirmek için onlarca sebebim var, onlarca diyorum ama öyle veya böyle seçileli daha 6 ay olmuş bir yönetim kurulu var. Bir yola girildi. Bir bakalım, bekleyelim, adamlar bir yapabileceklerini yapsınlar. Bu yaptıkları Beşiktaş için hayırlı olmazsa o zaman zaten konuşuruz. Bir seçim gündemi oluşursa ben de o zaman bildiklerimi, gönlümden geçenleri, destekleyeceğim bir aday varsa bunu büyük bir keyifle söylerim. Ama önce bir zaman verelim, destek verelim. Tekrar söylüyorum, herkes bildiği işi yapsın. Biz de taraftarlığımızı yapalım.
Duhuliye.com