Fotospor yazarı Mehmet Eyüp Yardımcı, Beşiktaş'taki son gelişmeleri kaleme aldı
Beşiktaş'ın Ankaragücü karşısında kazanacını sadece tabeladaki yazan sonuç olarak sınırlandırmamalı. Sergen Yalçın sonrasında süreç yönetememe handikapı ile Beşiktaş hep bir şeyleri silip yeniden başlamak zorunda kaldı.Önder Karaveli, Valerien İsmael ve Şenol Güneş.Valerien İsmael ile başlayan süreç adına yeni bir proje ve sabır denildi. Bu doğrultuda yeni bir takım oluşturuldu, önemli unsur teknik direktör ve sistemi denildi. İlk 45 dakikalık süreçlerine övgüler dizildi Valeiren İsmael'in bu 45 dakikalar 60-70 dakikalara çıkarsa Beşiktaş rakiplerini sahada silindir gibi ezer, geçer denildi, denildi...Anlı, şanlı Türk spor medyası sonra neden ve nasıl olduğu bilinmez şekilde yine aynı hastalığa tutulup, futbol kamuoyunu başka yöne kanalize etti. O göklere çıkarılan Valerien İsmael "Yeniköy Kasabından" hallice bir şekilde gönderildi.Valerien İsmael sonrasında her şey bilindik bir isim üzerinde şekillendi "Şenol Güneş"Şenol Güneş ilk resmi maçı Ümraniye maçında bugün artık 7-8 oyuncusunun gidenler listesinde adı yazılan kadrosuna oyuncularıyla, yaptığı oyuncu değişiklikleriyle takımını galibiyete taşırken gelecek adına ne kadro konuşuldu, ne de Şenol Güneş'in bugünlerde birçok futbol yazarı, yorumcusu ve muhabirinin ağzında pelezenk ettiği "bu kadro Şenol Güneşin değil o yüzden işin günahını ona yükleyemeyiz!" sözü..Şimdi Şenol Güneş o kadroyu görüp, bilerek bu takımın başına teknik direktör olmadı mı? Attığı imza yükümlülüklerini ortaya çıkarmadı mı?Burada tek kazançlı (şampiyonluk yarışından takımın kopmasına, eleştiriler ve istifa seslerinin yükselmesine rağmen) yönetim olmuştur.Ülkemizde futbol kulübü yönetme aklı bir kere daha kendini kurtarmıştır. Kimin sayesinde anlı, şanlı spor medyası sayesinde...Şimdi ise konuşulan yeni konu yani aslında Beşiktaş üzerinden sömürülecek yeni mevzuu ne? Önümüzdeki sezon için takımın yeniden bu sefer Şenol Güneş felsefesi doğrultusunda şekillendirilmesi.Yönetme felsefesi olmayan kulüplerin, felsefesi olduğuna inandığı teknik direktörlerin gölgesinde işlerini yürütme dümeni. Sezon bitimi itibariyle izleyin bakalım spor medyasını Beşiktaş üzerinden nasıl bir sömürü düzeni kuracak.Hele hele Beşiktaş yönetimi bu transfer döneminde tıpkı Galatasaray gibi daha tanınmış isimleri kadrosuna katmak planları içinde iken.Hangi parayla? Hangi ekonomik yapıyla? Herhalde sayın yönetim heyetinin bir ekonomik planı vardır. Yoksa sokağa atılan sadece elden gitmiş bir sezon olmaz, bu sezonun ardından doğacak ekonomik zararı da görmek gerekir.Maça gelecek olursak, Beşiktaş, üç haftalık süren kazanamama sürecini Ankaragücü karşısında nihayet sonlandırdı. Sahaya;MertOnur - Tayyip - Omar Colley - MasuakuHadziahmetovicRadmond - Salih - Gedson - CenkAboubakar onbiri ile çıktı ve gördük ki! Şenol