Mircx
Forum Üyesi
- Katılım
- 12 Ara 2022
- Mesajlar
- 3,403
- Puanları
- 0
İstanbul'da imzalanmasının ardından yaklaşık bir yıl sonra 17 Temmuz'da Rusya, Ukrayna'nın küresel piyasaya tarım ürünleri ihraç etmesine izin veren Karadeniz Tahıl Girişimi'ni (KTG) yenilememe kararı aldı. Bu girişim, BM Genel Sekreteri'nin de vurguladığı üzere 'buna büyük bir ihtiyaç duyan dünyaya bir umut ışığı' olmuştu. Rusya'nın kritik bir küresel gıda tedarikçisi olan Ukrayna'ya karşı başlattığı saldırı savaşından önce dünya arpa üretiminin beşte biri; mısırın altıda biri ve buğdayın sekizde biri Ukrayna'dan geliyordu. Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi, tahıl tarla ve silolarına saldırması ve Ukrayna limanlarını bloke etmesinin ardından küresel gıda fiyatları rekor seviyelere yükseldi ve birçok ithalatçı ülke için ihtiyaç duyulan gıda arzını tehlikeye soktu. Karadeniz Tahıl Girişimi, Ukrayna'dan yapılan tarımsal ihracat için yaşamsal bir güzergâh oluşturmayı ve küresel gıda fiyatlarını düşürmeyi amaçlıyordu. Birçok zorluğa rağmen KTG asıl amacına ulaştı. Ağustos 2022'den bu yana Ukrayna'dan 45 farklı ülkeye yapılan yaklaşık 33 milyon ton tahıl ve gıda ihracatı, Rusya'nın saldırısından kısa bir süre sonra rekor seviyeye ulaşan küresel gıda fiyatlarının yaklaşık %25 oranında düşürülmesinde etkili bir rol oynadı. Kamuoyuyla paylaşılan ticaret verilerinin de gösterdiği üzere buğdayın üçte ikisi de dâhil olmak üzere tahılın yarıdan fazlası gelişmekte olan ülkelere gönderildi. Bununla birlikte KTG, Dünya Gıda Programı (WFP) için de tahıla sürekli bir erişim sağladı. 2023'te Afganistan, Cibuti, Etiyopya, Kenya, Somali, Sudan ve Yemen gibi gıda güvenliğinin en alt seviyede olduğu ülkelerdeki insani yardım operasyonlarını desteklemek amacıyla sağlanan buğdayın %80'ini Ukrayna tedarik etti. Dünyanın benzeri görülmemiş bir gıda kriziyle karşı karşıya olduğu bir dönemde Karadeniz güzergâhının yokluğu halinde WFP tahılı başka bir bölgeden, daha yüksek fiyatla ve daha uzun bir teslimat süresiyle temin etmek zorunda kalacaktır. BM Genel Sekreteri [Rusya'nın] endişelerini gidermek için çalışma yapılması yönündeki önerilerini yinelemesine rağmen, Rusya bu kararı almıştır. Rusya suçu başkasına atmak için, kendi tarım ihracatının yeterince kolaylaştırılmadığını iddia ediyor. Ancak bu iddia, Rusya'nın tarım ihracatının iyi gittiğini gösteren kamuya açık ticaret verilerince doğrulanmamaktadır. Rusya, gübre ihracatı konusunda KTG'ye paralel olarak hazırlanan ve BM ile imzalanan Mutabakat Zaptı'ndan da önemli kazanımlar elde etmiştir. BM, düzenleyici çerçeveleri açıklığa kavuşturmak; bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde özel çözümler bulmak amacıyla özel sektörle işbirliği yapmak için durmaksızın çaba sarf etmiştir. Bu çabalar AB ve ortaklarıyla yakın işbirliği içinde yürütülmüştür. Rusya tarafından yayılan yalanların aksine, AB gerçekten de