Orkun Kökçü’den bu kadar!

Liverpool’un Aston Villa’yı 2-0 yendiği maçı izledim önceki gece. Sergilenen futbol ve skordan daha önemlisi karşılaşma sonrası saha içinde yaşananlardı benim için. Liverpool’un Hollandalı teknik direktörü Arne Slot rakip takımın oyuncularının tek tek ellerini sıktı, Liverpool’un Mısırlı yıldızı Muhammed Salah neredeyse rakip ekibin tüm oyuncularıyla kucaklaştı, takımın diğer elemanları gibi. Neyi mi anlatmaya çalışıyorum, futbol savaş değil spordur dili de evrenseldir. Dinin, dilin, rengin, ırkın, siyasal görüşün, etnik kökenin, sınıfsal ayırımın hesaba katılmaması gereken oyundur futbol…Dönelim bize; Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinin başlamasına 24 saatten fazla zaman var Beşiktaş’ın fanatik taraftarları arasında İnönü Stadı’nda ‘pankart’ asma savaşı başlıyor ve birisi silahına çekip, karşı grubun liderini vuruyor; dan, dan, dan…‘Bahis skandalı’ resmiyete döküleli birkaç gün olmuş bu da üzerine ‘tuz-biber’ ekiyor. Ülkede futbolu oluşturan ögeler; bahis, tartışmalı hakem kararları, tribün mafyası, yönetici ya da başkan taifesinin ‘kılıfına uygun’ şekilde kulüpleri soyması… İtirazı olan varsa yasal yollara başvursun!Pazar gecesine gelecek olursak, maçın henüz başı Fenerbahçe’nin Hollandalı futbolcusu Jayden Oosterwolde, atağa çıkmaya hazırlanan Beşiktaşlı Rafa Silva’yı açık ve net şekilde yere indiriyor ancak Ali Yılmaz adındaki hakem bunu görmezden gelip, ısrarla sarı kartını göstermiyor. Yarım asra yaklaşan meslek deneyimime dayanarak yazıyorum; Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinin rengi o anda belirginleşti. Beşiktaş, El Bilal Toure ardından da Emirhan Topçu’nun attığı gollerle 2-0 öne geçiyor ve sahadaki ‘gereksiz adam’ Orkun Kökçü yaptığı sert faul nedeniyle ‘kırmızı’ kartla oyun dışında kalıyor. Ancak önce ‘sarı’ VAR’ın ikazıyla yeniden izlenip ‘kırmızıya’ dönüşen pozisyonda…Sahada on kişi kalan Beşiktaş’ta gereksiz ‘panik’ başlıyor. Baskın ve baskılı oyun bir yana bırakılıyor takım tamamen savunmaya çekiliyor. Sahadaki varlığı tartışılan Fenerbahçe de bunu değerlendirip İsmail Yüksel ile aradaki farkı bire indiriyor hemen sonra da Marco Asensio eşitliği sağlayan golü atıyor. Sanki Beşiktaş ilk kez sahada on kişi kalmış gibi saçma sapan oyuncu tercihi ile iyice dibe vuruyor…Hakemlere söz söylememeye özen gösteren, onları yere yerden vurmamak için daha çok futbolculara öfkelenen beni bile ‘zıvanadan çıkaran’ bir pozisyon yaşanıyor. Beşiktaş ceza alanına giren Kerem Aktürkoğlu, arkasında Salih Uçan varken kendisini yere bırakıyor hakem Ali Yılmaz tereddütsüz ‘penaltı noktasını’ gösteriyor. Ancak ‘sistem’ kusursuz işliyor! VAR’ın başındaki hakem, Salih Uçan’ın ayağının Kerem Aktürkoğlu’na değmediği ikazını anında yapıyor ve karar 10 saniye içinde değişiyor.Birisi çıksın ve bunlar ‘yalan’ ya da ‘senin uydurman’ desin! Ülkedeki futbol maçlarının sonuçlarını kimler daha önceden belirliyor, siz önce onu söyleyin ama!.. Fenerbahçe ‘hak ettiği!’ üç puanı Jhon Duran’ın attığı golle aldı ve Beşiktaş’ı İnönü Stadı’nda 3-2 yendi. Beşiktaş farklı kazanacağı derbiden puansız ve lige erken havlu atarak ayrıldı geceden. Hepsi bu mu?Yok, biri iki cümlem daha var ama Sergen Yalçın’a, hakem Ali Yılmaz ve ‘sistem’ dışında. Sevgili Sergen, El Bilal Toure’den gayet başarılı ‘golcü’ yarattın, köşeye sıkıştığında bunu Kasımpaşa maçında da yapamaz mıydın? Orkun Kökçü’yü gereksiz ‘servet’ ödendiği için mi her maçta direkt sahaya sürüyorsun? Deneyimli kaleci Mert Günok neden yedek kulübesinde? Rıdvan Yılmaz takım oyununa ne katkı sağlıyor? Neden her maçta üretken Vaclav Cerny’yi oyundan alıyorsun? Cengiz Ünder’den isteğin nedir, Cengiz senin oyuncağın mı?Sevgili Sergen... Senin de oynadığın 2005 döneminde Beşiktaş, Fenerbahçe’yi Kadıköy'de sahada 10 kişi kaldığında yenmedi mi? Kaleye Pancu geçmedi mi? Korkunun ecele faydası yok!Asena Özkan/T24