Brezilya'da ünlü bir papaz, 50 bin kişiye vaaz verirken "Şişman kadınlar cennete giremez." deyince bu sözlere sinirlenen şişman bir kadın papazı itip, sahneden
Haber eski, 2019 tarihli. Ama olsun... İlgi çekmek için gerekli tüm öğelere sahip. Olay anının görüntüleri de var. O yüzden zaman zaman yeniymiş gibi dolaşıma girmesi doğal.
Ayrıca hangi haberin, ne zaman ilgi odağı olacağı bilinmez. Mesela Sezen Aksu'nun "Şahane bir şey yaşamak" şarkısı; içinde geçen "Binmişiz bir alâmate/ Gidiyoruz kıyamete/ Selam söyleyin o cahil/Havva ile Adem'e" sözlerden dolayı, dini değerlere hakaret ediyor gerekçesiyle 2022 yılında ülke gündemine
Hatta Erdoğan da konuya müdahil olmuş, cuma namazını kıldığı Büyük Çamlıca Camisi'nde cemaate seslenerek "Hz. Âdem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yeri geldiğinde koparmak bizim görevimizdir"
Yani, kadının papazı sahneden itip atması eski bir haber olabilir. Hiç önemli değil.
Haber doğru da değilmiş.
Haberin doğru olması da gerekmez. Doğru haberi artık "olmamasından" tanıyoruz. Bir haberi duymamışsak, doğru haberdir.
Aragon, Gorki hakkındaki yazısında gündelik gerçeklik ile sanat gerçekliği arasındaki ayrımdan söz eder: "Gerçekçi bir yazar, olanı değiştirmez, ona ışık tutar."
Kemal Tahir'in romanları için "Kurmaca... Ama gerçeğin ta kendisi" ifadeleri kullanılır.
"Şişman kadınlar cennete giremez." sözlerine sinirlenen şişman bir kadının papazı itip, sahneden atması kurgu olsa bile, gerçeğin ta kendisidir. Bu yönüyle asparagas haberden ayrılır.
Gerçi haberde kadının şişman olduğu vurgulanmıyor. O, benim katkım. Kurguyu daha gerçekçi yapıyor.
Mesela şişman kadınların anne-babaları Brezilya'nın Sao Paulo kentinde Opera binasının önünde ellerindeki pankartlarla "Bizim kızlarımız da cennete gider" diye gösteri yapmalarının gerçekçi bir yanı yoktur.
Veya Sosyal Demokratların veya İnsan Hakları Savunucularının "Cennete gitmek, şişman kadınların da hakkıdır" diye açıklama yapmaları da gerçekçi değildir.
Ve hatta iktidara hazırlanan muhalefet ittifakının "Bizim iktidarımızda şişman kadınlar da cennete gidecekler" demeleri de hayatın gerçeklerinden uzak, anlamsız sözlerdir.
Olabilecek tek gerçekçi eylemi, şişman kadın yapmıştır. Papazı sahneden atmıştır. Ve böylece, cennetle arasındaki engeli yani papazı aradan çıkartmış, cenneti tartışmasız hak etmiştir.
Şişman kadın cennete gitmek istiyorsa, papazı itip sahneden atmalıdır. Yoksa cennete gidemez. Şişman olduğu için değil... Papaz müsaade etmez.
***
Yazıyı yazarken bir arkadaşımın kendi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımı gözüme ilişti: "I dunno, but my lord does!" (Ben bilmem, beyim bilir) diyen kadınların sayılarının azaldığı gün, gelişmişlik düzeyimiz artmış demektir! diyordu.
O kadınların sayılarının nasıl azalacağına dair bilgi, paylaşımda yoktu. Ama bunun cevabını şişman kadın veriyordu.
"Papazı sahneden itip atmayan şişman kadın nasıl cennete gidemezse...
"Ben bilirim." demeyen kadın da bilemez.
"Şişman kadınlar cennete gidemez" diyen papazı sahneden şişman kadının kendisi itip atacak. "Ben bilmem..." diyen kadın da, kendisi bilecek.
Bilmeyen kadının, kocasını sahneden itip atması gerekmiyor. Tabii bilmesine engel olan kocası değilse.
***
Şiirleri zaman zaman Erdoğan tarafından da meydanlarda, mitinglerde coşkuyla okunan Nazım Hikmet, Türk köylüsü adlı şiirinde şöyle der.
"...Fakat bir kerre bir derd anlayan düşmeyegörsün önlerine
ve bir kerre vakterişip :
«--Gayrık yeter!...»
demesinler.
Ve bir kerre dediler mi :
«İsrafil surunu urur
mahlukat yerinden durur»,
toprağın nabzı başlar
onun nabızlarında atmağa.
Ne kendi nefsini korur,
ne düşmanı kayırır,
«Dağları yırtıp ayırır,
kayaları kesip yol eyler âbıhayat akıtmağa...»
Nazım Hikmet az bile söylemiş. "Papazı bile sahneden atar" da demeliymiş.
Brezilyalı kadın; Türk köylüsü olmadığından, önüne düşecek bir dert anlayan aramamıştır. Ama "Gayrık yeter!.." demiş, kendi işini kendi görmüştür.
