Vay Canına
Forum Üyesi
İslâm hukukunun kaynaklarından. İslâm hukukunun kaynakları iki kısımda mütâlâa edilir. Kitâb (Kur’ân-ı kerîm), Sünnet (Hadîs-i şerifler), icmâ (Bir asırda bulunun âlimlerin bir mes’ele üzerinde ittifakı) ve kıyas, birinci derecede (aslî) kaynakları teşkîl eder. Bu dört ana kaynaktan başka, ikinci derecede (talî) kaynaklar da vardır ki, istihsân, mesâlih-i mürsele, istishâb, örf ve âdetler bunlardandır.
Örf; lügatta, tanıma, bilme, îtirâf ve insanlar arasında tanınan, güzel görülen, red ve inkâr olunmayan mânâlarına gelir. Bu mânâ ile örfe, ma’rûf da denmiştir. Âdet ise, îtiyâd yâni alışkanlık demek olup, teamül de denir. Örf, işle ve sözle, âdet ise işle ilgilidir. Örf ve âdet arasında lügat itibariyle fark bulunmamakla beraber, fıkıh âlimleri her ikisi için müşterek bir ıstılahı tarif yapmışlardır. Buna göre örf ve âdet; tekrar tekrar yapılmakla insanların tabiatlarında yerleşmiş ve akl-ı selim (doğruyu eğriden ayırabilen, yanlış düşüncelerden kurtulmuş olan akıl) sahiblerinin kabul ettiği şeydir. Hülâsa örf ve âdet, dînin ve aklın güzel gördüğü şeydir.
Örf; lügatta, tanıma, bilme, îtirâf ve insanlar arasında tanınan, güzel görülen, red ve inkâr olunmayan mânâlarına gelir. Bu mânâ ile örfe, ma’rûf da denmiştir. Âdet ise, îtiyâd yâni alışkanlık demek olup, teamül de denir. Örf, işle ve sözle, âdet ise işle ilgilidir. Örf ve âdet arasında lügat itibariyle fark bulunmamakla beraber, fıkıh âlimleri her ikisi için müşterek bir ıstılahı tarif yapmışlardır. Buna göre örf ve âdet; tekrar tekrar yapılmakla insanların tabiatlarında yerleşmiş ve akl-ı selim (doğruyu eğriden ayırabilen, yanlış düşüncelerden kurtulmuş olan akıl) sahiblerinin kabul ettiği şeydir. Hülâsa örf ve âdet, dînin ve aklın güzel gördüğü şeydir.