Türkiye'de iklimi koruması gereken ile madencileri savunan makam aynı bakanlıkta buluşuyor. İklim Bakanı, çevreyi mi savunur, madeni mi, çevreciyi dost mu görür, düşman mı?
Balıkesir Burhaniye İlçesi Şahinler Köyü'nde, yapılmaya çalışılan baraj görünümlü inşaatta Valiliğin "ÇED gerekli değildir" kararında yürütmeyi durduran Avukat Arzu Kır'a, daha önce de muhalif haberlerinde yer verilmişti.(*)
Özetle, Kır İstanbul Barosu avukatlarından iken, Balıkesir'in Şahinler Köyü'ne yerleşmiş. Burhaniye'nin 1. Derecede SİT alanı statüsündeki köyündeki baraj görünümlü inşaatı durdurmak üzere, davayı hiçbir profesyonel beklentiye girmeden gönüllü olarak üstlenmişti.
Avukat Arzu Kır, bu süreçte, yerel bir gazete haberinde "Evde ölü bulundu" haberleri ile tehdit edilmiş, Tek başına yaşadığı ıssız yerde, tüm gücüyle kamu menfaatlerini ve çevreyi savunmaya adamıştı.
2 Ocak 2022'de muhalif.com.tr'nin Tahtacı Köyü'nde takip ettiği haberde, binlerce Köylü 'nün katılımı ile yapılan toplantıda Arzu Kır'da bir konuşma yapmış, yine sözlü tehditlere maruz kalmıştı.
PROJE İPTAL EDİLDİ
2 Ocak'taki bu etkinlikten sonra, Tahtacı'da yapılmakta olan baraj görünümlü inşaat durmuştu. (DSİ.25. Bölge Müdürlüğü aracılığı ile yürüttüğü Reşitköy Sulama Projesi iptal edildi.) Avukat Kır, Tahtacı Davasının aslında Ege'den, Akdeniz'e kadar giden çok sayıda "ÇED gerekli değildir" emsal kararını bekleyen maden inşaatlarını da etkilediğini belirtmişti.
SEN MİSİN ÇEVREYİ SAVUNAN!
Geçtiğimiz haftalarda bu konuda bir gelişme oldu. Av. Kır ile ilgili, gizli tutulması gereken bilirkişi raporlarını açık etmek ve kamuoyu yaratma suçlaması yapıldı.
Yani, iklim savunucusuna, iptal kararını beğenmeyen ve iklimi savunması beklenen Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı'nca dava açıldı.
Böyle bir suç var mı bir yana, suçlamayı yapan Ali Güven Hürses'in yaşayıp yaşamadığı konusu da son derece ilginç. Av. Kır belirtildiği gibi, bu isimde birinin Şahinler Köyü'nde yaşamadığını kaydediyor.
İHBARCI GÜRSES GERÇEK BİRİ Mİ?
"Ali Güven Gürses'in TC vatandaşlık numarası olmaksızın, Av. Kır'ı suçlayan, isim ve imzadan oluşan bir dilekçe mevcut. 26 Ağustos'ta Adalet Bakanlığı savunma yapmamı rica etti. Yanıtım bir savunma değildi. Çünkü ortada gizlilik kararı olan bir dosya mevcut değildi. Aksine, onaylanmayı bekleyen bilirkişi raporlarının 3. kişilerce paylaşılmasının önünde hiçbir sakınca yoktur."
"DOSYA GİZLİ DEÐİL"
Kır, baraj görünümlü inşaatın, 93 milyon metreküplük devasa bir proje olduğunu belirterek, Karadere'den, Karıncadere'ye bağlanacak su ile doldurulacak, dev bir projenin geniş bir kesimi ilgilendirdiğine işaret ediyor.
Kır, deniz suyunun zarar vereceği orman ve araziden mağdur olacak tarım işletmelerinin de, köylünün de, konuyu haberleştirecek gazetecinin de bilirkişi raporuna da, dosyaya da erişim hakkı olduğunu vurguluyor.
"Kamusal olan, kamuoyundan saklanamaz."
