Metehan90
Forum Üyesi
Münih Katliamı, Münih'te düzenlenen 1972 Yaz Olimpiyatları sırasında, Kara Eylül örgütüne bağlı silahlı militanlar tarafından yapılmış saldırı. İsrail Olimpiyat takımının on bir üyesi rehin alındığı olay, rehineler ve bir polisin ölümü ile sonuçlanmıştır.
forumadasi.com
Olimpiyatlar öncesi
Altı Gün Savaşı'nın üzerinden yaklaşık beş yıl geçmiş fakat İsrail ve Arap ülkeleri silahlanmaya devam etmiştir. Belli başlı kızışmalar olduysa da sıcak bir çatışma hâlinde bulunulmamıştır. Olayda görev alan saldırganlar, 1971 yılında El-Fetih direniş örgütü içerisinde kurulan Kara Eylül adlı silahlı örgütün üyesiydi. Saldırı, Ürdün'ü Kara Eylül olayları sebebiyle cezalandırma amacı taşımaktaydı.
Olay ve gelişimi
4 Eylül'ü 5 Eylül'e bağlayan gece, saat 04.30 sularında kafilenin bir kısmının kaldığı iki apartman dairesine silahlı militanlarca bir baskın yapıldı. İlk arbedede İsrailli Sporcu Yossef Romano ve İsrail Güreş Takımı Antrenörü Moshe Weinberg,[6] iki saldırganı yaraladıktan sonra öldürüldüler. Olaylar sırasında İsrailli Sporcu Gad Tsobari ve Halter Takımı Antrenörü Tuvia Sokolovsky kaçmayı başardı ancak saldırganlar yedi İsrailli sporcuyu ve iki antrenörü rehin aldılar.
Saldırganların talepleri
Saldırganların talebi, İsrail hapishanelerinde tutulan 234 tutuklunun ve Alman Kızıl Ordu Fraksiyonu grubuna ait iki tutuklunun salıverilmesi idi. İsrail bu kadar acele bir şekilde pazarlık yapmayacaklarını Alman Hükûmetine bildirdi. Ayrıca olayı kontrol altına almak amacıyla İsrail'in kendi özel kuvveti olan antiterör timini bölgeye yollama talebini de Alman Hükûmeti reddetti.
Bir süre sonra saldırganlar bu taleplerinden vazgeçerek helikopter eşliğinde istedikleri uçaklara kadar eşlik edilerek yurtdışına çıkmak istediklerini bildirdiler. Alman polis kuvvetlerinin uzman ekibi yoktu ve Alman ordusu, Almanya yasalarına göre olaya müdahale edemiyordu.
Sıcak dakikalar
Saldırganlar rehinelerle birlikte sağlanan iki helikoptere bindiler ve havaalanına doğru hareket ettiler. Saldırganlar havaalanına vardıktan belli bir süre sonra, havaalanındaki ekip kendi inisiyatiflerine dayanarak operasyona başladılar. Saldırganlar uçağa yaklaştıklarında bomboş bir uçakla karşılaştılar. Tam bu sırada projeksiyon lambaları yakıldı ve keskin nişancılar ateş etmeye başladı. Profesyonel keskin nişancı yoktu, gönüllü polisler vardı.
İlk ateşte iki saldırgan öldürüldü, üçüncü saldırgan ağır yaralandı. Bu sırada dört helikopter pilotu, helikopterlerini bırakıp kaçtılar. Artık şanslarının kalmadığını düşünen bir saldırgan helikopterin içini taramaya başladı, daha sonra da el bombası attı. Bu sırada diğer saldırganlar da siper aldıkları pozisyondan çıkarak polise karşı bir yarma saldırısına başladılar. Sonuçta ilk çatışma sırasında öldürülen iki saldırgandan sonra kalan altı saldırgandan da ikisi bu saldırı sonucunda öldürüldü. Bir saldırgan kaçmaya çalışsa da Alman polisi tarafından yarım saat sonra yakalandı.
Olay sonrası
Olaylar, on bir İsrailli sporcu ve antrenör, bir Alman polisi ve beş saldırganın ölmesi ile sonuçlandı. Üç saldırgandan ikisi sağ, biri yaralı olarak ele geçirildi. Olay sonrasında olimpiyatlar durdu ve pek çok ülke olimpiyatları terk etti (olimpiyatların tarafsızlık ilkesi ve barış teması).
Öldürülen beş Arap saldırganın cenazesi, Libya'da devlet töreni ile gömülse de büyük tepkiler alındı. Olaydan bir ay sonra Lufthansa uçağı kaçırıldı ve üç saldırganın serbest bırakılması istendi. Alman Hükûmeti bu isteği yerine getirdi.
Olayların sonrasında Avrupa'da GIGN ve GSG 9 başta olmak üzere antiterör timleri kurulmuş, İsrail ise sivil ve askeri pek çok örgütlenme kurarak bir dizi karşı saldırı başlatmış ve suikastlara başlamıştır. FKÖ'nün karşı saldırılarda Çakal Carlos'tan yardım aldığı bilinmektedir.