Sen yaralı serçemdin benim. Yüreğime kondun, bense söz eyleyip dilimden uçuramadım seni ya Resûlallah!
Kalbim seninle tanıdı sevdayı, bense kırmızı bir gül verip canana, tanıtamadım seni ya Resûlallah!
Ruhum sensiz kördü, karanlıktı. Sen, gören gözü idin ruhumun. Bense nefs gözlüğümü çıkarıp, gözümün ta içine bakanlara gösteremedim seni ya Resûlallah!
Sen ıslah ettin yüreğimi, huzuru oldun kalbimin. Bense nice sıkıntılı dostlarıma, yüreğimdeki senden bir buket sunup, huzur veremedim ya Resûlallah!
Sen solmasını istemediğim çiçeğiydin ruhumun, bense sünnetullah deryasından bir bardak su dökemedim sana ya Resûlallah!
Sen ziyafet verdin gönlüme, bense hadis sofrasına oturup lezzetini tadamadım ya Resûlallah!
Sen dertlerime ilâçtın, dermandın yaralarıma. Bense gözyaşlarımı su eyleyip içemedim seni ya Resûlallah!
Sen ki ahlâk merdiveninin zirvesindeydin. Bense terbiye çarığını giyip, huzuruna çıkamadım ya Resûlallah!
Sen bir hoşgörü pınarıydın, usulca aktın kalbimin derinliklerine. Bense içerine girip, günah kirlerimi yumamadım ya Resûlallah!
Sen ki yanık sevdamdın benim. Seni göremeyişin, göremeyecek oluşun ümitsizliği ateş olup yaktı beni. Bense Rahman'dan bir damla rahmet dilenip, bu ateşi söndüremedim ya Resûlallah!
Sen olmasan yoktu yüreğim, sen ki her şeydin benim için. Bense hiçbir şeyliğimi bilip, her daim boynumu bükemedim ya Resûlallah!
Yaşanılmaya en lâyık aşk sende idi, görülesi göz, duyulası söz sende. Bense Asr–ı Saadet'e benzemeyen şu ömrümde, seni bulamadım
ya Resûlallah! ...