Wizard
Forum Üyesi
- Katılım
- 13 Eyl 2022
- Mesajlar
- 8,994
- Puanları
- 0
NASA'nın yaklaşık bir yıl önce fırlattığı uzay aracı saatler içinde Dimorphos adındaki asteroide çarpacak. Uzay aracı 11 milyon kilometre ötedeki gök cismine saatte 20 bin kilometreden fazla bir hızla vuracak. DART adındaki görevin amacı asteroidin yörüngesini değiştirmek.
Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA) sonsuz boşlukta bir asteroiti vuracak. Gezegenimizin yörüngesinde bulunacak bir uzay aracına entegre edilen sistemin adı DART (Double Asteroid Redirection Test) olarak açıklanmıştı.DART sistemini taşıyan araç Kasım 2021'de fırlatılmıştı. Araç aradan geçen bir yılda 11 milyon kilometre yol aldı. Yarın sabah itibariyle Dimorphos adı verilen asteroite füze saldırısı düzenlenecek.
Dimorphos, Didymos adı verilen daha büyük bir asteroitin yörüngesinde dönüyor. DART füzesi saatte 21 bin 700 kilometre hızla Dimorphos'a çarpacak. Amaç göktaşının yörüngesini değiştirmek. NASA mühendisleri çarpmanın Ekim 2022'de olacağını hesaplamıştı.
NASA'nın tahminlerine göre çarpma TSİ Salı 02.14'te gerçekleşecek. James Webb dahil birçok teleskop çarpmayı takip edecek.*DART kapsamında gönderilen aracın ağırlığı 570 kilogram. Hedefteki asteroidin çapı ise 160 metre.*NASA olayı yakından kaydedebilmek için DART'la beraber LiciaCube adındaki bir nano-uyduyu da göndermişti. Bu uydu birkaç gün önce DART'tan ayrıldı.*14 kilogramlık bu uydu çarpma anını fotoğraflayacak. Çarpışma anından yaklaşık üç dakika sonra*Dimorphos'un yanından geçecek olan LiciaCube, asteroiddeki krateri de kaydedecek.*Dimorphos'ın yörüngesindeki sapma da böyle hesaplanacak.
Geçtiğimiz yıllarda bir İngiliz firması gezegenimizin sonuna neden olacak felaketler için bahis oranlarını belirlemişti.İşte o olasılıklar...Dünya dışı bir medeniyetin gezegenimizi işgali (Oran: 1'e 500)Kara deliğin Dünya'yı yutması (Oran: 1'e 125)
Nano makinelerin insan medeniyetine son verip gezegenimizdeki hakim türe dönüşmesi (Oran: 1'e 100)Yapay zekanın insanların komutundan çıkması (Oran: 1'e 80)
Biyolojik küresel savaş (Oran: 1'e 60)Herhangi bir küresel doğal felaket (Oran 1'e 45)Nükleer küresel savaş (Oran: 1'e 30)Global salgın hastalık (Oran: 1'e 2)Kıyamet Günü (Oran 1'e 1)Güneş'in dev bir yıldıza dönüşerek gezenimizdeki hayata son vermesi (Oran: (1'e 1)
ASTEROİDLERLE NASIL BAŞA ÇIKILIR?İngiliz gökbilimci Edmund Halley, Aralık 1694'te Kraliyet Bilim Cemiyetini acil toplantıya çağırmıştı. İçeriğinin kamuoyuna aktarılmaması kararlaştırılan gizli toplantıda, Halley, asteroidlerin Dünya'ya çarpabileceğine dair tahminlerini ilk kez cemiyet üyeleriyle paylaşmıştı.Kuyruklu yıldızların güzergahlarını inceleyen Halley, bunlardan bazılarının Dünya yörüngesiyle kesiştiğini, bunun çarpışmaları olası hale getirdiğini fark etmişti.Halley, İncil ve Tevrat'ta bahsi geçen doğal felaketlerin geçmişte Dünya'ya çarpan asteroidlerden kaynaklanmış olabileceğini düşünüyordu.
SİBİRYA VAKASI20. yüzyıl başında yaşanan bir asteroid vakası, küçük çaplı bir asteroidin dahi Dünya'ya çarpması halinde ne gibi zararlara yol açabileceğini ortaya koydu.30 Haziran 1908'de Çarlık Rusyası'nda Sibirya bölgesine düşen küçük bir asteroid, büyük bir şehrin yüz ölçümüne eşit miktarda ormanlık alanı yok etti.
