NASA'nın 'FINDER'ı Türkiye'de hayat kurtarıyor

Depremin ardından yapılan arama kurtarma çalışmalarında ekipler teknolojinin nimetlerinden de sıklıkla faydalanıyor. ABD Uzay ve Havacılık Dairesi NASA'nın felaket bölgelerinde kullanmak üzere geliştirdiği FINDER*adlı cihaz da arama kurtarma çalışmalarında kullanıldı. Peki bu cihaz nedir, nasıl çalışır ve tam olarak ne işe yarar?

Kısa adı FINDER, Türkçe karşılığı ise "bulucu" FINDER NASA'nın afet bölgelerinde hayat kurtarmak için geliştirdiği bir mikrodalga radarı. Bu cihaz daha önce Nepal ve Haiti depremlerinde de kullanıldı. NASA, bu cihazlardan Türkiye'deki arama kurtarma çalışmalarına destek için de gönderdi. NASA Başkanı Bille Nelson da Twitter hesabından yaptığı paylaşımla cihazları Türkiye ve Suriye'deki afetzedeler için kurtarma ekiplerine gönderdiklerini doğruladı.

FINDER projesinde görevli NASA çalışanı Jim Lux cihazın nasıl çalıştığını anlattı.

Lux, ''FINDER, enkaz altına düşük güçlü radyo sinyalleri yollayan düşük güçlü bir radar. Cihazın gönderdiği radyo sinyalleri enkaz altındaki moloza da insanlara da çarparak geri dönüyor. Ancak insanlar eğer hayattaysa, nefes almaları ya da kalplerinin atmaları bile çok ufak da olsa, hareket sağlıyor. Biz işte bu minik hareketleri analiz ederek hareket insandan mı hayvandan mı geliyor anlayabiliyoruz'' diye konuştu. Kutu içerisinde tek bir kişi tarafından taşınabilen mobil bir cihaz olan FINDER 9 metre derinlikteki kalp atışlarını tespit edebiliyor. Ölçümlerini açık bir alanda 30 metre uzaktan bile yapabiliyor.

Operatör elindeki tabletle cihazdan gelen verileri takip ediyor. Geliştiricileri FINDER'ın doğal afetler için dönüm noktası olabilecek kadar önemli bir inovasyon olduğu görüşünde. Zira enkaz altında ancak baygın halde olan bir insanı bile kalp atışlarından tespit etmek mümkün FINDER'ın sahadaki arama kurtarmacılar için en büyük faydalarından biri de canlıların olduğu enkazların hızlıca tespit edilerek ekiplerin o enkazlarda çalışmasını sağlamak. Böylelikle kurtarma ekipleri canlıların olmadığı enkazlarda boşa vakit kaybetmiyor, enkaz altında kurtarılmayı bekleyen hayattaki insanlara çok daha hızlı ulaşmış oluyor.