Vay Canına
Forum Üyesi
Zaman zaman tebdil-i kıyafet yaparak halkın arasına karışan Sultan II. Mahmud’un yolu, bir gün bir köye düşer. Burada tatlı dilli bir ihtiyara rastlar. Bununla ahbablığı epeyce ilerlettik ten sonra adama, İstanbul’a gelirse “Mahmud Ağa” diyerek kendisini aramasını ister. Gel zaman git zaman adam İstanbul’a gelir ve “Mahmud Ağa” isimli ahbabını ararken, saray adam ları tarafından farkedilerek alınır ve padişahın huzuruna götürülür. Birlikte yemek yerlerken, gözleri büyük bir şaşkınlıkla sarayı incelemektedir. Padişaha:
-Bu evi sen mi yaptın, yoksa babandan mı kaldı Mahmud Ağa! Diye sorar. Padişah:-Babamdan kaldı... der. Bunun üzerine adm:-Boşuna sordum. Sen kim, bu evi yapmak kim! Der.
-Bu evi sen mi yaptın, yoksa babandan mı kaldı Mahmud Ağa! Diye sorar. Padişah:-Babamdan kaldı... der. Bunun üzerine adm:-Boşuna sordum. Sen kim, bu evi yapmak kim! Der.