Güneş kendi dönemine dair ilk oyuncu tercihlerini sahaya Onur ve Colley ile yansıttı, Rosier ile Saiss yedek kulübesinde. Beşiktaşlı futbolcular bir önceki maçtaki ruh haliyetini bir kenara bırakmış izlenimi verdiler ve üretkenlik adına ortaya bir şeyler koydular. Onur, Rosier'e göre daha çok hücuma katkı vermeye çalıştı ama unutmamak gerekir ki Ghezzal yokluğunda Rosier'i çokta yerden yere vurmanın gereği yok.Beşiktaşın sonucu daha rahat elde edememişinin tek sebebi ise bu üretkenliği sonuca götürememesi. Cenk Tosun gibi bir futbolcunun, Ankaragücü kalecisi Gökhan'ın üstüne gönderdiği vuruşlarının ana sebebi kendisini Amerika'ya doğru götürücek transfer haberlerimidir? Bilmiyoruz ama o vuruş eksiklikleri Beşiktaş'ı maç içinde Ankaragücü'nün pozisyonları sonrasında sıkıntıda bıraktı.Beşiktaş bu maçtada puan kaybetse idi tribünlerdeki coşkunun rüzgarı tersten esecekti ve yönetimi sıkıntıya sokacaktı.Beşiktaş sadece üç puan kazandı, gelecek adına en azından sezon içinde kafalarda hâlâ cevabı Şenol Güneş'te saklı sorular var. Özellikle orta saha ve hücum hattı düzenlenmesi konusunda.Beşiktaş süreç yönetememe etkisiyle bir yaprak gibi sürükleniyor, Avrupa arenasından uzak zamanlarda hep yeni bir yol haritasıyla yola çıkmaya çalışıp, maalesef kısırdöngü içinden sir türlü çıkamayarak yerinde sayıyor. Bu işin maddi ve manevi yorgunluğu ise camiada, tribünlerde huzurluk yaşatıyor.Dileğimiz Beşiktaş artık kalıcı bir yol haritasıyla geleceğe bakar.
Beşiktaş'ın Ankaragücü karşısında kazanacını sadece tabeladaki yazan sonuç olarak sınırlandırmamalı. Sergen Yalçın sonrasında süreç yönetememe handikapı ile Beşiktaş hep bir şeyleri silip yeniden başlamak zorunda kaldı.Önder Karaveli, Valerien İsmael ve Şenol Güneş.Valerien İsmael ile başlayan süreç adına yeni bir proje ve sabır denildi. Bu doğrultuda yeni bir takım oluşturuldu, önemli unsur teknik direktör ve sistemi denildi. İlk 45 dakikalık süreçlerine övgüler dizildi Valeiren İsmael'in bu 45 dakikalar 60-70 dakikalara çıkarsa Beşiktaş rakiplerini sahada silindir gibi ezer, geçer denildi, denildi...Anlı, şanlı Türk spor medyası sonra neden ve nasıl olduğu bilinmez şekilde yine aynı hastalığa tutulup, futbol kamuoyunu başka yöne kanalize etti. O göklere çıkarılan Valerien İsmael "Yeniköy Kasabından" hallice bir şekilde gönderildi.Valerien İsmael sonrasında her şey bilindik bir isim üzerinde şekillendi "Şenol Güneş"Şenol Güneş ilk resmi maçı Ümraniye maçında bugün artık 7-8 oyuncusunun gidenler listesinde adı yazılan kadrosuna oyuncularıyla, yaptığı oyuncu değişiklikleriyle takımını galibiyete taşırken gelecek adına ne kadro konuşuldu, ne de Şenol Güneş'in bugünlerde birçok futbol yazarı, yorumcusu ve muhabirinin ağzında pelezenk ettiği "bu kadro Şenol Güneşin değil o yüzden işin günahını ona yükleyemeyiz!" sözü..