Hastalığın ve komplikasyonlarının tedavilerinde çeşitli yöntemler kullanılır. En sık kullanılan yöntem laparoskopik ameliyatlardır. Safra kesesi ameliyatlarının %5'ten daha azı açık ameliyat ile gerçekleşir. Açık ameliyat yapılmasının en önemli sebebi karın içerisinde önceden geçirilmiş ataklar ya da ameliyatlara bağlı oluşmuş yapışıklıklardır. ERCP ve PTK gerekli olan durumlarda kullanılan diğer tedavi yöntemleridir.
Safra kesesi taşı tedavisi için safra kesesinin alınması işlemi kolesistektomi olarak isimlendirilir. Altın standart kolesistektomi yaklaşımı ise laparoskopik ameliyatlardır. Çeşitli nedenlerle ameliyatın laparoskopik olarak gerçekleştirilmemesi halinde açık ameliyat yöntemi tercih edilebilir. Cerrahi işlem sırasında kesenin bırakılarak sadece taşların alınması günümüzde akılcı bir yaklaşım olarak kabul görür. Bunun sebebi hastalarda yaklaşık 1 yıl içerisinde tekrar taşların meydana gelmesi ve komplikasyon oluşma riskidir.
Genel anestezi altında gerçekleştirilen laparoskopik kolesistektomi ameliyatında operatör hekim hastanın karın bölgesinde 3-4 adet insizyon (kesi) gerçekleştirir. Bu insizyon bölgelerinden küçük ve ışıklı ameliyat aletleri hastanın karın boşluğunun içerisine sokulur ve safra kesesinin çıkarılması sağlanır. Hastalar ameliyat sonrasında bir süre gözlenir ve istenmeyen bir durumla karşılaşılmaması halinde genellikle aynı gün veya operasyon sonrası günde taburcu edebilirler.
Laparoskopik kolesistektomi ameliyatı olan kişilerde ishal gelişmesi normal kabul edilir. Bu durum ameliyat sonrasında, kişilerde safranın direkt olarak karaciğerden ince bağırsağa geçişinden kaynaklanır. Konsantre forma geçemeyen safra bağırsaklarda laksatif etki gösterir ve dışkının sulu hale gelmesine neden olur. Bu durumun üstesinden gelmede atılacak en önemli adımlardan biri öğünler ile birlikte yağ içeriği yüksek gıdaların tüketiminden kaçınmaktır.
Cerrahi dışında medikal tedavi ve litotripsi adı verilen yöntem ile de safra kesesi taşlarına müdahale edilebilir. Medikal tedavi günümüz şartlarında gelişen ameliyathane ve prosedür şartları nedeniyle tercih edilir. Opere olması olanaksız olan kişilerde özellikle kolesterol kaynaklı oluşan taşlarda ursodiol etken maddeli ilaçlara başvurulabilir. Bu ilaçların kullanımında günde 2 ile 4 kez değişen dozlarda alınması, safra kesesi taşlarını geçirmelelerinin yılları bulabilmesi ve tedavinin sonlandırılmasını takiben hastalarda tekrar taş oluşumunun gözlenmesi gibi problemlerle karşılaşılabilir.
Litotripsi ameliyat dışı safra kesesi taşı tedavisinde başvurulabilen bir diğer yöntemdir. Bu uygulamada kişiye şok dalgaları verilerek taşlarının daha küçük parçalara ayrılması sağlanır.
Safra kesesi taşı gelişiminden ve taşa bağlı olumsuz etkilerden korunmak adına hekimlerin bilgisi ve önerisi dahilinde yapılabilecek bir takım beslenme değişiklikleri mevcuttur:
Kızartmalar gibi yağ içeriği yüksek gıdalardan kaçınmak ve düşük yağlı besinlerle beslenmek
Beslenme programına bağırsak hareketlerini kolaylaştırıcı etki gösteren lif içeriği yüksek gıdalar eklemek
Kahve safra kesesi taşı ve diğer hastalıklarına karşı koruyucu etki gösterebilir ancak yüksek düzeyde kafein içeren içeceklerden, yüksek yağlı süt ürünlerinden ve şeker içeriği yüksek tatlı gıdalardan diyare (ishal) yapıcı etkileri nedeniyle uzak durulması önerilir.
Sindirimi kolaylaştırmak adına öğünleri küçülterek beslenmek ve günlük en az 6-8 bardak su tüketmek yapılabilecek diğer beslenme uygulamaları arasında yer alır.
Safra kesesi taşı veya gelişme riski bulunan kişiler kilo verirken yavaş kilo verme yöntemlerini seçmesi önerilir. Hızlı şekilde kilo vermek hem safra kesesi taşı gelişimine hem de diğer sağlık problemlerine neden olabileceği için dikkatli olunmalıdır. Hızlı şekilde kilo verdiren bariatrik cerrahi tedavilerini geçirmiş ya da geçirecek olan hastalar kendilerine en uygun yöntemi tercih etmelidir. Mide balonu nedir diye araştırıldığında obezite cerrahisi içerisindeki yöntemlerden daha az kiloyu daha uzun sürede kaybedildiğini görebilirler.
Safra kesesi taşı belirtileri ve diğer şikayetler zaman içerisinde ortaya çıkıp sonrasında kaybolabilir. Özellikle 5 saati geçen karın ağrısı şikayetinde, sarılık belirtilerinin eşlik etmesi halinde, dışkının beyaz renkte olması halinde ve bu belirtilere terleme, üşüme, titreme ve ateş gibi diğer şikayetlerin eşlik etmesi durumunda sağlık kuruluşlarına başvurmanız önerilir.