ayhanx21
Forum Üyesi
Son yıllarda yalnızlık çekenlerin sayısında artış vardır. Artık insanlar kalabalık içinde yalnızdırlar. Bunun sebepleri şöyle sıralanabilir:
- Geçmişin geniş, iç içe, sıcaklığın ve karşılıksız sevginin hakim olduğu geleneksel aileler bugün artık yoktur. Anne-baba ve bir iki çocuktan oluşan çekirdek aile söz konusudur. Yani kişiler mecburen yalnızlığa itilmişlerdir.
- Ailelerin daha az çocuğu vardır. Böylelikle amca, dayı, teyze, yeğenler gibi insanın dayanışma ve muhabbet içinde olduğu kişilerin sayısı da azalmıştır.
- Zorda olana ve muhtaca yardım, dayanışma, kardeşlik gibi hasletlerin yerini günümüzde menfaate dayalı iletişim, dünyevi yarış, hırs ve kıskançlık almıştır.
- Yakınların ölümü de insanı yalnızlaştırabilmektedir. Yaşlı bir hastam karısının ölümünden sonra yaşadığı yalnızlık hissini gözyaşlarını tutamayarak şöyle anlatmıştı:
“Dile kolay tam 42 yıldır beraberdik. Eve girince beni gülerek karşılayışı halimi hatırımı soruşu, sohbetlerimiz, rahatsızlandığımda başucumdan ayrılmayışı aklımdan çıkmıyor. Şimdi eve giriyorum, kimseyi bulamıyorum. Onsuz olmuyor, dayanamıyorum. Onun evde varlığı bile yetiyordu bana. Koca ev boşluktan üzerime çöküyormuş gibi geliyor, daralıyorum.”
- Toplumun İslâm’a, manevi değerlere bağlılıktan uzaklaşması da kişileri yalnızlaştırmaktadır. Çünkü ’a imanın, kadere ve ahirete inancın verdiği güç kişiyi rahatlatır.
- Geçmişin geniş, iç içe, sıcaklığın ve karşılıksız sevginin hakim olduğu geleneksel aileler bugün artık yoktur. Anne-baba ve bir iki çocuktan oluşan çekirdek aile söz konusudur. Yani kişiler mecburen yalnızlığa itilmişlerdir.
- Ailelerin daha az çocuğu vardır. Böylelikle amca, dayı, teyze, yeğenler gibi insanın dayanışma ve muhabbet içinde olduğu kişilerin sayısı da azalmıştır.
- Zorda olana ve muhtaca yardım, dayanışma, kardeşlik gibi hasletlerin yerini günümüzde menfaate dayalı iletişim, dünyevi yarış, hırs ve kıskançlık almıştır.
- Yakınların ölümü de insanı yalnızlaştırabilmektedir. Yaşlı bir hastam karısının ölümünden sonra yaşadığı yalnızlık hissini gözyaşlarını tutamayarak şöyle anlatmıştı:
“Dile kolay tam 42 yıldır beraberdik. Eve girince beni gülerek karşılayışı halimi hatırımı soruşu, sohbetlerimiz, rahatsızlandığımda başucumdan ayrılmayışı aklımdan çıkmıyor. Şimdi eve giriyorum, kimseyi bulamıyorum. Onsuz olmuyor, dayanamıyorum. Onun evde varlığı bile yetiyordu bana. Koca ev boşluktan üzerime çöküyormuş gibi geliyor, daralıyorum.”
- Toplumun İslâm’a, manevi değerlere bağlılıktan uzaklaşması da kişileri yalnızlaştırmaktadır. Çünkü ’a imanın, kadere ve ahirete inancın verdiği güç kişiyi rahatlatır.