Yedi buçuk ay süren dehşetin ardından Ukrayna savaşında sona yaklaşıldı gibi görünüyor. Donbas bölgesindeki dört yerleşim merkezinde yapılan Batı'nın "düzmece" olarak tanımladığı referandumlarda halkın yüzde 99 oranında Rusya'ya bağlanmayı istedikleri sonucu çıkması üstüne AB'nin Moskova'ya yeni bir dizi yaptırım uygulama girişimi belli ki Kremlin'in patronu Putin'i soluksuz bırakmayı amaçlıyor. Bunun üstüne Ukrayna ordusunun Rus birliklerini püskürtmedeki başarısı, ağır bir kuşatmadan sonra Donbas bölgesindeki stratejik yerleşim birimlerinden Lyman'ı geri alması savaşın son aşamasına gelindiği değerlendirmelerine yol açıyor. Bölgeden gelen haberlere göre Lyman'da mahsur kalan 1,500 Rus askerinin Ukrayna ordusuna esir düştüğü de anlaşılıyor.
Öte yandan Fransız Franceinfo haber sitesinde Fransız ordusunun emekli subaylarından Guillaume Ancel'le yapılan bir söyleşi yayımlandı. Ancel söyleşide Ukrayna Ordusu'nun üçüncü bir karşı saldırı hazırlığı içinde olduğuna dikkat çekerek, "Bu karşı saldırı Rus ordusuna ölümcül darbe indirebilir,"dedi. Ancel, söyleşide zaten bir süredir askeri alanda Rus ordusunun savaşı kaybettiğine dikkat çekerek, Donbas bölgesindeki dört yerleşim birimini, referandumların ardından ilhak eden Putin'in, bu kararını haklı gösterme çabalarını da "son çırpınışları" olarak niteledi.
Ancel'e göre Rus ordusu gerek moral, gerekse lojistik bakımdan bitik durumda. Ukrayna'nın güneyindeki Herson bölgesinde direniyor, ancak direnci çok yakında kırılabilir. Ancel söyleşide şu ifadeleri de kullanıyor:
"Rusların direnecek güçleri kalmadı. Ama hemen de pes etmeyeceklerdir. Hezimetlerini hemen ilan edeceklerini sanmıyorum. Biraz daha zaman kazanmaya çalışacaklardır. Putin ordusunu perişan etti. Siz bakmayın onun nükleer güç kullanma tehditlerine. Bunu yaparak savaş alanında uğradığı hezimeti ört bas etmeye çalışıyor."
Franceinfo muhabirinin, Rusya'da kısmi seferberlik ilanıyla 300 bin yedek askerin göreve çağırılmasının Ukrayna savaşındaki durumu değiştirip değiştirmeyeceği sorusuna Guillaume Ancel şu cevabı verdi:
"Hayal görmesinler. Bir kere kısmi seferberlik ilan etmekte çok geç kaldılar. Üstelik de plansız programsız bir girişim. Nasıl yapacaklar? Yangın bütün evi sarmış, itfaiyeyi çağırmak yeni akıllarına geliyor. Ayrıca Ruslar'ın savaşmaya hiç niyetleri olmadığını, Ukrayna halkına karşı da en ufak bir düşmanlık beslemediklerini görüyoruz.
"Diyelim ki yedekleri askere almayı başardılar. Onları nasıl savaştıracaklar? Halihazırdaki Rus ordusu zaten son derece düzensiz ve lojistik destekten yoksun. Yedeklere düzeni ve lojistik desteği nasıl sağlayacaklar? Bugün Rus Ordusu tam anlamıyla hezimete uğramıştır."
Geçtiğimiz Mart ayında Fransız düşünür Alexander Adler, Belçika'da yayımlanan Le Soir gazetesinde çıkan demecinde Ukrayna Savaşı nedeniyle yıpranan Putin'e, Haziran'da Kremlin içinde bir "saray darbesi" yapılacağı tahmininde bulunmuştu. Moskova'dan gelen haberler Rusya liderinin fena halde sıkıştığını gösteriyor. Belki Adler tarihte yanıldı ama saray darbesi yapılacak gibi de bir hava var.
Öte yandan Putin'in bir dönem müttefikleri oldukları izlenimi veren Çin, Kazakistan gibi ülkeler de son zamanlarda orta yolu tercih edip "savaşların görüşmeler yoluyla bitirilmesinden yana olduklarını ve Ukrayna'nın doğu bölgesinin ilhakını onaylamadıklarını" açıkça beyan etmişlerdi.