Yenisey eyaletindeki Stony Tuguska Nehri yakınına düşen asteroidin, atmosferdeki sürtünme nedeniyle yanarak parçalanması ve alev toplarına dönüşen kayaçların etrafa saçılmasıyla çıkan yangınlarda, Doğu Sibirya taygasındaki 2 bin kilometrelik ormanlık alan yok oldu.Bu olay, 30 Haziran tarihinin, gök taşı tehdidine karşı farkındalık yaratmayı amaçlayan "Dünya Asteroid Günü" olarak kabul edilmesine ilham verdi.
GÖK TAŞI TEHDİDİNE KARŞI FARKINDALIKDünya Asteroid Günü'nün kutlanması fikri, ilk kez 2014'te Alman film yapımcısı Gregory Richters tarafından ortaya atıldı."51 Kuzey Enlemi" adlı kurmaca filminde dünyaya çarpan bir gök taşının yarattığı küresel felaketi anlatan Richters, İngiliz müzik grubu Queen'in gitaristi olarak da tanınan astrofizikçi Brian May ile bu konuda öncülük yaptı.
Apollo 9 misyonunda görev alan ABD'li Astronot Rusty Schweickart ve "bilimi ve teknolojiyi kullanarak gezegenin geleceğini korumayı amaçlayan" B612 sivil toplum örgütünün kurucusu Danica Remy'inin de desteğiyle yılda bir günün, bu konudaki bilgilendirici etkinliklere kutlanılmasına karar verildi.Bu özel gün, yeryüzüne yönelik asteroid tehlikesine karşı serinkanlı bir farkındalık yaratmanın yanı sıra asteroidlere yönelik bilimsel ilgiyi canlı tutmayı amaçlıyor. Bu yıl, Dünya Asteroid Günü kapsamında yapılacak etkinlikler, asteroidlere karşı gezegen savunması geliştirmeye yönelik çalışmaların yanı sıra asteroidleri araştırmaya yönelik uzay görevlerine de odaklanacak.
Avrupa Uzay Ajansı (ESA), "Hera" adını verdiği araştırma görevi kapsamında 2024'te Juventas ve APEX küp uydularını Didymos b asteroidine göndererek etki değerlendirmesi yapacak. Didymos asteroidleri Dünya'ya en yakın gök taşları olarak biliniyor.Gök taşlarının 100 yıldan önce Dünya'ya yaklaşması beklenmese de test, gezegen savunması amacıyla asteroidlerin yönlerinin değiştirilmesi fikrini pratiğe dökmesi açısından yararlı olacak.ASTEROİDLERDEN NELER ÖÐRENİLEBİLİR: HAYABUSA 2 VE OSIRIS-REX GÖREVLERİÖte yandan gezegenlerin ve diğer gök cisimlerinin oluşumuna dair önemli ipuçları barındıran asteroidler bilimin de ilgi alanına giriyor.
Japonya, "Hayabusa 2" uzay aracıyla "Ryugu" asteroidinden, ABD ise "OSIRIS-REx" uzay aracıyla "Bennu" asteroidinden kaya örnekleri toplamayı amaçlayan uzay görevleri yürütüyor.OSIRIS-REx'in Bennu asteroidinden topladığı örneklerle 2023'te Dünya'ya dönmesi hedefleniyor.Asteroid Kuşağı'ndaki Apollo grubu asteroidleri arasında yer alan Ryugu ve Bennu, bilim insanlarına Güneş Sistemi'nin ve Dünya'nın oluşumuna ufuk açacak yeni bilgiler sunabilir.Asteroid Kuşağı'ndan ayrılarak Güneş'e yakın bir yörüngeye yerleşen, ardından bir merkezkaç savrulmayla yeniden Asteroid Kuşağı'na gelerek Dünya'ya yakın bir yörüngeye yerleşen Ryugu'nun yolculuğu, asteroidlerin devinimine dair ipuçları barındırıyor.Güneş Sistemi'nin erken oluşum evresinde şekillendiği anlaşılan Bennu ise yüzeyinde bol miktarda su ve karbon molekülerinin izlerini taşıyor.Canlı yaşamının ortaya çıkmasına elverişli bileşenlere işaret eden izler, bilim insanlarına Dünya gibi gezegenin nasıl oluştuğuna dair yeni bilgiler sağlayabilir.]]