Vay Canına
Forum Üyesi
Yedikule Hisarı, İstanbul’da bir semte adını veren tarihi yapılarından biri. Hisar, adını sahip olduğu yedi adet kuleden alıyor. Esasen hisarın bulunduğu alan Bizans İmparatorluğu zamanında İstanbul’u savunmak amacıyla oluşturulan savunma ağının bir parçasıydı. Bugünkü Yedikule Hisarı’nın bir parçası konumundaki dört kule, Bizans devrinden kalma. Fatih bu dört kuleye 1457-1458 yıllarında, iç kesimde üç kule daha ilave ederek bugünkü hisarın temellerini atmıştı ve Yedikule’yi, hem hazinenin hem de bazı mahkûmların muhafazası için yaptırtmıştı. Nitekim hisardan içeri girdiğinizde sağ tarafta (Topkapı cihetine bakan kısımda) bulunan kulenin adı “Hazine Kulesi”dir. Sol tarafa (Marmara Denizi tarafı) düşen kule ise yabancı esirlerin tutulduğu “Kitabeler Kulesi” olarak bilinir. Kulenin bu şekilde adlandırılma nedeni muhtelif yerlerinde yabancı esir ya da rehin tutulan elçilerin duvarlara kazıdıkları yazı ve şekillerin varlığıdır. Burada tutulan Batılı tutsakların bir kısmı esir muamelesi görürken, bir kısmı da rehin muamelesi görmüş ve çok daha iyi şartlarda yaşamışlardı. Bilindiği üzere Osmanlı Devleti savaşa girdiği ülkenin İstanbul’daki elçisini savaş bitene kadar zorunlu olarak Yedikule’de ikamet ettiriyordu. Nitekim 18. yüzyıl sonlarında Osmanlı Devleti’nin mücadele halinde olduğu iki ülkenin büyükelçisi konumundaki Rus elçisi Oberskov ve Fransız elçisi Ruffin, bir müddet burada tutulmuşlardı.