Av. Arzu Kır bu nedenle Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı'na savunma değil, suç duyurusunda bulunduğunu kaydetti.
Kır, madeni de çevreyi de savunanın makamın aynılığına işaret ederek, iklim ile ilgili bağımsız bir bakanlık tahsis edilmesi gerekliliğine dikkat çekiyor.
Kır, bakanlığın hem proje sahibi olduğunu, hem de projeleri para karşılığı şirketlere sipariş ettiğini, yine kararlarıyla bunları onayladığını ve üstüne inşaatı da yaptığını anlatıyor.
Arzu Kır, tüm bunların ormanların, madenlerin işgaline açılması hedefiyle yapıldığı tespitini yapıyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin topraklarını ve çevreyi savunan, iklim savaşçısı şimdilerde mücadelesini bakanlıkla sürdürüyor.
(*)Baraj Burhaniye Şahinler Ovası'na yapılmak isteniyor. Proje ile Tahtacı köyünün tamamı, Şahinler, Hisar, Bahadınlı, Karadere, Kuyumcu köylerinin bir kısmı baraj altında kalıyor.
Arzu Kır'ın Basın ve Kamuoyu açıklaması şöyle.
BASIN VE KAMUOYUNUN DİKKATİNE
Bu bir savunma değil, Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı hakkında suç duyurusudur. Balıkesir 1 İdare Mahkemesi'nin, 12 Temmuz 2021 tarihli, Reşitköy Barajı Sulama Projesi'nin ihale ve inşasının önünü açan, valiliğin "ÇED Gerekli Değildir Kararını" İPTAL Kararı, 29.12.2021 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkemenin İPTAL Kararının dayanağı olan, bilirkişi raporları, mahkemenin önceki RED Kararını, "masrafları nasılsa kaybeden taraftan alınacağından, Hazine tarafından karşılanmak üzere, keşif ve bilirkişi raporu alınması için BOZMA Kararları" gereğince alınmıştır.
Esas Mahkemesi, Danıştay İdari Davalar Genel Kurulu'nun BOZMA Kararına uymak, gereğini yapmak, re'sen alınan bilirkişi raporlarını dikkate almak zorundadır. Bu zorunluluğun bilincinde olan Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı, bilirkişi raporlarının alınmasından sonra davayı konusuz bırakmak üzere, ilan edilmeksizin, gizlice, eski projeyi, aynen tekrar ve aynı izinlerle, "Reşitköy Göleti ve Bahadınlı Regülatörü Sulama Eleme Yıkama Tesisi Projesi" olarak yeniler! Devamla, "26 Kasım 2021 tarihinde Bilgilendirme toplantısı" ilan edilir. Ancak, ÇED Gereklidir Kararı yoktur! Tahtacı köylüsü, çevre köylerle birlik olarak, toplantıyı engeller; şirket, Valilik ve Bakanlık yetkililerini köye sokmaz.
Bütün bunlar ve daha fazlası, herkesin bildiği gerçekler "kamuoyundan saklanmaktadır. Gazetelere servis edilen haberler ise; "Reşitköy Barajı inşaatının devam ettiği", "2021 rakamlarıyla yıllık 74milyon TL gelir getireceğidir". Oysa, gazete manşetlerine konu olmayan, Mahkemenin İPTAL kararı sonrasında Süresiz Durdurma Kararı verilmeliydi.
Bu arada, İdare Mahkemesi Dosyasına Ali Güven Hürses ismiyle, gizli tanık tarafından, bilirkişi raporlarını sosyal medyada paylaşan, avukat Arzu KIR aleyhinde, "gizliliği ihlal ve kamuoyu oluşturmaya teşebbüs" suçlamasında bulunulur. Suçlama, İdare dosyasına girer. Uzun süre ses çıkmaz.
Arzu Kır hakkında atılı suçlama, nihayet, Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürürlüğe konur. Önce Adalet Bakanlığının soruşturma izni vermesi gerekmektedir. 29 Ağustos 2022 günü, Muhtarlık kanalıyla öğrenilen, Adalet Bakanlığı'nın "savunma istemine", suçlamaya itiraz ile Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı aleyhinde suç duyurusuyla cevap verilmiştir.
