Bebeğinizi ve kendi sağlığınızı riske atmayın. İşte hamile kalmadan önce dikkat etmeniz ve yapmanız gerekenler...
Sigara içiyorsanız, hamile kalmaya karar verdiğinizde yapmanız gereken en önemli şeylerden biri, sigarayı bırakmak olmalı. Çünkü her sigarayı içişinizde vücudunuza giren nikotin ve diğer zehirler, hamile kalmadan önce bebeğinizin oluşumunu sağlayacak olan yumurtanızın DNA'sına zarar veriyor. Hamilelikte devam ettiğiniz takdirde ise zehir, bebeğinize giden damarlardaki kan akımının bozulmasına, bunun sonucunda bebeğinizin düşük doğum ağırlıklı olmasına, doğumsal sakatlık riskinin artmasına ve en önemlisi 'ani bebek ölümü' diye adlandırılan duruma davetiye çıkartıyor.
Hamile kalmadan önce, en geç siklusun ikinci yarısında alkol alımını tümüyle kesmeniz de çok önemli. Çünkü hamilelik döneminde az miktar alkol alan annelerin bebeklerinde bile düşük doğum ağırlığı ve gelişme geriliği görülebiliyor. Günlük alınan alkol miktarı fazla ise bebeklerde gelişme geriliği, zeka geriliği, iskelet sistemine ait bozukluklar, kalp, karaciğer ve üreme sistemine ait problemler ortaya çıkabiliyor.
Hamilelik öncesinden itibaren temel besin gruplarının tümünden her gün almaya ve günde 3 öğün beslenmeye özen gösterin. Kurutulmuş gıdalar da tüketin.o Karbonhidrat enerji için gerekli olsa da fazlası yağ olarak depolandığı için fazla tüketmeyin.o Ege mutfağını benimseyin. Bu modele bol miktarda et ekleyin.o Dikkatli yemeniz gerekenler ise kilo yapmaları nedeniyle; ekmek, pilav, makarna, hamur tatlıları, mantı, börek, kuruyemiş ve çikolata olmalı.o Kalsiyum, demir ve folik asit gibi önemli vitamin ve mineralleri içeren besinlerden yeterli miktarlarda almayı ihmal etmeyin.o Toksoplazma enfeksiyonu geçirmediyseniz hamile kalmadan 3-4 ay öncesinden itibaren çiğ et yememeniz de çok önemli.o Vejetaryen iseniz hamilelik öncesinde mutlaka protein alımını artırın ve vitamin takviyesine başlayın.
Demir eksikliği kadınların çoğunda görülen önemli bir sağlık sorunu. Hamilelik öncesinde fazla yakınmaya neden olmadığı durumlarda bile halsizlik, yorgunluk, çarpıntı gibi sorunlar hamilelikle beraber artıyor. Ayrıca demir eksikliği anemiye (kansızlığa) de yol açabiliyor. Bunun sonucunda da bebekte gelişme geriliği, annede de çarpıntı, yorgunluk, doğum sonrası kansızlık gelişebiliyor. Hamilelik öncesinde demir eksikliği belirlendiği takdirde tedavinizi kesinlikle ihmal etmeyin.
Bebeklerde en sık rastlanan sakatlığı, 'nöral tüp defektleri' denilen grup oluşturuyor. Beyinden kuyruk sokumuna kadar olan bölgedeki sorunlardan oluşan bu problem folik asit eksikliğiyle çok ilintili oluyor. Buradaki kritik nokta; folik asit alımının hamileliğin oluşumundan önce alınması gerektiği. Hamilelikten önceki 3 aylık dönemden itibaren günde 400 mikrogram alınan folik asit takviyesi, nöral tüp bozukluklarının oluşmasını önlüyor. Folik asit narenciyede, yeşil yapraklı sebzelerde, fındık, badem ve baklagillerde bulunuyor. Hamilelik öncesi dönemden itibaren doğal besinlerle alacağınız folik asit yanında 400 mg folik asit içeren multivitaminler veya folik asit tabletleri kullanmayı ihmal etmeyin.
Hamilelik öncesi ideal kilodan uzak olmak veya hamilelik sürecinde hızla kilo almak da risk oluşturuyor. Fazla kilolar; hamileliğe bağlı gelişen yüksek tansiyon, hamilelikte ortaya çıkan şeker hastalığı gibi son derece ciddi sorunların doğmasına neden olabiliyor. Ayrıca hamilelikte karın ağrısı, bel ağrısı, yorgunluk, nefes alamama, çarpıntı hissinin olması gibi sorunların daha çok hissedilmesine ve vajinal doğum yapacak olan kadınlarda doğumun zor geçmesine yol açabiliyor.
Hamilelik öncesinde ve hamilelik döneminde reçeteli veya reçetesiz satılan tüm ilaçları kullanmadan önce mutlaka hekiminize danışın. Çünkü hiçbir yan etkisi olmayan ilaçlar bile hamilelik döneminde kullanıldığında gelişmekte olan bebeğe zarar verebiliyor. 'Hamilelikte ilaç kullanılmamalıdır' cümlesi ne kadar yanlışsa 'hamilelikte ilaç kullanılır' cümlesi da o kadar yanlıştır. Hekimler hangi ilaçların kullanılabilir olduğunu, bebeğiniz için risk taşıyıp taşımadığını bilirler. Size 'kullanın' dedikleri ilaçların bebeğiniz için güvenli olduğunu bilin.
Üreme organlarının durumu ve hastalıkları hamileliği doğrudan etkiliyor. Örneğin hamilelik öncesi saptandığında basitçe çözümlenebilen yumurtalık kisti, hamilelikte sorun oluyor. Rahme ait bazı bozuklukların da (miyomlar, polipler gibi) hamilelik öncesi saptanması önemli. Bu nedenle hamilelik öncesinde jinekolojik muayeneden geçmeniz büyük önem taşıyor. Yapılan kontrolde Hepatit B, toksoplazma ve Rubella gibi enfeksiyonların değerlendirilebilmesi için gerekli örnekler alınarak testler de yapılıyor.
Hamilelik sürecinde asıl etkili hormon olan 'progesteron' maalesef diş etlerinde hipertrofi, yani çekilme ve kalınlaşma yapıyor. Progesteron olmasa hamilelik devam etmez, dolayısıyla bu hormonu baskılamak doğru değil. Fakat hamilelik öncesinde var olan küçük enfeksiyon odaklarının yok edilmesi ve diş eti bakımının yapılması, bu süreçte diş sağlığı sorunlarınızı en aza indirecektir.
Hamileliği 'yüksek riskli gebelik' durumuna getiren en önemli nedenlerden birini sistemik hastalıklar oluşturuyor. Sistemik bir sağlık sorununuzun olmaması sizi doğuma kadar çok rahat bir dönemin beklediğini gösterirken, var olan ancak saptanmayan ve hamilelik sürecinde ortaya çıkacak bir sorun ise hamileliğinizi ve bebeğinizi ciddi tehdit altına sokabiliyor. Bu nedenle hamilelikten önce mutlaka sizin ve ailenizin sağlık geçmişi sorgulanmalı, tam muayene diye adlandırılan fizik muayene ve tam kan - idrar tahlilleri yapılmalı.