yaptırımlarımızın küresel gıda güvenliği üzerinde hiçbir olumsuz etkisi olmamasını sağlamıştır. Rusya'nın üçüncü ülkelere gıda ve gübre ihracatı konusunda herhangi bir yaptırım söz konusu değildir ve AB, üçüncü ülkelere yapılan bu transferlere izin verildiğini açıklığa kavuşturarak ekonomik operatörlere kapsamlı bir rehberlik sağlamıştır. Ayrıca ilgili ödemelere izin verilmesi için BM ile birlikte çalıştık. Bu bilinen ve doğrulanabilir gerçeklere rağmen Rusya, gıdayı bir silah olarak kullanarak ve küresel gıda arzını tehlikeye atarak KTG'den çekilmeye karar verdi. Girişimden çekildikten saatler sonra Rusya, sadece Karadeniz'de değil Tuna Nehri'nde de her gün hedefli saldırılarla Ukrayna'nın tahıl depolama tesislerini ve liman altyapısını tahrip etmeye başladı. Bu durumun ani bir sonucu olarak, toptan buğday ve mısır fiyatları Rusya'nın saldırı savaşının başlamasından bu yana en büyük artışını gösterdi. Rusya küresel gıda arzını kasıtlı olarak baskı altında tuttuğu sürece artan gıda fiyatlarındaki dalgalanmanın devam etmesi, küresel hayat pahalılığı krizini ağırlaştırması ve en çok da ithalata bağımlı ülkelerdeki gıda güvencesi olmayan insanları etkilemesi muhtemeldir.* Bu kabul edilemez ve kararlılıkla kınanması gereken bir durumdur. Dünya arz kesintileri ve yüksek fiyatlarla uğraşırken, Rusya kendi yarattığı bir sorunu çözüyormuş gibi davranarak, özellikle Afrika'daki dezavantajlı ülkelere sınırlı tahıl sevkiyatı teklifleriyle yaklaşmaktadır. Bu, gıdayı kasıtlı olarak bir silah olarak kullanmaya yönelik iyi niyetli olmayan bir politikadır. Rusya'nın sorumsuz eylemlerine karşılık olarak AB üç ana hat üzerinde faaliyet göstermektedir. İlk olarak, Birleşmiş Milletler ve Türkiye'nin Karadeniz Tahıl Girişimi'nin yeniden başlatılmasına yönelik yoğun çabalarını desteklemeye devam edeceğiz. İkinci olarak, Ukrayna'nın tarımsal ihracatının AB üzerinden küresel pazarlara ulaşması için alternatif güzergâhlar olarak "Dayanışma Hatlarımızı" güçlendirmeye devam ediyoruz. Bu hatlar bugüne kadar Ukrayna'nın 41 milyon tondan fazla tarımsal ürününün ihraç edilmesini sağlamıştır ve Rusya'nın KTG'ni sona erdirmesinin sonuçlarını hafifletmek amacıyla bu rakamı mümkün olduğunca arttırıyoruz. Üçüncü olarak, 2024 yılına kadar gıda güvenliği için 18 milyar Avro sağlayarak en çok ihtiyaç duyan ülkelere ve insanlara yönelik mali desteğimizi arttırmış bulunuyoruz. Uluslararası toplumu ve tüm ülkeleri küresel gıda güvenliğini desteklemek üzere kendi yardımlarını arttırmaya çağırıyoruz. Tüm ortaklarımızdan, Afrika Birliği'nin yaptığı gibi, Rusya'yı müzakerelere dönmeye ve Ukrayna'nın tarımsal altyapısını hedef almaktan kaçınmaya önemle davet etmelerini istiyoruz. Net ve tek bir sesle Rusya'nın KTG'ne yeniden katılmasını sağlayabiliriz. Küresel gıda güvenliğinin sorumlu bir şekilde yönetilmesi dünyanın ortak menfaatinedir. En büyük ihtiyaç sahibi olan insanlara bunu borçluyuz.