Küresel piyasalarda*gözler bugün açıklanacak ABD'nin eylül ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verilerine çevrildi. ABD'de dün açıklanan verilere göre, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), eylülde aylık yüzde 0,4 ve yıllık yüzde 8,5 artarak beklentileri aştı. Enflasyonist baskıların sürdüğüne işaret eden verinin ardından Fed Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) 20-21 Eylül'de düzenlenen toplantısına ilişkin tutanaklar da enflasyonun düşürülmesi için faiz artırımlarının bir süre daha devam edeceğini ortaya koydu. Yetkililerin, Fed'in fiyat istikrarı ve maksimum istihdam hedeflerini başarmak için daha sıkı bir politika duruşuna geçilmesi ve ardından bu duruşun sürdürülmesi gerektiği kararına vardığı aktarılan tutanaklarda, "Pek çok yetkili, enflasyonu düşürmek için çok az önlem almanın maliyetinin, çok fazla önlem almanın maliyetinden daha büyük olabileceğini vurguladı" denildi. Tutanaklarda ayrıca, yetkililerin politika ayarlamalarının kümülatif etkilerini değerlendirirken, bir noktada faiz artırımlarının hızını yavaşlatmanın uygun olacağı konusunda anlaştığı aktarıldı. Analistler, piyasaların artık Fed'in politikasından dönmeyeceği konusunda ikna olduğunu, bundan sonraki süreçte faiz artırımlarında 75 baz puandan 25-50 baz puana geçişin ne zaman gerçekleşeceğine odaklanıldığını söyledi. Bu noktada en büyük sinyalin bugün açıklanacak eylül ayı TÜFE verisinden geleceğini aktaran analistler, beklenti üzeri gelen bir verinin piyasa fiyatlamalarını daha da bozabileceğini söyledi.
FED'İN 75 BAZ PUANLIK ARTIŞA GİTMESİ BEKLENİYOR ABD'de ağustosta yüzde 0,1 artan TÜFE'nin eylülde yüzde 0,2 yükselmesi, endeksteki yıllık artışın ise yüzde 8,3'ten yüzde 8,1'e gerilemesi bekleniyor. Veri öncesi para piyasası fiyatlamalarında Fed'in kasım ayı toplantısında 75 baz puanlık faiz artırımına gitmesine yüzde 81 ihtimal veriliyor. Yatırımcıların Fed'in tutanaklarındaki "enflasyonla mücadele için faiz artırımlarının devam edeceği" vurgusuna odaklanması ile dün New York borsasında satıcılı bir seyir izlendi. Dow Jones endeksi yüzde 0,10, Nasdaq endeksi yüzde 0,09 ve S&P 500 endeksi yüzde 0,33 değer kaybetti. ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 3,97 seviyelerinden düşüşe geçerek yüzde 3,93'te dengelendi. Dolar endeksi ise 113,3 seviyelerindeki yatay hareketine devam etti. ABD'nin endeks vadeli kontratları, yeni güne yükselişle başladı. Avrupa tarafında, enerji krizi, resesyon endişeleri ve İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) tahvil alımlarına yönelik belirsizlikler fiyatlamalara yön veren temel gelişmeler olmaya devam ediyor. Dün Alman hükümeti, 2022 için yüzde 2,2'lik büyüme beklentisini yüzde 1,4'e çekerken, gelecek yıl için resesyon öngördü. Buna karşın Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, bölge ekonomisinin hala büyüdüğünü ve resesyonda olmadığını söyledi. İngiltere tahvil piyasalarında yaşanan hareketlilik de gündemin odağındaki yerini korurken, BoE'nin günlük tahvil alım programını enflasyona endeksli tahvilleri de kapsayacak şekilde genişletmesinin ardından düşen uzun vadeli tahvil faizleri, yeniden yükselişe geçti. Programın uzatılıp uzatılmayacağına dair haber akışının yanı sıra artan jeopolitik riskler, ekonomik aktiviteye ilişkin endişeler ve para politikalarına yönelik belirsizliklerle İngiltere'nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4,63'le 14 yılın zirvesini görmesinin ardından yüzde 4,42'de dengelendi. Cuma günü sona erecek tahvil alım programının uzatılmaması durumunda, emeklilik fonları 2 gün içinde pozisyonlarını ayarlamak zorunda kalacak.
AVRUPA BİRLİÐİ ORTAK GAZ ALIMI KONUSUNDA UZLAŞTI Enerji krizine ilişkin haber akışının da yakından takip edildiği bölgede dün Avrupa Birliği üyesi ülkeler, ortak gaz alımı konusunda uzlaşırken, doğalgaza tavan fiyat getirilmesinde anlaşma sağlayamadı. Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de enerji piyasalarındaki durumun müdahalelerle çözülemeyeceğini belirterek, "Rusya, kışın dahil Avrupa'ya enerji sevkiyatına hazır, top onların sahasında. Petrol piyasalarına yönelik hiçbir müdahale, hiçbir rezerv kullanımı enerji sorununu çözemez" ifadelerini kullandı.
Bu gelişmelerle dün Avrupa borsalarında satıcılı bir seyir izlenirken, Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 0,39, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,86 ve Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,25 değer kaybetti. Euro/dolar paritesi 0,9668 ile iki haftanın en düşük seviyesini görmesinin ardından 0,97'nin hemen üzerinden işlem görüyor. Avrupa endeks vadeli kontratları yeni güne sınırlı da olsa yükselişle başladı.
RESESYON KAYGILARI TEKNOLOJİ HİSSELERİNİ ETKİLEDİ
Asya tarafında, yeni tip corona virüs salgını kapsamında "sıfır vaka" politikasını benimseyen Çin'in Şanghay kentinde artan vaka sayıları, karantina endişelerini beraberinde getirdi. Japon elektronik üreticisi Toshiba'nın olası bir satın alım opsiyonu için Tokyo merkezli bir fonun yönettiği şirket grubunu tercih etmesi ile şirket hisselerinde yüzde 8'e yakın yükseliş yaşansa da, alımların genele yayılmadığı ve artan resesyon kaygıları öncülüğünde teknoloji hisseleri üzerindeki baskının sürdüğü görüldü. Öte yandan dolar/yen paritesi 147 ile yeni zirvesini test ederken, müdahale gelebileceği endişeleri yatırımcıların tetikte kalmasına neden olurken, kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,4, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 0,5 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 1,2 değer kaybetti. Çin'de Şanghay bileşik endeksi ise yüzde 0,3 yükseldi. Analistler, yoğun veri ve haber akışı ile piyasalardaki enflasyon ve resesyon ikileminin arttığına işaret ederek, merkez bankalarının agresif politikalarına devam edeceği beklentileri ve tahvil piyasasındaki belirsizliğin risk iştahının düşük seyretmesine neden olduğunu söyledi. ABD'de başlayan 3. çeyrek bilanço dönemi ile hisse ve sektör bazlı hareketliliğin öne çıkabileceğine işaret eden analistler, veri gündeminde ise ABD ve Almanya'da enflasyonun öne çıktığını ifade etti.