Suçlamayı kabul etmiyorum. Çünkü, İPTAL Kararı kesinleşen, Reşitköy Barajı Sulama Projesinin ihale ve inşasının önünü açan, valiliğin "ÇED Gerekli Değildir Kararını" İptal Kararı kesinleşen dava, bölgede yaşayan, yaşamsal çıkarları Baraj ve sonuçlarından doğrudan etkilenecek yöre halkının, taraf olmasa bile inceleme, öğrenme hakkı olan kamusal bir davadır. Bilakis, üreticiler yaşam ve üretim aracı olarak toprak ve suyu, devlet zoruyla elinden alınan ya da kaybedecek olmaları, uzlaşmaz çıkarları gereği yurttaşlık hakkıdır; yürütme organı ve idarenin karar ve işlemlerinden ve sonuçlarından bilgilenme hakkına sahiptir.
Yürütme organı ve idarenin "ÇED Gerekli Değildir", "ÇED Gereklidir", "ÇED Olumlu" ya da "Olumsuz" vb. kararları ilan edilmek suretiyle, erişilir olmalıdır. Proje ve kararların ilan edilmesi, proje ya da karar sahibi yürütme organı ya da idarenin keyfine bırakılmış değildir. Su projeleri Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, BM.Evrensel İnsan Hakları Sözleşmesi, Ramsar Sözleşmesi, Anayasa, Çevre Kanunu ve ÇED Yönetmeliği ihlal edilmeden, ilan edilmeksizin, gizli yürütülemez. Ulusal ve uluslararası mevzuatı ihlal ederek "kamuoyunun" bilgilenme hakkını, dolayısıyla dava açma hakkını ihlal eden, yalan söyleyen, kaçak baraj inşaatını sürdüren, mahkeme kararlarını yok sayan, inkar suretiyle mahkemeleri ve "kamuoyunu" yanıltan, Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı, "Ağır Görev İhlali" suçunu işlemektedir. 12 Eylül tüm karanlığı ile devam ediyor.
Balıkesir Burhaniye İlçesi Şahinler Köyü'nde, yapılmaya çalışılan baraj görünümlü inşaatta Valiliğin "ÇED gerekli değildir" kararında yürütmeyi durduran Avukat Arzu Kır'a, daha önce de muhalif haberlerinde yer verilmişti.(*)
Özetle, Kır İstanbul Barosu avukatlarından iken, Balıkesir'in Şahinler Köyü'ne yerleşmiş. Burhaniye'nin 1. Derecede SİT alanı statüsündeki köyündeki baraj görünümlü inşaatı durdurmak üzere, davayı hiçbir profesyonel beklentiye girmeden gönüllü olarak üstlenmişti.
Avukat Arzu Kır, bu süreçte, yerel bir gazete haberinde "Evde ölü bulundu" haberleri ile tehdit edilmiş, Tek başına yaşadığı ıssız yerde, tüm gücüyle kamu menfaatlerini ve çevreyi savunmaya adamıştı.
2 Ocak 2022'de muhalif.com.tr'nin Tahtacı Köyü'nde takip ettiği haberde, binlerce Köylü 'nün katılımı ile yapılan toplantıda Arzu Kır'da bir konuşma yapmış, yine sözlü tehditlere maruz kalmıştı.
PROJE İPTAL EDİLDİ
2 Ocak'taki bu etkinlikten sonra, Tahtacı'da yapılmakta olan baraj görünümlü inşaat durmuştu. (DSİ.25. Bölge Müdürlüğü aracılığı ile yürüttüğü Reşitköy Sulama Projesi iptal edildi.) Avukat Kır, Tahtacı Davasının aslında Ege'den, Akdeniz'e kadar giden çok sayıda "ÇED gerekli değildir" emsal kararını bekleyen maden inşaatlarını da etkilediğini belirtmişti.
SEN MİSİN ÇEVREYİ SAVUNAN!
