Masis Kuyumcu, Duhuliye.com için yazdı...
Konya deplasmanı her takım için zor bir deplasman, herkesin tahmini Beşiktaş'ın zorlanması yönündeydi. Öyle de oldu. Beşiktaş enteresan bir golle mağlup başladığı maçı. Bitime saniyeler kala, Josef'in golüyle kazanmayı başardı.
Konyaspor karşısında altı net gol pozisyonunu kurtaran Mert Günok'un maça ısınmadan yediği golden dolayı kızmamak lazım, hocanın da artık hastalık haline gelmiş olan geri pas alışkanlığına bir teşhis koyması şart oldu. Santrforun bırakıp gittiği bir zamanda bu galibiyet ilaç gibi geldi.
Şenol Güneş takım içinde sürekli bir arayış içinde... Konyaspor karşısında da Saiss'i ilk kez defansın önünde denedi başarılı bir maç çıkardı. Yine de olağanüstü bir durum olmadığı sürece herkesin kendi mevkisinde oynaması lazım. Bu sonradan oyuna giren oyuncular için de geçerli.
Olağanüstü yeteneklere sahip olan Gedson ve Josef alkışı fazlası ile hak ettiğini düşünüyorum. Ama neden forvet arkasına Dele Alli'yi hoca daha erken oyuna almadı.
Yalnız maçın son dakikaları yine her zamanki gibi klasikleşmiş korku filmi gibi geçti. Takıma yeni katılan oyuncular olacak onlarda takıma adapte olduğunda çok farklı bir Beşiktaş izleyeceğiz.
Beşiktaş Şenol Güneş ile her maç gelişen, yeni alınacak isimlerle de üstüne koyan bir görüntü vereceğini düşünüyorum. Takımda eksik olan şey rakip kaleyi gördüğünde şut çekmeyi aklına getirecek oyuncu. Ghezzal bir türlü düzelmedi onun yokluğu da takımı olumsuz yönde etkiliyor.
Ara Transfer sezonunda kim alınırsa alınsın mutlaka bir eleştiri getiren kesim oluyor. Herkesin beklentisi farklı ama bırakalım o gelsin bu gitsin muhabbetini, Takımın başında Şenol hoca var, Kulübü yönetsin haklarına sahip çıksın diye seçilmiş Başkan sayın Ahmet Nur Çebi ve yöneticileri var.
Örneğin...
Bir restorana gidip yemek siparişi verince, aşçının içerisine koyduğu malzemeyi soruşturuyor muyuz? Vermiş olduğumuz siparişi beğenirsek yiyoruz, beğenmediğiniz an gönderiyoruz . Daha sonra da o mühesseseyi eleştirip tavsiye etmiyoruz... Bu kadar basit olay aslında...
Kulüplerin izlemesi gereken en mantıklı yol ise şöyle olmalı scout hocaya önermeli, hoca da bu listeden tercih etmeli yani herkes işine bakmalı.
Genellikle alınan oyuncularla, yapılan sözleşmeler mali açıdan kulüpler güçlü olmadığı için oyuncu lehine oluyor. Bu oyuncuları getirmek için de ciddi tavizler veriliyor. Eğer oyuncu standartlarını değiştirmek istemiyorsa kulübünde kalıyor. Gönül ister ki transferler zamanında yapılsın, bazı etkenlerden dolayı zor oluyor.
Bu sadece Beşiktaş için değil. Birçok kulüp içinde böyle.
Bize düşen beklemek acele etmemek, başkan ve transferden sorumlu yönetici, ilgili profesyonellerle ve scout ekibiyle birlikte uygun gördükleri şekilde kadro mühendisliğini en iyi şekilde gerçekleştirir, onlara yeterli zamanı vermeli acele etmemeyi öğrenmeliyiz
Konya deplasmanı her takım için zor bir deplasman, herkesin tahmini Beşiktaş'ın zorlanması yönündeydi. Öyle de oldu. Beşiktaş enteresan bir golle mağlup başladığı maçı. Bitime saniyeler kala, Josef'in golüyle kazanmayı başardı.
Konyaspor karşısında altı net gol pozisyonunu kurtaran Mert Günok'un maça ısınmadan yediği golden dolayı kızmamak lazım, hocanın da artık hastalık haline gelmiş olan geri pas alışkanlığına bir teşhis koyması şart oldu. Santrforun bırakıp gittiği bir zamanda bu galibiyet ilaç gibi geldi.
Şenol Güneş takım içinde sürekli bir arayış içinde... Konyaspor karşısında da Saiss'i ilk kez defansın önünde denedi başarılı bir maç çıkardı. Yine de olağanüstü bir durum olmadığı sürece herkesin kendi mevkisinde oynaması lazım. Bu sonradan oyuna giren oyuncular için de geçerli.
Olağanüstü yeteneklere sahip olan Gedson ve Josef alkışı fazlası ile hak ettiğini düşünüyorum. Ama neden forvet arkasına Dele Alli'yi hoca daha erken oyuna almadı.
Yalnız maçın son dakikaları yine her zamanki gibi klasikleşmiş korku filmi gibi geçti. Takıma yeni katılan oyuncular olacak onlarda takıma adapte olduğunda çok farklı bir Beşiktaş izleyeceğiz.
Beşiktaş Şenol Güneş ile her maç gelişen, yeni alınacak isimlerle de üstüne koyan bir görüntü vereceğini düşünüyorum. Takımda eksik olan şey rakip kaleyi gördüğünde şut çekmeyi aklına getirecek oyuncu. Ghezzal bir türlü düzelmedi onun yokluğu da takımı olumsuz yönde etkiliyor.
Ara Transfer sezonunda kim alınırsa alınsın mutlaka bir eleştiri getiren kesim oluyor. Herkesin beklentisi farklı ama bırakalım o gelsin bu gitsin muhabbetini, Takımın başında Şenol hoca var, Kulübü yönetsin haklarına sahip çıksın diye seçilmiş Başkan sayın Ahmet Nur Çebi ve yöneticileri var.
Örneğin...
Bir restorana gidip yemek siparişi verince, aşçının içerisine koyduğu malzemeyi soruşturuyor muyuz? Vermiş olduğumuz siparişi beğenirsek yiyoruz, beğenmediğiniz an gönderiyoruz . Daha sonra da o mühesseseyi eleştirip tavsiye etmiyoruz... Bu kadar basit olay aslında...
Kulüplerin izlemesi gereken en mantıklı yol ise şöyle olmalı scout hocaya önermeli, hoca da bu listeden tercih etmeli yani herkes işine bakmalı.
Genellikle alınan oyuncularla, yapılan sözleşmeler mali açıdan kulüpler güçlü olmadığı için oyuncu lehine oluyor. Bu oyuncuları getirmek için de ciddi tavizler veriliyor. Eğer oyuncu standartlarını değiştirmek istemiyorsa kulübünde kalıyor. Gönül ister ki transferler zamanında yapılsın, bazı etkenlerden dolayı zor oluyor.
Bu sadece Beşiktaş için değil. Birçok kulüp içinde böyle.
Bize düşen beklemek acele etmemek, başkan ve transferden sorumlu yönetici, ilgili profesyonellerle ve scout ekibiyle birlikte uygun gördükleri şekilde kadro mühendisliğini en iyi şekilde gerçekleştirir, onlara yeterli zamanı vermeli acele etmemeyi öğrenmeliyiz