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Haber eski, 2019 tarihli. Ama olsun... İlgi çekmek için gerekli tüm öğelere sahip. Olay anının görüntüleri de var. O yüzden zaman zaman yeniymiş gibi dolaşıma girmesi doğal.
Ayrıca hangi haberin, ne zaman ilgi odağı olacağı bilinmez. Mesela Sezen Aksu'nun "Şahane bir şey yaşamak" şarkısı; içinde geçen "Binmişiz bir alâmate/ Gidiyoruz kıyamete/ Selam söyleyin o cahil/Havva ile Adem'e" sözlerden dolayı, dini değerlere hakaret ediyor gerekçesiyle 2022 yılında ülke gündemine
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
.Hatta Erdoğan da konuya müdahil olmuş, cuma namazını kıldığı Büyük Çamlıca Camisi'nde cemaate seslenerek "Hz. Âdem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yeri geldiğinde koparmak bizim görevimizdir"
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
. Halbuki Sezen Aksu o parçayı 5 yıl önce, 2017'de yapmıştı. Yani, kadının papazı sahneden itip atması eski bir haber olabilir. Hiç önemli değil.
Haber doğru da değilmiş.
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
,
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
gibi haberin doğruluğunu inceleyen siteler, haberin yanlış olduğu sonucuna varmışlar. Yani kadın, rahibi sahneden itip atmış ama "Şişman kadınlar cennete gidemez" dediği için atmamış.Haberin doğru olması da gerekmez. Doğru haberi artık "olmamasından" tanıyoruz. Bir haberi duymamışsak, doğru haberdir.
Aragon, Gorki hakkındaki yazısında gündelik gerçeklik ile sanat gerçekliği arasındaki ayrımdan söz eder: "Gerçekçi bir yazar, olanı değiştirmez, ona ışık tutar."
Misafirler için gizlenen link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
.Kemal Tahir'in romanları için "Kurmaca... Ama gerçeğin ta kendisi" ifadeleri kullanılır.
"Şişman kadınlar cennete giremez." sözlerine sinirlenen şişman bir kadının papazı itip, sahneden atması kurgu olsa bile, gerçeğin ta kendisidir. Bu yönüyle asparagas haberden ayrılır.
Gerçi haberde kadının şişman olduğu vurgulanmıyor. O, benim katkım. Kurguyu daha gerçekçi yapıyor.
Mesela şişman kadınların anne-babaları Brezilya'nın Sao Paulo kentinde Opera binasının önünde ellerindeki pankartlarla "Bizim kızlarımız da cennete gider" diye gösteri yapmalarının gerçekçi bir yanı yoktur.
Veya Sosyal Demokratların veya İnsan Hakları Savunucularının "Cennete gitmek, şişman kadınların da hakkıdır" diye açıklama yapmaları da gerçekçi değildir.
Ve hatta iktidara hazırlanan muhalefet ittifakının "Bizim iktidarımızda şişman kadınlar da cennete gidecekler" demeleri de hayatın gerçeklerinden uzak, anlamsız sözlerdir.
Olabilecek tek gerçekçi eylemi, şişman kadın yapmıştır. Papazı sahneden atmıştır. Ve böylece, cennetle arasındaki engeli yani papazı aradan çıkartmış, cenneti tartışmasız hak etmiştir.
Şişman kadın cennete gitmek istiyorsa, papazı itip sahneden atmalıdır. Yoksa cennete gidemez. Şişman olduğu için değil... Papaz müsaade etmez.
***
Yazıyı yazarken bir arkadaşımın kendi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımı gözüme ilişti: "I dunno, but my lord does!" (Ben bilmem, beyim bilir) diyen kadınların sayılarının azaldığı gün, gelişmişlik düzeyimiz artmış demektir! diyordu.
O kadınların sayılarının nasıl azalacağına dair bilgi, paylaşımda yoktu. Ama bunun cevabını şişman kadın veriyordu.
"Papazı sahneden itip atmayan şişman kadın nasıl cennete gidemezse...
"Ben bilirim." demeyen kadın da bilemez.
"Şişman kadınlar cennete gidemez" diyen papazı sahneden şişman kadının kendisi itip atacak. "Ben bilmem..." diyen kadın da, kendisi bilecek.
Bilmeyen kadının, kocasını sahneden itip atması gerekmiyor. Tabii bilmesine engel olan kocası değilse.
***
Şiirleri zaman zaman Erdoğan tarafından da meydanlarda, mitinglerde coşkuyla okunan Nazım Hikmet, Türk köylüsü adlı şiirinde şöyle der.
"...Fakat bir kerre bir derd anlayan düşmeyegörsün önlerine
ve bir kerre vakterişip :
«--Gayrık yeter!...»
demesinler.
Ve bir kerre dediler mi :
«İsrafil surunu urur
mahlukat yerinden durur»,
toprağın nabzı başlar
onun nabızlarında atmağa.
Ne kendi nefsini korur,
ne düşmanı kayırır,
«Dağları yırtıp ayırır,
kayaları kesip yol eyler âbıhayat akıtmağa...»
Nazım Hikmet az bile söylemiş. "Papazı bile sahneden atar" da demeliymiş.
Brezilyalı kadın; Türk köylüsü olmadığından, önüne düşecek bir dert anlayan aramamıştır. Ama "Gayrık yeter!.." demiş, kendi işini kendi görmüştür.