Putin'le ilişkileri iyi tutmaya çalışan hükümetler yok değil. Örneğin Ankara. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Putin'le her zaman iyi ilişkiler içinde olduğunu gizlemiyor, hatta ondan aldığı destekle Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üye olma hesapları da yapıyor. Ama benden söylemesi. Kendisi himmete muhtaç dede, gayrıya nasıl himmet ede?
Öte yandan Fransız Franceinfo haber sitesinde Fransız ordusunun emekli subaylarından Guillaume Ancel'le yapılan bir söyleşi yayımlandı. Ancel söyleşide Ukrayna Ordusu'nun üçüncü bir karşı saldırı hazırlığı içinde olduğuna dikkat çekerek, "Bu karşı saldırı Rus ordusuna ölümcül darbe indirebilir,"dedi. Ancel, söyleşide zaten bir süredir askeri alanda Rus ordusunun savaşı kaybettiğine dikkat çekerek, Donbas bölgesindeki dört yerleşim birimini, referandumların ardından ilhak eden Putin'in, bu kararını haklı gösterme çabalarını da "son çırpınışları" olarak niteledi.
Ancel'e göre Rus ordusu gerek moral, gerekse lojistik bakımdan bitik durumda. Ukrayna'nın güneyindeki Herson bölgesinde direniyor, ancak direnci çok yakında kırılabilir. Ancel söyleşide şu ifadeleri de kullanıyor:
"Rusların direnecek güçleri kalmadı. Ama hemen de pes etmeyeceklerdir. Hezimetlerini hemen ilan edeceklerini sanmıyorum. Biraz daha zaman kazanmaya çalışacaklardır. Putin ordusunu perişan etti. Siz bakmayın onun nükleer güç kullanma tehditlerine. Bunu yaparak savaş alanında uğradığı hezimeti ört bas etmeye çalışıyor."
Franceinfo muhabirinin, Rusya'da kısmi seferberlik ilanıyla 300 bin yedek askerin göreve çağırılmasının Ukrayna savaşındaki durumu değiştirip değiştirmeyeceği sorusuna Guillaume Ancel şu cevabı verdi:
"Hayal görmesinler. Bir kere kısmi seferberlik ilan etmekte çok geç kaldılar. Üstelik de plansız programsız bir girişim. Nasıl yapacaklar? Yangın bütün evi sarmış, itfaiyeyi çağırmak yeni akıllarına geliyor. Ayrıca Ruslar'ın savaşmaya hiç niyetleri olmadığını, Ukrayna halkına karşı da en ufak bir düşmanlık beslemediklerini görüyoruz.
"Diyelim ki yedekleri askere almayı başardılar. Onları nasıl savaştıracaklar? Halihazırdaki Rus ordusu zaten son derece düzensiz ve lojistik destekten yoksun. Yedeklere düzeni ve lojistik desteği nasıl sağlayacaklar? Bugün Rus Ordusu tam anlamıyla hezimete uğramıştır."
Geçtiğimiz Mart ayında Fransız düşünür Alexander Adler, Belçika'da yayımlanan Le Soir gazetesinde çıkan demecinde Ukrayna Savaşı nedeniyle yıpranan Putin'e, Haziran'da Kremlin içinde bir "saray darbesi" yapılacağı tahmininde bulunmuştu. Moskova'dan gelen haberler Rusya liderinin fena halde sıkıştığını gösteriyor. Belki Adler tarihte yanıldı ama saray darbesi yapılacak gibi de bir hava var.
Öte yandan Putin'in bir dönem müttefikleri oldukları izlenimi veren Çin, Kazakistan gibi ülkeler de son zamanlarda orta yolu tercih edip "savaşların görüşmeler yoluyla bitirilmesinden yana olduklarını ve Ukrayna'nın doğu bölgesinin ilhakını onaylamadıklarını" açıkça beyan etmişlerdi.
Putin'le ilişkileri iyi tutmaya çalışan hükümetler yok değil. Örneğin Ankara. Cumhurbaşkanı Erdoğan da Putin'le her zaman iyi ilişkiler içinde olduğunu gizlemiyor, hatta ondan aldığı destekle Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üye olma hesapları da yapıyor. Ama benden söylemesi. Kendisi himmete muhtaç dede, gayrıya nasıl himmet ede?