Geçtiğimiz haftalarda bu konuda bir gelişme oldu. Av. Kır ile ilgili, gizli tutulması gereken bilirkişi raporlarını açık etmek ve kamuoyu yaratma suçlaması yapıldı.
Yani, iklim savunucusuna, iptal kararını beğenmeyen ve iklimi savunması beklenen Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı'nca dava açıldı.
Böyle bir suç var mı bir yana, suçlamayı yapan Ali Güven Hürses'in yaşayıp yaşamadığı konusu da son derece ilginç. Av. Kır belirtildiği gibi, bu isimde birinin Şahinler Köyü'nde yaşamadığını kaydediyor.
İHBARCI GÜRSES GERÇEK BİRİ Mİ?
"Ali Güven Gürses'in TC vatandaşlık numarası olmaksızın, Av. Kır'ı suçlayan, isim ve imzadan oluşan bir dilekçe mevcut. 26 Ağustos'ta Adalet Bakanlığı savunma yapmamı rica etti. Yanıtım bir savunma değildi. Çünkü ortada gizlilik kararı olan bir dosya mevcut değildi. Aksine, onaylanmayı bekleyen bilirkişi raporlarının 3. kişilerce paylaşılmasının önünde hiçbir sakınca yoktur."
"DOSYA GİZLİ DEÐİL"
Kır, baraj görünümlü inşaatın, 93 milyon metreküplük devasa bir proje olduğunu belirterek, Karadere'den, Karıncadere'ye bağlanacak su ile doldurulacak, dev bir projenin geniş bir kesimi ilgilendirdiğine işaret ediyor.
Kır, deniz suyunun zarar vereceği orman ve araziden mağdur olacak tarım işletmelerinin de, köylünün de, konuyu haberleştirecek gazetecinin de bilirkişi raporuna da, dosyaya da erişim hakkı olduğunu vurguluyor.
"Kamusal olan, kamuoyundan saklanamaz."
Av. Arzu Kır bu nedenle Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı'na savunma değil, suç duyurusunda bulunduğunu kaydetti.
Kır, madeni de çevreyi de savunanın makamın aynılığına işaret ederek, iklim ile ilgili bağımsız bir bakanlık tahsis edilmesi gerekliliğine dikkat çekiyor.
Kır, bakanlığın hem proje sahibi olduğunu, hem de projeleri para karşılığı şirketlere sipariş ettiğini, yine kararlarıyla bunları onayladığını ve üstüne inşaatı da yaptığını anlatıyor.
Arzu Kır, tüm bunların ormanların, madenlerin işgaline açılması hedefiyle yapıldığı tespitini yapıyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin topraklarını ve çevreyi savunan, iklim savaşçısı şimdilerde mücadelesini bakanlıkla sürdürüyor.
(*)Baraj Burhaniye Şahinler Ovası'na yapılmak isteniyor. Proje ile Tahtacı köyünün tamamı, Şahinler, Hisar, Bahadınlı, Karadere, Kuyumcu köylerinin bir kısmı baraj altında kalıyor.
Arzu Kır'ın Basın ve Kamuoyu açıklaması şöyle.
BASIN VE KAMUOYUNUN DİKKATİNE
Bu bir savunma değil, Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı hakkında suç duyurusudur. Balıkesir 1 İdare Mahkemesi'nin, 12 Temmuz 2021 tarihli, Reşitköy Barajı Sulama Projesi'nin ihale ve inşasının önünü açan, valiliğin "ÇED Gerekli Değildir Kararını" İPTAL Kararı, 29.12.2021 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkemenin İPTAL Kararının dayanağı olan, bilirkişi raporları, mahkemenin önceki RED Kararını, "masrafları nasılsa kaybeden taraftan alınacağından, Hazine tarafından karşılanmak üzere, keşif ve bilirkişi raporu alınması için BOZMA Kararları" gereğince alınmıştır.