Şimdi Şenol Güneş o kadroyu görüp, bilerek bu takımın başına teknik direktör olmadı mı? Attığı imza yükümlülüklerini ortaya çıkarmadı mı?Burada tek kazançlı (şampiyonluk yarışından takımın kopmasına, eleştiriler ve istifa seslerinin yükselmesine rağmen) yönetim olmuştur.Ülkemizde futbol kulübü yönetme aklı bir kere daha kendini kurtarmıştır. Kimin sayesinde anlı, şanlı spor medyası sayesinde...Şimdi ise konuşulan yeni konu yani aslında Beşiktaş üzerinden sömürülecek yeni mevzuu ne? Önümüzdeki sezon için takımın yeniden bu sefer Şenol Güneş felsefesi doğrultusunda şekillendirilmesi.Yönetme felsefesi olmayan kulüplerin, felsefesi olduğuna inandığı teknik direktörlerin gölgesinde işlerini yürütme dümeni. Sezon bitimi itibariyle izleyin bakalım spor medyasını Beşiktaş üzerinden nasıl bir sömürü düzeni kuracak.Hele hele Beşiktaş yönetimi bu transfer döneminde tıpkı Galatasaray gibi daha tanınmış isimleri kadrosuna katmak planları içinde iken.Hangi parayla? Hangi ekonomik yapıyla? Herhalde sayın yönetim heyetinin bir ekonomik planı vardır. Yoksa sokağa atılan sadece elden gitmiş bir sezon olmaz, bu sezonun ardından doğacak ekonomik zararı da görmek gerekir.Maça gelecek olursak, Beşiktaş, üç haftalık süren kazanamama sürecini Ankaragücü karşısında nihayet sonlandırdı. Sahaya;MertOnur - Tayyip - Omar Colley - MasuakuHadziahmetovicRadmond - Salih - Gedson - CenkAboubakar onbiri ile çıktı ve gördük ki! Şenol Güneş kendi dönemine dair ilk oyuncu tercihlerini sahaya Onur ve Colley ile yansıttı, Rosier ile Saiss yedek kulübesinde. Beşiktaşlı futbolcular bir önceki maçtaki ruh haliyetini bir kenara bırakmış izlenimi verdiler ve üretkenlik adına ortaya bir şeyler koydular. Onur, Rosier'e göre daha çok hücuma katkı vermeye çalıştı ama unutmamak gerekir ki Ghezzal yokluğunda Rosier'i çokta yerden yere vurmanın gereği yok.Beşiktaşın sonucu daha rahat elde edememişinin tek sebebi ise bu üretkenliği sonuca götürememesi. Cenk Tosun gibi bir futbolcunun, Ankaragücü kalecisi Gökhan'ın üstüne gönderdiği vuruşlarının ana sebebi kendisini Amerika'ya doğru götürücek transfer haberlerimidir? Bilmiyoruz ama o vuruş eksiklikleri Beşiktaş'ı maç içinde Ankaragücü'nün pozisyonları sonrasında sıkıntıda bıraktı.Beşiktaş bu maçtada puan kaybetse idi tribünlerdeki coşkunun rüzgarı tersten esecekti ve yönetimi sıkıntıya sokacaktı.Beşiktaş sadece üç puan kazandı, gelecek adına en azından sezon içinde kafalarda hâlâ cevabı Şenol Güneş'te saklı sorular var. Özellikle orta saha ve hücum hattı düzenlenmesi konusunda.Beşiktaş süreç yönetememe etkisiyle bir yaprak gibi sürükleniyor, Avrupa arenasından uzak zamanlarda hep yeni bir yol haritasıyla yola çıkmaya çalışıp, maalesef kısırdöngü içinden sir türlü çıkamayarak yerinde sayıyor. Bu işin maddi ve manevi yorgunluğu ise camiada, tribünlerde huzurluk yaşatıyor.Dileğimiz Beşiktaş artık kalıcı bir yol haritasıyla geleceğe bakar.