Esas Mahkemesi, Danıştay İdari Davalar Genel Kurulu'nun BOZMA Kararına uymak, gereğini yapmak, re'sen alınan bilirkişi raporlarını dikkate almak zorundadır. Bu zorunluluğun bilincinde olan Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı, bilirkişi raporlarının alınmasından sonra davayı konusuz bırakmak üzere, ilan edilmeksizin, gizlice, eski projeyi, aynen tekrar ve aynı izinlerle, "Reşitköy Göleti ve Bahadınlı Regülatörü Sulama Eleme Yıkama Tesisi Projesi" olarak yeniler! Devamla, "26 Kasım 2021 tarihinde Bilgilendirme toplantısı" ilan edilir. Ancak, ÇED Gereklidir Kararı yoktur! Tahtacı köylüsü, çevre köylerle birlik olarak, toplantıyı engeller; şirket, Valilik ve Bakanlık yetkililerini köye sokmaz.
Bütün bunlar ve daha fazlası, herkesin bildiği gerçekler "kamuoyundan saklanmaktadır. Gazetelere servis edilen haberler ise; "Reşitköy Barajı inşaatının devam ettiği", "2021 rakamlarıyla yıllık 74milyon TL gelir getireceğidir". Oysa, gazete manşetlerine konu olmayan, Mahkemenin İPTAL kararı sonrasında Süresiz Durdurma Kararı verilmeliydi.
Bu arada, İdare Mahkemesi Dosyasına Ali Güven Hürses ismiyle, gizli tanık tarafından, bilirkişi raporlarını sosyal medyada paylaşan, avukat Arzu KIR aleyhinde, "gizliliği ihlal ve kamuoyu oluşturmaya teşebbüs" suçlamasında bulunulur. Suçlama, İdare dosyasına girer. Uzun süre ses çıkmaz.
Arzu Kır hakkında atılı suçlama, nihayet, Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürürlüğe konur. Önce Adalet Bakanlığının soruşturma izni vermesi gerekmektedir. 29 Ağustos 2022 günü, Muhtarlık kanalıyla öğrenilen, Adalet Bakanlığı'nın "savunma istemine", suçlamaya itiraz ile Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı aleyhinde suç duyurusuyla cevap verilmiştir.
Suçlamayı kabul etmiyorum. Çünkü, İPTAL Kararı kesinleşen, Reşitköy Barajı Sulama Projesinin ihale ve inşasının önünü açan, valiliğin "ÇED Gerekli Değildir Kararını" İptal Kararı kesinleşen dava, bölgede yaşayan, yaşamsal çıkarları Baraj ve sonuçlarından doğrudan etkilenecek yöre halkının, taraf olmasa bile inceleme, öğrenme hakkı olan kamusal bir davadır. Bilakis, üreticiler yaşam ve üretim aracı olarak toprak ve suyu, devlet zoruyla elinden alınan ya da kaybedecek olmaları, uzlaşmaz çıkarları gereği yurttaşlık hakkıdır; yürütme organı ve idarenin karar ve işlemlerinden ve sonuçlarından bilgilenme hakkına sahiptir.
Yürütme organı ve idarenin "ÇED Gerekli Değildir", "ÇED Gereklidir", "ÇED Olumlu" ya da "Olumsuz" vb. kararları ilan edilmek suretiyle, erişilir olmalıdır. Proje ve kararların ilan edilmesi, proje ya da karar sahibi yürütme organı ya da idarenin keyfine bırakılmış değildir. Su projeleri Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, BM.Evrensel İnsan Hakları Sözleşmesi, Ramsar Sözleşmesi, Anayasa, Çevre Kanunu ve ÇED Yönetmeliği ihlal edilmeden, ilan edilmeksizin, gizli yürütülemez. Ulusal ve uluslararası mevzuatı ihlal ederek "kamuoyunun" bilgilenme hakkını, dolayısıyla dava açma hakkını ihlal eden, yalan söyleyen, kaçak baraj inşaatını sürdüren, mahkeme kararlarını yok sayan, inkar suretiyle mahkemeleri ve "kamuoyunu" yanıltan, Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı, "Ağır Görev İhlali" suçunu işlemektedir. 12 Eylül tüm karanlığı ile devam ediyor.